Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Şu anda gençlerimiz öyle farklı bir telkinlerle yetişiyorlar ki Allah'ın kaderlerini birleştirdikleri iki insan değil de sanki birbiriyle meydan savaşına çıkacak iki mücahid gibi evlilik yapıyor. Kız babaları, kız anneleri, teyzeler, halalar: "Aman kızım, kendini ezdirme sakın!" telkinleriyle kızları damat evine gönderiyor. Erkeğe de: "Aman, erkekliğini göster! İlk gün kediyi parçalamalısın. Eğer ilk gün yapmazsan sözünü dinletemezsin!" gibi telkinler verilerek gençlerimiz savaş meydanına çıkacakmış gibi yetiştiriliyor ve aile dediğimiz büyük müesseseyi bu şekilde kurmaya çalışıyorlar.
238 syf.
·
Puan vermedi
. . . PUSLU KITALAR ATLASI . . .
Hayal mi gerçek? Gerçek mi hayal? İkisi de mi gerçek? İkisi de mi hayal? . . . Hem gerçeği hem hayali muallakta bırakan bir obsesif şüphenin romanı:
Puslu Kıtalar Atlası
Puslu Kıtalar Atlası
Eflâtunî bir girdap içinde büyük daireler çize çize derinlere doğru efsunlanmış ve yarı-anestezik bir halde duhul ederken birden son sayfaya gelmemle birlikte geceyarısının bir kör
Puslu Kıtalar Atlası
Puslu Kıtalar Atlasıİhsan Oktay Anar · İletişim Yayınları · 202048,4bin okunma
Reklam
319 syf.
8/10 puan verdi
·
14 günde okudu
Genel Bakış.
*Spoiler içerir.* Sanırım
Stefan Zweig
Stefan Zweig
'in beni en hayal kırıklığına uğratan eseriydi diyebilirim. Bunun birçok nedeni var. Örneğin
Stefan Zweig
Stefan Zweig
bir tarihçi olmadığı için anlattığı 14 tarihsel minyatürü asla objektif şekilde ele almamış. Hep bir taraf tutmuş ve o tarafı sonuna kadar savunmuş. Karşı tarafı da sürekli aşağılar nitelikte paragraflar
İnsanlığın Yıldızının Parladığı Anlar
İnsanlığın Yıldızının Parladığı AnlarStefan Zweig · Can Yayınları · 20185,5bin okunma
Size bu güneşli Narnia’nın eski Narnia’dan farkını anlatmak, bu ülkenin meyvelerinin tadını anlatmak kadar zor. Şöyle düşünürseniz belki bir fikir edinebilirsiniz; güzel bir körfeze ya da dağlar arasında uzanan yeşil bir vadiye bakan bir penceresi olan bir odada bulunduğunuzu ve pencerenin karşısındaki duvarda bir ayna olduğunu farz edin. Aniden o körfezin ya da vadinin görüntüsünü aynada yakaladığınızı düşünün. Aynadaki deniz ya da vadi aynı gerçeği gibidir; ama aynı zamanda biraz farklıdır, daha derin, daha harikadır ve hikâyelerdeki - hiç duymadığınız ama öğrenmek istediğiniz hikâyelerdeki - yerlere benzer. Eski Narnia ile yeni Narnia arasındaki fark böyleydi. Yenisi daha derin anlamlar barındıran bir ülkeydi: Her taş, çiçek ve yaprak sanki daha fazlasını söylemek istiyordu. Bundan daha iyi açıklayamam; eğer oraya giderseniz ne demek istediğimi anlarsınız.
235 syf.
9/10 puan verdi
·
14 günde okudu
Çukurova...Sıcak, toprak, köy, çamur, umut, acı, gerçek... 22 hikayeden geriye kalanlar bunlar oldu benim için. Yaşar Kemal, Çukurova'nın hayatını ve zorluklarını mükemmel bir gerçeklik ile kitaba yansıtmış. Her hikayede ayrı bir hayat her satırda ayrı bir zorluk var. Kitabı okurken Çukurova'nın ve Anadolu'nun gerçekleri yüzünüze
Sarı Sıcak
Sarı SıcakYaşar Kemal · Yapı Kredi Yayınları · 20235bin okunma
"Yüreğine korkunç derecede keskin bir acı saplandı. Ölüyormuş gibi oldu. Sanki içinden bir şey kopmuştu da can veriyordu."
Sayfa 507Kitabı okudu
Reklam
Uzakta toplar gümbürdedi; savaş uçaklarının motor gürültüsü sanki yıldızsız gökyüzünün her bir noktasından iniyor ve her şeyi kuşatıyordu. Kâr yağar mı acaba diye düşündü Ramon.
Ama insan öylesine kendisiyle dolu oluyor ki aşıkken, aşık olduğunun olumsuz taraflarını görmemek için sanki bir savaş veriyor kendisiyle.
Sayfa 147Kitabı okudu
Zordu üstesinden gelmek nereye varacağını bilmediğin, hiçbir zaman gerçekleşmeyecek bir ihtimalin. İçimizde taş üstünde taş vardı, kaldırması zor cümlelerden inşa ettiğimiz kabullenmişlik şimdi bir yükten başka bir şey değildi. Gerçekleşmesi zor bir ihtimalin güzelliğine öylesine sarhoşlukla bakmıştık ki, hâlihazırda gerçekleşmiş olan o yitik
Sayfa 24 - Kafka OkurKitabı okudu
" Sanki ruhu çok çetin bir savaşa hazırlanıyordu da kendisini zayıflatabilecek herhangi bir duyguya boyun eğmemeye çalışıyordu."
Sayfa 467Kitabı okudu
Reklam
Savaş insanı barbarlaştırır, çünkü insanın bir savaşa katılabilmesi için kendisini her türlü pişmanlığa, inceliğe ve soylu değerlere karşı duygusuzlaştırması gerekir. İnsan sanki bu değerler yokmuşçasına yaşamak zorundadır ve savaş bittiği zaman o değerlere yeniden dönebilme gücünü de yitirmiştir.
Sayfa 194Kitabı okudu
Geri199
1.500 öğeden 1.486 ile 1.500 arasındakiler gösteriliyor.