"... sapanıyla yendi"
Davut ve Golyat'ın savaşı, kutsal kitaplarda da geçmektedir. Antik Filistinliler, İsrail Kralı Şaul (İslam'da Talût) ile savaş halindeydiler ve Golyat, her gün İsrail askerlerini düelloya davet ediyordu. Sadece Davud Golyat'ın karşısına çıkmaya cesaret edebildi ve onu sapanıyla yendi.
Sayfa 17 - Gönül Y.Kitabı okudu
“Kalp” kelimesi, her insanda hem “sevgi” hem de cesaret manasına gelir. Kelimeler, asırların tecrübesiyle manalarını aldıklarına göre, her lisanda “kalp” kelimesini mal edilen manalardaki bu ortaklık, halk görüşünün, her devirde ve her memlekette aynı hakikatle karşılaşmış olduğuna bir delildir. Sevmeyi bilmeyen ölmeyi bilemez; savaş sevginin tamamlayıcısıdır.
Reklam
Şeytan : Beni üç durumda hatırla
1. Öfkelendiğin zaman beni hatırla! Çünkü ben öfke anında senin kalbinde ve bedeninde, hulâsa kanın aktığı tüm damarlarında gezinirim. 2. Savaşta düşmanla karşılaştığın zaman beni hatırla.Çünkü insanoğlu düşmanla karşılaştığı zaman, ben onun kanına girer ve çoluğunu çocuğunu, malını mülkünü hatırlatırım ve savaştan kaçması için telkinlerde bulunurum. 3. Yabancı,sana nikahı düşen kadınlarla baş başa kalma.Çünkü ben zina yapmanız için ondan sana, sende ona kötü duyguların aracılığını yaparım. Lokman (as) oğluna şöyle bir vasiyette bulunmuştu: "Üç şey ancak üç şey açığa çıktığında bilinir: Kişinin hilim sahibi olduğu öfke anında belli olur.Cesaret ancak savaş meydanında belli olur.Kardeşlik de ancak ihtiyaç duyulduğu zaman belli olur.
“Gondor sağlam bir kale ise, Boromir, biz de bir diğer rolü üstlendik. Sizin sağlam surlarınızın ve parlak kılıçlarınızın engelleyemediği nice şer yaratığı var. Kendi sınırlarınız dışındaki topraklan pek az tanıyorsunuz. Barış ve özgürlük mü demiştiniz? Biz olmasaydık Kuzey bunları pek az görmüş olurdu. Korkunun karşısında eriyip giderlerdi. Fakat karanlık şeyler ıssız dağlardan çıkıp geldiklerinde veyagüneşsiz ormanlardan sürünüp çıktıklarında, bizden kaçıyorlar. Dunedain uyusa, veya tümü ölüp gitmiş olsa, kim hangi yollarda seyahate cesaret edebilirdi, sessiz topraklarda yahut basit insanların evlerinde geceleri kimin can emniyette olurdu ki? “Yine de, sizin kadar bile şükran görmeyiz biz. Yolcular bize kötü gözle bakar, köylüler aşağılayıcı adlar takarlar. Biz her an nöbette olmasak kanını donduracak veya küçük kasabasını harabeye çevirecek düşmanlardan bir günlük mesafede oturan şişman bir adam, ‘Yolgezer’ der bana. Yine de başka türlü olmasını istemeyiz. Basit halk ancak huzursuzluk ve korkudan azadeyse basit olabilir ve onları bu şekilde koruyabilmek için de bizim gizli kalmamız gerekir. Uzun yıllar boyunca, benim sülalemin görevi olmuştur bu. “Fakat şimdi dünya bir kez daha değişiyor. Yeni bir zaman geliyor. İsil-dur’un Felaketi bulundu. Savaş kapıda. Kılıç yeniden yapılacak. Minas Tirith’e geleceğim.”
Greklerin askerlik alanında, sık saflarda yürüyen mızrak ve kalkanı askerler alayını (Phalanx) yaratmaları, önemli siyasal ye toplumsal gelişmeleri de beraberinde getirdi. Saflardaki askerler arasında toplumsal statü ve zenginlik farklılıkları ortadan kalkmış, bunların yerine güç, cesaret ve disiplin önem kazanmıştı. Bu da, doğal olarak, kentin askerleri arasında dayanışma duygusunu artırmış ve eşitlik anlayışına yol açmıştır. İyi bir kent yurttaşının ölçütü, kendini geçindirecek büyüklükte bir toprak parçasına sahip, gerektiğinde kendisini mızrak ve kalkanla silahlandırıp savaş alanında yurttaşlık görevini yapacak bağımsız çiftçinin alçakgönüllü yaşamı haline gelmiştir. Böylece, canlı bir eşitlik ruhu ve toplumsal dayanışma duygusu, Grek kent-devletlerini, dönemin öteki uygarlıklarından ayırıcı nitelikler olmuştur.
DİN VE PARA BELASI İNSANLIĞIN SON İBRETİNİ YAŞATTI Sömürgecilerin iki temel araçları var; Biri din, diğeri para! Din ile beyin yıkar, uyuşturur görünmeyeni satar, para ile görünen madde gücü kimin elinde ise satın alır.
Reklam
1,000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.