Akış
Ara
Keşfet
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
Kitap Türleri
Dergiler
Çevirmenler
İncelemeler
Alıntılar
İletiler
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.38.13
136 syf.
·
Puan vermedi
Yazarımızın ikinci eserini de büyük hayranlıkla okudum. Beni derinden etkiledi. Unutamayacağım eserdir. Baş karakter Tolgonay 2. Dünya savaş öncesi, savaş zamanı ve sonraki yılları; yıllarını adadığı toprağıyla dertleşirken bir çok yaşanmışlığını çarpıcı dille aktarmış Yazarımız. Okurken gerçekten kitabın içinde yaşıyordum sanki. Eşi Suvankul, oğulları ise Kasım, Maysalbek, Caynak ve gelini Aliman. Torunu ise Canbolat... başka karakterlerde var. Toprakları için gece gündüz büyük uğraşlar veriyorlardı. Büyük fedakarlıklarda bulundular toprakları halkları için... sevgiyi, iyiliği, merhameti, bağlılığı... yaşayan duyguları bize yansıtan usta eser... savaş başladığında her korkuyu acıyı geriye atıp kalanlarla toprağa sarılmaya devam ettiler. Kazandıklarının büyük çoğunluği da cepheye gitmişti. Halkları için emekler verip onların ihtiyacını gideren ve bunca çabaya rağmen yine de açlığı, kötüğü, zalimliği yaşasalarda, azimlerine ve halkı için çabalarına devam ettiler. Sonunda zaferi kazandıklarında ise kalanlarla tekrar topraklarına halkı için gelecekleri için sarılan onca acıyı geriye atabilen güzel yürekli karakterler tanıdım...
Kitap, Oyunlar ve Dizi
7 Kitaplık serinin son kitabı.
Witcherlar kimdir?
Kısaca insanüstü bazı güçleri olan Witcherlar para karşılığında canavarları avlar, lanetleri ortadan kaldırırlar ve geçimlerini bu şekilde sağlarlar.
Witcher Geralt kaderin bir araya getirdiği sıradışı arkadaşlarıyla dünyanın bir ucuna giderek yazgısı olan Ciri'yi aramaya devam ediyor. Lakin
Odin, Thor, Loki, Baldur, Heimdall gibi tanrıların Dokuz diyarlarda yaşadığı mitolojik ve fantastik bir hikaye. Tanrıların, tanrıçaların, elflerin, devlerin, cücelerin, yaratıkların olduğu aşk, savaş vb. bulcağınız mitolojik serüven.
Sanki film izler gibi içine alıp farklı diyarlara götürüyor okumanızı öneririm farklı bir dünya :)
Birey Toplum Çatışması Örneği
98 yıllık serüvenini dolu dolu, etkileşim halinde ve tırmanarak gelmiş bir başyapıt.
Türk edebiyatımızca da kült ve klasikleri arasında önemli bir yere sahip.
Oturmuşuz bir kenara, almışız çayımızı kahvemizi, sen anlat ben dinleyeyim tarzında uzun bir serüvene şahit oluyoruz. Samimi, anlayışlı, duygusal ve bir o kadar da çalkantılı duygulara sahip olan dış ses bize olanı biteni çok atlamadan tane tane ve tüm çıplaklığı ile anlatıyor. Dış ses de aslında günlük tarzında yazımlardan anladığımız bir iç sestir, Feride’ye ait olan.
İkilemlerin ve çatışmaların ön planda olduğu eserde, eserin geçtiği savaş yıllarını, kurtuluş savaşı dönemini neredeyse hiç hissetmiyor, sanki arka planda radyo yahut televizyon açıkmış da çok ön plana çıkmıyormuş gibi hissediyoruz. Zamanı, mekânı değil kişiler arası aşklar ve sosyal ilişkiler üzerine olayları daha çok ön plana çıkarma amacında yazıldığını görüyoruz.
Başrollerde tanıştığımız Feride’nin Türk kızı kimliği yanında kendini gerçekleştirme eğiliminde ruh haline de tanık oluyor, yaşantılarını, duygu dünyasını misafir edasında bizde yaşıyoruz.
Zamanın ötesinde olup toplumun yapı ve ruh hali olarak kişinin gerisinde kaldığı durumlardan birine şahit oluyoruz. Ön yargıların, ters düşümlerin sebep olduğu sıkıntıları da görmüş oluyoruz.
Sadece bireysel değil aynı zamanda toplumsal olarak da mesajların ve tahlillerin içerildiğini de görüyoruz. Zamanın ve mekânın ötesine ulaşılmasından da önce medeni seviyeyi yakalama gayesini toplumun içinde bulunduğu geri kalmışlığı bir sitemle dile getirip olması gerekene ulaşma ülküsünü aşılamaya da çalışmaktadır.
Sahaftan Kemal Varol'un 'Ucunda Ölüm Var' kitabını alırken gözüme ilişti bu kitap. İsmini çok kez duymuştum daha önce, hem böyle ilk baskılardan birini bulup fiyatı da çok uygun olunca kaçırmak istemedim. Ayrıca içerisindeki 1977/Ankara notu daha da kıymetli kıldı bu kitabı benim için. İyi ki keşfedip, iyi ki tanık olabildim bu başyapıta.
Konusuna gelince, isminden de anlaşılacağı gibi bir savaş, bir cephe ve aslında bir çığlığın romanı bu. Savaşın daha lise dönemindeki gencecik çocukların yaşamına nasıl girdiği, onların duygularını, hayallerini, umutlarını, yarınlarını çaldığını anlatan bri çığlık. Bunu yaparken de her şeyi olduğu gibi anlatıyor yazar. O savaşın içinde olmayan okuyucu son satırlara geldiğinde ölen arkadaşlarını, o cephedeki tüm sesleri, çıldırmak üzere olan o erleri, hastanelerin ölüm odaları denen o kısımlarını sanki içindeymiş gibi hissediyor iliklerine kadar. Ayrıca her şeye rağmen aralarındaki sıcacık dostluğun savaşın anlamsızlığını farkettirdiği o anları içiniz ağlayarak hissediyorsunuz.
Bu kitabı yazarı hem 1. hem de 2. Dünya Savaşlarını yaşamış birisi. Kitapta anlatılan da 1. Dünya savaşından bir kesit. Onun tüm kitapta anlatılanlardan çok daha kötülerini yaşadığını garip ama kitabı bitirdiğinizde hissedebiliyorsunuz.
Üzerinden onca zaman geçmiş hala savaş çığırtkanlığı yapan, insanların ölümünü savunan milyonlarca 'canavar' bulmanız işten bile değil. Ama her şeye rağmen inatla savaşın gerçek yüzünü, insafsızlığını, acımasızlığını savunan böyle şerefli insanlar oldukça umut her zaman var olacaktır. O insanlar var olsunlar.
Taşıdıkları Şeyler
"Taşıdıkları Şeyler", bir Vietnam gazisinin, Tim O'Brien'ın yazdığı savaş romanlarından birisi. Böyle duyunca kulağa ne kadar da klişe geliyor. Ama bu kitabın içindekiler klişe kelimesinin yanından bile geçmiyor.
Yazar kitaba muhteşem bir giriş yapıyor, somut olarak taşıdıkları şeylerle başlıyor ( silahları, mühimmatları, özel eşyaları,
