Uzun süre aklımda kalacak kurgulardan biri ile geldim.. Ah o son öyle olmamalıydı diye düşündüm sonra başka bir yere de koyamadım finali..
Can çok sıradışı bir adam. Yıllarca savaş muhabirliği yapmış, 52 ülke sayısız savaş, açlık, sefalet, hüzün, yıkım, kaos görmüş bir adam. Bütün yaşadıklarından psikolojisinin normal kalabileceğini düşünemeyiz elbette. Oda soluklanmak istedi. Bir anda istifa edip her şeyi hatta on binlerce dolar tazminatını elinin tersiyle itip memleketine Anacığına doğru bir yolculuğa çıktı. Memleket ise Karadeniz, Ordu..
Peki soluklanıp biraz huzur bulup hayali olan Makedonya’da Ohri Gölü'nün çevresinde yaşama hayali gerçek olacak mıydı…
Dedim ya o sıradışı bir adam ve ilçesinde bizim artık sıradan gördüğümüz çaresiz kalıp kabullendiğimiz yolsuzlukları, tehditleri, tefeciliği, hırsızlığı, rantı, adam kayırmacılığın yaşandığını fark ettiği andan itibaren bir şeyler yapmak zorunda hissedecekti kendisini..
Gazeteciydi ve mücadele, gerçeğe ulaşma, haksızlığa gelememe kanında vardı. Çevresindeki yeni dostların teşviki ile bir gazete çıkardı.. 8. Gün. Ve o günden sonra hiçbir şey eskisi gibi olmadı..
Can’ın hikayesi Türk filmi gibi…Bizden.. Bazılarının sesi olabilecek bir hikaye! Hayalimizde yaşattığımız bir kahraman belki.. Ve daha fazlası..
Çok fazla spoi vermek istemediğim için burda kesiyorum ama mutlaka kitaplığınızda yer alması gereken bir eser olduğunu belirtiyorum. Tavsiyemdir. Okur kalın..
Ogün Can Kaleminize sağlık
