192 syf.
7/10 puan verdi
·
Read in 4 days
Bir savaş muhabiri olan yazar genel itibariyle savaş alanlarındaki kendi deneyimlerinden yola çıkarak, zaman zamanda daha eski olaylardan da faydalanarak savaşın acımasızlığını, yıkıcı yüzünü ve kirli doğasını gözler önüne seren bir çalışma olarak kaleme alınmış. Daha çok Balkanlar üzerinde durmasına rağmen Irak, Sudan, Filistin, Kosova, El Salvador, Guatemala gibi yerlerde gerçekleşen katliamlara da yer vermiştir. Eserde belki biraz duygusal davranıyorum ama bir durum hiç hoşuma gitmedi. Bu da özellikle 1915 sözde Ermeni soykırımı ile ilgili tek taraflı anlatım benimsenmesiydi. Sanki o zaman meydana gelen bütün olumsuzlukları sadece Türkiye’nin yaptığını gösteriyor olmasıydı. Neredeyse Ermeniler masum gibi gösteriyor. Peki sorarım yazarımıza o kadar savaş alanı gezmesine ve bu tür ortamlarla ilgili gerekli yorumlar yapmasına rağmen neden Azerbaycan’da Ermenistan tarafından gerçekleştirilen Hocalı katliamı ile ilgili tek bir cümle yok? Bu da kafamda soru işareti olarak duruyor açıkcası
Savaş
SavaşChris Hedges · Paloma Yayınevi · 201415 okunma
Tavsiye
Japonya'ya atom bombası atılmasının yıl dönümünde
Sadako ve Kağıttan Bin Turna Kuşu
Sadako ve Kağıttan Bin Turna Kuşu
kitabını okumanızı tavsiye ederim.Savaşın hemen biten bir olay değil olumsuzlukları yıllarca süregelen bir olgu olduğunu çok güzel anlatmış. Madem japonyadan bahsettik. Ayrıca
Bin Damla Gözyaşı
Bin Damla Gözyaşı
kitabını da tavsiye ederim.
Reklam
184 syf.
9/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 10 hours
Keşke tamamlanabilmiş olsaydı...
Stefan Zweig yine mükemmel bir eser yaratmış. Savaşın yaratmış olduğu olumsuzlukları muazzam şekilde ortaya koymuş. ANCAK! Zweig yazmaya başlayıp bitirmeden intihar etmiş. Dolayısıyla yayıncısı tarafından tamamlanmış. Bana göre de tamamlanamamış. Sona gelince tıkandı. Tamamlanmadığı, son sayfaların Zweig'in kaleminden dökülmediği ve belki üzerinde hiç düşünülmediği o kadar belli ki... Kitaba başlamadan önce yarım kaldığını biliyordum ancak eser Zweig'ın olunca, kesinlikle okumaya değer bir eser olduğunu düşünmüştüm ve elbette Zweig yine beni yanıltmadı. Ancak o yarım kalmışlık hissi, kitabı bitirdiğinizde daha da yüzüne çarpıyor insanın. Elbette tek merak ettiğiniz şey, acaba Zweig yazsaydı kitabın sonu nasıl biterdi oluyor.
Clarissa
ClarissaStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 201713.7k okunma
108 syf.
·
Not rated
·
Liked
·
Read in 5 days
Mihail Nuayme, çağdaş Arap öyküsünün Lübnanlı öncüsüdür. Öykücülük modern anlamda onunla başlamıştır Arap edebiyatında. Öğrenimine Lübnan'da başlayıp, Rusya'da devam etmiş, üniversite eğitimini de Rusya'da almış. Haliyle Gorki, Çehov, Tolstoy, ve Dostoyevski'yle iç içe bir edebiyat dünyası olmuş ve bu önemli yazarlardan etkilenmiştir. Genel olarak
Kısır ve Diğer Öyküler
Kısır ve Diğer ÖykülerMihail Nuayme · Babil Yayınları · 200010 okunma
221 syf.
5/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 3 days
Hayat , olumsuzlukları yenmektir !
Virginia Woolf ‘un “ Bayan Dalloway” adlı romanı, 1918-1923 yıllarında İngiltere’nin Londra kentinde, birbirini tanımayan ve birbirinden bağımsız iki karekterin hayatı konu edilerek; toplum, devlet, nesiller arasındaki kopukluk ve iletişimsizlik, değer yargılarındaki hızlı ve önlenemez değişim , akıcı bir dille ve güzel betimlemelerle
Bayan Dalloway
Bayan DallowayVirginia Woolf · Yason Yayıncılık · 20164,602 okunma
352 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 3 days
Persepolis
1980 yılı İran islam devrimi ve İran - Irak savaşını bu savaşın insanlar ve ülke açısından yaratmış olduğu olumsuzlukları, büyük yıkımları konu alan otobiyografik bir çizgi roman. Yazar Marjane Satrapi çocukluğundan itibaren yaşamış olduklarını cesur ve çarpıcı bir şekilde kaleme almış. Yaşadığı zamanın yenilikçi ailelerinden birinde büyüyen Satrapi; hükümete başkaldıran, yeniliği, özgürlüğü savunan, zamanın eylemlerine katılmış ve çok emek vermiştir. 14 yaşına geldiğinde ise kadın - erkeğin eşit şartlarda okuması gerektiğini savunup istemesi üzerine Avusturya’ya gitmiş 4 yıllık eğitiminin ardından İran’a geri dönmüştür. Geri döndüğünde ise İran’da umduğunu bulamamış eğitim için gittiği Avrupa’da bir doğulu, İran’a döndüğünde ise Batılı olarak kabul edilen Satrapi üniversite okumak için Fransa’ya yerleşmeye karar verir ve yeni hayatı başlamış olur. O dönemlerde devam eden cinsiyet eşitsizliği, kadınların önemsenmeyişi, hor görülmesi okurken rahatsız etse de gerçeklerin görülmesi adına güzel bir okuma oldu. Yürekten tavsiye ederim.
Persepolis
PersepolisMarjane Satrapi · Panama Yayıncılık · 20171,931 okunma
39 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.