Hristiyanligin en buyuk 7 gunahina istinaden (Islam inancina gore Islam dininin bir onceki donemi oldugundan dolayi benzerlik gosteriyor)
karakterlere yerlestirilmis olan karakteristik ozellikler ile ilgimi ceken animede gozlerini yasartacak guzel ask hikayeleri sakli.
Dusunun bir erkek hafizasi silinmis sevgilisine yeniden asik olunca ve onub
Özet
Birinci bölümde, Guts Caska'ya Griffit'i kurtardıktan sonra kendisiyle gelmesini istediğini söyler. Sonda bir ormanda (behelit görülür) yılanvari canavar görülür ve festival artık başlıyordur ;) (48)
İkinci bölümde, Griffit'i kurtarmak isteyen grup gizli bir geçitten kaleye girer. (49)
Üçüncü bölümde, Prenses Charlotte
Asagiri, mangasında ki karakterlerini oluştururken edebiyat dünyasına iz bırakmış yazarlarımızdan esinlenmiştir. Belkide bu esinlenmenin amacı; yazarları tanıtmak, sevdirmek ve okuyucuları yönlendirmek olabilir. ( Ki ben mangayi okuduktan sonra japon edebiyatına başlama isteğiyle doldum:")
Manga fantastik bir biçimde kaleme alınmış ve
“İmparator ve Aziz” romanında erkek ve kadın kahraman, lanetli ejderhaları, iblisleri ve hikayenin son patronunu güzel aşklarıyla yenmeyi başardı. Parlak bir geleceğe sahip olmak ve dahi bir büyücü olarak selamlanmak yerine, rahat bir emeklilik yaşayabileceğim güvenli bir gelecek istiyorum… Dilediğim bu, ama bu dünyanın sonu geldiğinde, son patron benim. Lütfen, yaşamama izin ver…. Yine de. Dünyayı kurtaracak kahraman erkek başrol Siegren gözlerimin önünde mi ölüyor? Savaş alanında yuvarlanmaktan aklı ve vücudu parçalanan erkek başrol. Siegren’in yaralarını gördüğümde bir söz verdim. Yazdığım satırlar yüzünden acı çeken bu kişi. Ona mutluluk, parlak bir gelecek ve rahat bir hayat getireceğime söz veriyorum."
"Pauliana, düşman ulus ordusu Acrea tarafından yenildi ve yakalandı. Umutsuzca erkekler toplumunda hayatta kalmaya çalışıyordu, ama hepsi boşunaydı. Acrea’nın genç kralı Lucius, mücadelesine tanık oldu ve beklenmedik bir teklifte bulundu. Onun hayali savaşı sürdürmek ve Güney kıtasını ve denizini fetheden ilk imparator olabilmekiti. Pauliana, Lucius’a, onu kabul ettiği için ömür boyu sürecek bir bağlılık sözü verdi. Ancak, sonunda, Lucius sadece Pauliana’ya olan sevgisini savaş alanında uyandırmiş bir imparatordu."
Genel olarak güzel bazı yerlerde kıza yapılanlar içimi acıtsa da komik yerleri de vardı. Severek okuduğum serilerden biri. Okuyacak olanlara şimdiden iyi okumalar.
- bu kitap, okuyanı pamuk şekere dönüştürüyor.
Yotsuba'yı incelemeden önce bu tür eserleri hiç duymamış veya okumamış olanlar için bir miktar tarihi yönüne değinmek istiyorum. manga Japonya'da üretilen çizgi romanlardır. animeler de mangaların animasyona dönüştürülmüş hali.. mangaların ortaya çıkması abd'nin japonya'yı işgal
"Hiç kan ve gözyaşı dökmeden kötü adamın kız kardeşi olarak savaş romanında yeniden doğdu.
“Kardeşim” olarak hareket eden kişi, savaşı kaybettikten sonra baş erkek tarafından mühürlenecek bir kötü bir adamdı.
Bu yüzden şimdi tek yapmam gereken, daha sonra ortadan kaybolana kadar kız kardeşi gibi davranmak.
Ya da ben öyle düşünmüştüm…"
Bir kısır döngü halinde devam eden bir hikayeyi ele alıyor. Ana karakterimiz sürekli olarak ölüp sürekli olarak bir önceki güne geri dönmekte ve amacı bu kısır döngüyü yok etmek. Birinci kitaptan çok ikinci kitabı sevdiğimi söylemekten çekinmeyeceğim sanırım. Çizimlerine bakarsak çok başarılı çok güzel ve akıcı. Kitap daha çok savaş içinde geçiyor. Savaş konusunu sevmeyen kişiler mangadan sıkılabilir. Bende savaş içerikli şeyleri pek sevmem ama dediğim gibi ikinci kitap da hikayenin içinde buldum kendimi. Genel olarak konusu ve çizimi ile kaliteli bir manga
"Senin yerinde olsam kaçardım.."
"Kaçabilsem... hiç durmadan, denizin bile ötesine gidebilsem... Orada ne vardır? Ufuğun sonunda, savaş olmayan, kölelik olmayan, barış içinde... bir yer var mıdır?"
Kitaba geçmeden önce birkaç şeyden bahsetmek istiyorum... Ben manga okumaya da, anime izlemeye de karşıydım. İlk defa bir kitap fuarında tanışmıştım mangalarla. Kitabın ilk sayfasını açtım ve aynen şöyle yazıyordu: "YANLIŞ SAYFADAN BAŞLADIN!" ಠ﹏ಠ İşte bu benim mangalarla tanışma hikâyem:) Yıllarca bu şekildeydi, izlemedim, okumadım, sonra ne oldu bilmiyorum ama içimde manga okuma isteği oluştu... Ve sonuç olarak Death Note'un yorumu ile karşınızdayım :))
•••••••••••••••••••••
Kısaca konudan bahsetmek gerekirse:
"Bu deftere adı yazılanlar ölür." Şinigami Ryuk'un insanoğlu dünyasına düşürdüğü bir defter, iki seçilmiş insan ve muhteşem bir savaş.
Death Note'u bulan bir lise öğrencisi, defteri kullandıktan sonra insanların öldüğünü görür. (BU KORKUNÇ BİR ŞEY =_=). Fakat o iyi bir dünya yaratabilmek adına cani suçluları, defter yardımıyla tek tek öldürmeye başlar. Yüzlerce insanın ölümü, dünyadaki birçok gizemli olayı çözen "L" in dikkatini çeker. Ve böylece büyük savaş başlamış olur...
•••••••••••••••••••••
Kitaba bayıldım, resimler, yazılar, karakterler, ve Death Note kendisi harikaydı. Kitabı aldığımda hiç bu kadar beğeneceğimi düşünmüyordum fakat beklentilerimin üstünde çıktı. Kitaba olan hayranlığımı kelimelere nasıl dökeceğim bilmiyorum. Aylarca hiç ara vermeden manga okumak istiyorum (◡ ω ◡) Kitap hakkında söyleyeceklerimi söyledim, ne kadar harika olduğunu söyledim. Ee o zaman sizde bir şans verin (。•̀ᴗ-)✧ Bence pişman olmazsınız. Ha bu arada hâlâ anime izlemiyorum¯\_ಠ_ಠ_/¯