Bir gamlı hazanın seherinde
Israra ne hacet yine bülbül?
Bil, kalbimizin bahçelerinde,
Can verdi senin söylediğin gül!
Savrulmada gül şimdi havada,
Gün doğmada bir başka ziyada...
Bir gamlı hazanın seherinde
Israra ne hacet yine bülbül?
Bil, kalbimizin bahçelerinde
Can verdi senin söylediğin gül!
Savrulmada gül şimdi havada,
Gün doğmada bir başka ziyada ...
HAVUZ
Akşam yine toplandı derinde...
Cânân gülüyor eski yerinde;
Cânân ki gündüzleri gelmez,
Akşam görünür havz üzerinde,
Mehtâb kemer tâze belinde,
Üstünde semâ gizli bir örtü,
Yıldızlar onun güldür elinde...
***
Cânân: Sevgili
Havz: Havuz
Mehtâb: Ay ışığı
Kemer: Kuşak
Tâze: Genç, bozulmamış
Semâ: Gök
Sayfa 67 - Adam Yay. - Adam Şiir KlasikleriKitabı okudu
Bir gamlı hazânın seherinde
Isrâra ne hâcet yine bülbül?
Bil, kalbimizin bahçelerinde
Cân verdi senin söylediğin gül!
Savrulmada gül şimdi havâda,
Gün doğmada bir başka ziyâda...
Ahmet Hâşim, "Bir Günün Sonunda Arzu" şiirinde "sonsuz iri güllerden, "kamıştan daha nâlân" güllerden bahseder. Haşim'in bülbülü değil de gülü inletmesi enteresandır. Bir başka şiirinde bülbüle şöyle seslenir Haşim:
Bir gamlı hazanın seherinde
Israra ne hâcet yine bülbül?
Bil kalbimizin bahçelerinde
Can verdi senin söylediğin gül!
Savrulmada gül şimdi havada
Gün doğmada bir başka ziyada...
Hâşim, aslında bir efsanenin bitişini ilan ediyor. Gül, can vermiş, savrulmaktadır ve bülbülün ısrarı boşunadır.
Bir gamlı hazânın seherinde
Isrâra ne hâcet yine bülbül?
Bil, kalbimizin bahçelerinde
Can verdi senin söylediğin gül!
Savrulmada gül şimdi havâda
Gün doğmada bir başka ziyâda...
Bir gamlı hazânın seherinde
Isrâra ne hâcet yine bülbül?
Bil, kalbimizin bahçelerinde
Cân verdi senin söylediğin gül!
Savrulmada gül şimdi havâda,
Gün doğmada bir başka ziyâda...
Bir gamlı hazânın seherinde,
Isrâra ne hâcet yine bülbül?
Bil, kalbimizin bahçelerinde,
Cân verdi senin söylediğin gül.
Savrulmada gül şimdi havada,
Gün doğmada bir başka ziyâda.
Bir gamlı hazanın seherinde
Israra ne hâcet yine, bülbül!
Bil, kalbimizin bahçelerinde
Can verdi senin söylediğin gül!
Savrulmada gül şimdi havada
Gün doğmada bir başka ziyâda...