kaybettiğin yerde bekleme,
güçsüzler öyle yapar.
sana kapanan kapıyı bir daha çalma,
kapanan kapıyı acizler çalar.
unutma ki bu aşağılık dünyadasın:
kötülüğü baş tacı edip,
iyiliği çılgınlık sayan dünyada.
şunu iyi bil ki,
İçine şeytan kaçmış bir kadının nefretinin sınırları var mıdır?
Arkadaşın için neleri göze almazsın?
Bir kadının bir saniyelik kaçamak bir bakışı koskoca iki devleti birbirine düşürebilir mi?
Bir adam, sırf sevdiği kadın için ülkesini ve milyonlarca masum insanı savaşa sürükleyebilir mi?
Peki ya bir çocuk, sevdiği kadın için ölümle dans eder
Kaybettiğin yerde bekleme…
Güçsüzler öyle yapar.
Sana kapanan kapıyı bir daha çalma.
Kapanan kapıyı acizler çalar.
Unutma ki bu aşağılık dünyadasın.
Kötülüğü baş tacı edip… iyiliği çılgınlık sayan dünyada.
Şunu iyi bil ki işine geldiğinde şeytan da kutsal kitaptan örnekler verebilir.
Ve cehennem boş.. Şeytanların hepsi burada.
Her düşünceni dile
İnanılmaz!..
Uzun zaman oldu böyle baştan sonra akıcı bir kitap okumadım. Kitap o kadar güzeldi ki bunu nasıl dile dökeceğimi bilemiyorum. Belki bu inceleme size kitabı çok abartıyormuşum gibi gelecek. Kim bilir belki de incelemeden sonra kitabı okuyup benimle aynı duyguları paylaşır ya da tersi bir durum yaşayacaksınız. Şunu söylemeliyim ki
“Geçen gün “Kaç takipçin var?” diye sordum, sosyal medya fenomeni bir arkadaşa.
“Çok” dedi, uçuk rakamlardan söz etti. Nabzımı yoklamak için “Senin de çoktur” deyip gözlerimin içine baktı.
“Yok" dedim, "Benim senin kadar çok takipçim yok. Hepsi topu sekiz tane.”
Merakını gidermek için daha o sormadan saymaya başladım:
Birinci ve en
“Bu kentin ne çatılarını ışıldatan aylarını sayabilirsin,
Ne de duvarlarının gerisine gizlenen bin muhteşem güneşi.”
İlk defa bu yazarla bu kitapta tanıştım. Yazarın dili sade, anlaşılır ve duyguları samimi olarak hissedebildim. Diğer kitaplarını da okumak isterim. Aslında inceleme yapmak için biraz beklemek istedim. Çünkü kitaptaki şiddeti