Son zamanlarda 'tarihçi' adı altında ortaya çıkıp Atatürk'e, onun aile fertlerine, Türkiye'nin kurucu kadrosuna ve daha pek çok manevi değerimize olmadık iftira ve hakaretler savuran bir grup şarlatanın, çeşitli basın ve medya kanallarında bir tarım böceği gibi, bir kımıl gibi her geçen gün çoğalması karşısında, İlber Ortaylı gibi değerli bir
Öncelikle, zamanında babamın kitaplığından aşırıp kendi kitaplığıma dahil ettiğim, lakin yıllar boyunca tozunu almak dışında başka bir ilişki kurmadığım bu değerli eseri, bir etkinlik marifetiyle elime alıp okumamı sağlayan değerli okur dostlarım
Clarissa' nın tüm hikayesini okuyamadım. Gerçektan yazarın zihnindeki metni okumak isterdim. Kitap birden bire anlamsız bir yerde bitiverdi. Biraz araştırınca yazarın intiharından dolayı yarım bıraktığı bir eser olduğunu okudum. Kalan kısımları yayıncı, yazarın notlarından yararlanarak tamamlamış. Zaten bu durum hissediliyor.
Merhabalardan bir demet. Spoi ve Gilleri bulunmamaktadır.
Bir okurdan da görüp uyguladığım gibi önce yazarı araştırır, okur, tanıyabildiğim kadar tanırım...
- Biz şairi biliyoruz sen kitaba geç.
Baaalım ne kadar tanıyorsun. Çay kahve al istersen, biraz uzun. Dikkat et çenen çıkmasın, çünkü çok şaşıracaksın. Ööle şaşıracaksın yani.
Eğitim,
Büyük tehlike: İçimizdeki İsrailliler!
Ersin Çelik
Hamas kendi sonunu hazırlamış. İsrail var ya, Filistin diye yer bırakmayacakmış. Hamas, yine durduk yere saldırmış. Sonları yakınmış. Oysa İsrail daha önceleri vurmadan haber veriyormuş, savaş kurallarına uyuyormuş. MOSSAD bu işin peşini bırakmazmış.
Sosyal medyada üç gündür sakız gibi
Protestan bir Hristiyan olarak komünizmin yollarında yürümüş, ilmi çok, insafı bol, vicdanı geniş, insan sevgisi büyük ve dünyanın gidişatını kendine dert eden üretken ve bilge bir filozoftan dostça verilmiş bir haber, kardeşçe verilmiş bir müjde:
"GELECEĞİMİZDE İSLAM VAR"
1913'de Marsilya/Fransa’da doğan
Halk, eziktir, soyulmuştur, yoksuldur, câhildir ve ölmektedir. Neden? Çünkü toprak zenginlerin elindedir; halk fabrikalarda, dev kuruluşlarda gündelikle çalışarak köleleşmiştir.
“Şu büyüleyici doğanın bağrında insan ruhu nasıl olur da kin, öç, kendi benzerlerini yok etme gibi duygulara kapılabilir?” (s.23).
Dünya edebiyatında eserlerini okurken en çok keyif aldığım ilk on yazardan biri de
Lev Tolstoy’dur. Onun “Anna Karenina”, “Diriliş” ve “Savaş ve Barış” gibi dev eserlerini okuduğumda kendisine hayran kalmıştım. Dünyada
”Uzun yaşamı boyunca aklın her silahını kullanarak bitmek bilmez bir heves, tutkulu bir adanmışlık, hepsinden de öte korkunç alay etme yeteneğiyle uğruna savaş verdiği ideal kazanımları; hoşgörüyü, ruhani özgürlüğü, insanlık onurunu, adaleti kafalarımıza adam akıllı işlemiş ve bunlar sanki artık doğal yaşamımızın bir parçası, soluduğumuz hava,
Türk Ermeni ilişkileri oldukça hassas bir konu. 19. yüzyılın sonlarından başlayarak gerilen ilişkiler, günümüzde bile hala sıcaklığını koruyor. Aslında biz bu gerginliğin 1915 Ermeni tehciri ile başladığını zannediyoruz, ama daha önceki tarihlerde, kızıl sultanın padişahlığı zamanında, gerginliğin ilk tohumları atılıyor. 1890'lı yıllarda osmanlı