Eleştiri ile yaratı, bilimle sanat arasında öteden beri sürüp gelen bir savaştır bu, birbirine denk sayılmayacak güçlerin savaşı; öyle bir savaş ki, bilim hep zaferle çıkar savaştan ama bunun kimseye yararı dokunmaz; oysa sanat dönüp dolaşıp inanç, sevgi, teselli, güzellik ve edebiyat sezgisinin tohumlarını saçar çevreye ve her zaman için de karşısında verimli topraklar bulur. Çünkü yaşam ölümden daha güçlüdür, inanç ise kuşkudan daha kudretli.
Sayfa 51 - Can yayınlarıKitabı okudu
Çocukla girilen her savaş, her zaman kayıp bir savaştır
Reklam
Şunu unutmamalıyız: Bu savaş hak ve batıl arasında, İslam ve küfür arasında bir savaştır. Bu savaş dün başlamadı, yarın da bitmeyecek. Bu savaş, en büyük düşmanımız İblis aleyhillane'nin Rabbimiz ve her şeyin Rabbi, sahibimiz olan yüce Allaha asi olduğu gün başladı ve Allah Celle ve Â'la'nın murad ettiği güne kadar devam edecektir. Zaferin vakti ne zaman gelecek... Kum saati ne zaman boşalacak? Bunu bilemeyiz... Ama boşalacak... Nihayetinde hak daima muzaffer olacak... Bizle veya bizsiz... Sen müntehasına yükselen kum tanelerinden birisi misin?... Sen buna bak!
İnsanlar, bir sorunu çözmek için artık konuşamaz olduklarında kavga ederler. Oysa, tartışmaya devam etseler, aynı anda birbirlerine yumruk atamazlar. Ülkeler için de aynı şey geçerlidir. Savaş ilan etmek, konuşmayı kesmek demektir. Savaş, birsorunun tam ortasında bütün iletişimi tamamen koparmaktır. Ülkeler başka seçenekleri olmadığını söyleyince,
Sayfa 32 - Günışığı Kitaplığı
“İnsanları öldüren kader, onları görebilmemiz ve gözlerimizi bu cesetlerle doldurabilmemiz için bizi de sorumlu kılıyor. Korku, alışılagelmiş korku, kaçış değil. İnsan gerçeği kavradığı için utanıyor işte gerçek önümüzde. Her ceset sen, ben ya da biz olabiliriz. Arada hiç fark yok. Eğer yaşıyorsak, bunu bir başkasının kirletilmiş cesedine borçluyuz. Bu nedenle her savaş bir iç savaştır. Her şehit, yaşayan canlıya benzer ve ondan ölümünün hesabını sorar.”
"İnsanları öldüren kader, onları görebilmemiz ve gözlerimizi bu cesetlerle doldura- bilmemiz için bizi de sorumlu kılıyor. Korku, alışılagelmiş korku, kaçış değil. İnsan gerçeği kavradığı için utanıyor- işte gerçek önümüzde. Her ceset sen, ben ya da biz olabiliriz. Arada hiç fark yok. Eğer yaşıyorsak, bunu bir başkasının kirletilmiş cesedine borçluyuz. Bu nedenle her savaş bir iç savaştır. Her şehit, yaşayan canlıya benzer ve ondan ölümünün hesabını sorar."
Reklam
Eleştiri ile yaratı, bilimle sanat arasında öteden beri sürüp gelen bir savaştır bu, birbirine denk sayılmayacak güçlerin savaşı; öyle bir savaş ki, bilim hep zaferle çıkar savaştan ama bunun kimseye yararı dokunmaz; oysa sanat dönüp dolaşıp inanç, sevgi, teselli, güzellik ve edebiyat sezgisinin tohumlarını saçar çevreye ve her zaman için de karşısında verimli topraklar bulur. Çünkü yaşam ölümden daha güçlüdür, inanç ise kuşkudan daha kudretli.
Şimdi artık bir emekliyim. Hayatın başka bir safhasını yaşıyorum. Bu safhada insan, nihayet kendisiyle baş başa kalır. Tanrının, onun için hazırladığı en çetin imtihanı yaşar. En son ve en azgın hasmı ile kar­şılaşır. Bu hasım, yıllar boyunca geriye itilen, yıllar boyunca pusuda bekleyen kendi içimiz, kendi iç varlığımızdır. Bu çetin bir
İnsanları öldüren Kader, onları görebilmemiz ve gözlerimizi bu cesetlerle doldurabilmemiz için bizi de sorumlu kılıyor. Korku, alışılagelmiş korku, kaçış değil. İnsan gerçeği kavradığı için utanıyor - işte gerçek önümüzde. Her ceset sen, ben ya da biz olabiliriz. Arada hiçbir fark yok. Eğer yaşıyorsak, bunu bir başkasının kirletilmiş cesedine borçluyuz. Bu nedenle her savaş bir iç savaştır. Her şehit, yaşayan canlıya benzer ve ondan ölümünün hesabını sorar.
özgürlük davası her zaman haklı bir davadır ve esarete karşı girilen savaş, her zaman asil bir savaştır, silahsız mücadele bizim yaşam biçimimizdir.
Reklam
Pavese...
Dış ses (Pavese): "insanları öldüren kader, onları görebilmemiz ve gözlerimizi bu cesetlerle doldurabilmemiz için bizi de sorumlu kılıyor. Korku, alışılagelmiş korku, kaçış değil. insan gerçeği kavradığı için utanıyor- işte gerçek önümüzde. Her ceset sen, ben ya da biz olabiliriz. Arada hiç fark yok. Eğer yaşıyorsak, bunu bir başkasının kirletilmiş cesedine borçluyuz. Bu nedenle her savaş bir iç savaştır. Her şahit, yaşayan canlıya benzer ve ondan ölümünün hesabını sorar."
Allah yolunda cihat etmenin, yani Allah yolunda savaşmanın anlamı, herhangi beșerî veya dünyevi bir amaçla değil de, Yüce Allah'ın insanlığa sunduğu ilâhî, evrensel değerlerin uğruna olan savaştır. Başka bir ifadeyle, insanı öldürmek niyetiyle değil de insanı kazanmak niyetiyle olan mücadeleye cihad denmektedir. Buradaki cihadı iki boyutlu olarak düşünebiliriz: Birisi, müşriklerle ve kâfirlerle yapılacak olan savaş olabilir. Diğeri de Furkan 52'de belirtilen, Kur`ân ile yapılan cihad olabilir. Kur'ân'ı tebliğ etmek, onu insanlara öğretmek icin sarfedilen gayret de cihad olmaktadır. Birincisi zaman alabilen, ikincisi ise her zaman olabilen bir faaliyettir.Diğer amaç da Allah'ın rızasını kazanmaktır.
Şimdi artık bir emekliyim. Hayatın başka bir safhasını yaşıyorum. Bu safhada insan, nihayet kendisiyle baş başa kalır. Tanrının, onun için hazırladıgı en çetin imtihanı yaşar. En son ve en azgın hasını ile karşılaşır. Bu hasım, yıllar boyunca geri itilen, yıllar boyunca pusuda bekleyen kendi içimiz, kendi iş varlıgımızdır. Bu çetin bir savaştır.
Dış ses (Pavese): “İnsanları öldüren kader, onları görebilmemiz ve gözlerimizi bu cesetlerle doldurabilmemiz için bizi de sorumlu kılıyor. Korku, alışılagelmiş korku, kaçış değil. İnsan gerçeği kavradığı için utanıyor– işte gerçek önümüzde. Her ceset sen, ben ya da biz olabiliriz. Arada hiç fark yok. Eğer yaşıyorsak, bunu bir başkasının kirletilmiş cesedine borçluyuz. Bu nedenle her savaş bir iç savaştır. Her şehit, yaşayan canlıya benzer ve ondan ölümünün hesabını sorar.”
315 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.