Sayfalardan Esintiler

Sayfalardan Esintiler
@sayfalardanesintiler
Arşiv Ocak 2014 - 2022
184 syf.
9/10 puan verdi
·
11 saatte okudu
Şiirin Orhan Kemal'i, Ahmed Arif'tir! Süslü kelime kaygısı yok şiirlerinde. Sokağında, sohbetinde hangi kelimeler varsa şiirinde o var. 'Ben' diyor, 'İstanbul burjuvaları gibi süslü kelimelerle yazamam. Ben doğuluyum. Acılarımı yazıyorum." Ancak 'yazamam' diyor, bilmiyorum değil. Bildiğini de şuradan gayet iyi anlıyoruz: "To be or not to be" değil.    "Cogito ergo sum" hiç değil...    Asıl iş, anlamak kaçınılmaz'ı,    Durdurulmaz çığı    Sonsuz akımı. İşte bu nokta çok önemli. Biz Batı ile Doğu arasında uzun süredir bocalıyoruz. Doğulu muyuz, Batılı mı? Bunu uzun uzun tartışırım ancak konu bu değil. Konu ne olduğunu bilen bir şair. Hasretle prangalar eskiten, aç ve susuz kalan, dünyaya karanfil kokuları salan, yokluğa cehennemin öbür adı diyen, gülünç, acemi ve çocuksu şeyler kuran Ahmed Arif... *** Terk Etmedi Sevdan Beni şiirini bilmeyen var mı? Pranganın ne olduğunu bilmeyenin bile dilinde değil midir, Hasretinden Prangalar Eskittim şiiri? *** Günün şartlarına ve örneklerine göre yazmak ve var olan yolda yürümek yerine yeni bir yol icat etmek de ayrı bir başarıdır. Bunu başarmıştır Ahmed Arif. Meşhur Orhan Veli ve tarzından uzak durmak, 'Nazım gibi bir şair var ne yapabilirsin ki' düşüncesiyle baskılanmak ve 'Nazım gibi yazmak' mı, 'Nazım'dan sonra yazmak' mı düşünceleri arasından kıvrak bir çalımla çıkıp Ahmed Arif olmak... *** Kitapla ve Ahmed Arif ile ilgili en güzel incelemeyi bence Adnan Binyazar yazmış, kitabın son bölümünde. *** Şiiri ve hissi hissetmek için okumalısınız...
Hasretinden Prangalar Eskittim
Hasretinden Prangalar EskittimAhmed Arif · Metis Yayınları · 201739,7bin okunma
Reklam
203 syf.
9/10 puan verdi
·
4 günde okudu
Antik Mısır tarihi... İlk hükümdardan son hükümdara kronolojik bir yolculuk. Gerçekten de çok güzel bir kitap. Boğucu, yorucu, okunması zor bir kitap değil. Bir muhabbet esnasında kullanılabilecek tarzda kültürel bilgilerin de olduğu sade bir kitap. Detaylı değil, ki zaten sayfa sayısından belli. Hanedanlar isim isim anlatılmış. Kim kimin soyundan geliyor, kim ne iş yapmış, hangi savaşa katılmış, ne inşa ettirmiş, hangi savaşlara katılmış, nereler fethedilmiş, kimlerle ya da devletlerle münasebete girilmiş kısa kısa anlatılmış. Mısırla ilişkide olan diğer devletlerin de isimleri anılmış. Hititler, Babiller, Asurlar, Likyalılar, Persler... Aralarındaki savaşlar, anlaşmalar, uğraşlar... Olaylardan ziyade isimler üzerinden gidilmiş. Hangi hükümdar ne iş yaptı? Hemen hemen her sayfada bir imar ve inşa bahsi var. Ya tapınak ya da mezar yaptırmış krallar, firavunlar. Hiçbir şey yapmamışlarsa bile yapılana ek yapmışlar. Şaşırdığımız yapılara (piramitler) galiba yapanların torunları da şaşırmış. Ve inşa faaliyetlerindeki başarı milada yaklaştıkça düşmüş. En çok dikkatimi çeken ya da kitapta en çok aradığım şey peygamberler oldu. Ancak hiçbir peygamberin ismini rastlamadım. Ne Hz. Yakup ne Hz. Yusuf ne Hz. Musa ne Hz. Harun... Peygamberlerin dönemlerdeki krallarla yaşadıkları olaylar hakkında az da olsa bilgilere ulaşabilirim, diye düşünüyordum. Kitapta II. Psamtek döneminde Yahudilerin ikinci büyük peygamber olarak kabul ettikleri Yeremya'nın ismi geçiyor sadece. Kitap çok güzel. Herkes okuyabilir, okunmalı da. Tavsiye edilir. Keyifli okumalar...
Mısır Tarihi
Mısır TarihiErik Hornung · Kabalcı Yayınevi · 200485 okunma
261 syf.
9/10 puan verdi
·
5 günde okudu
İslam felsefesinin, tasavvufun, İslami ilimlerin en ışıltılı dönemlerinden birinde yaşayan İbn Arabi İslam felsefesi ve tasavvufu adına önemli bir yere sahiptir. Fütuhat-ı Mekkiye ve Fususu'l Hikem en önemli eserlerindendir. Aşk Risalesi kitabı da Fütuhat-ı Mekkiye eserinden bir parçadır. Aşk, tasavvufun çıkış noktasıdır. Sadece tasavvufun mu? Hayır. Yaratılışın bile temelinde aşk vardır. İnsanlar, hayvanlar, bitkiler, dağlar, taşlar özetle yaratılan her şey hâl diliyle aşkını anlatır. Burada alında insan istisnai durumdur. Mesela melekler sadece aşklarını haykırırken insanlar bu sınıfın dışındadır. Zira melekler aşklarını dile getirmek için programlanmıştır ama Allah'ın insana verdiği cüzi irade ile insan seçim yapma, tercihte bulunma eylemine sahip olduğu için melekler gibi programlama insanlarda yoktur. İnsan tercihen aşkını dile getirir. Aşk bu kadar kısa şekilde anlatılamaz elbette. O yüzden kitabı kendimce incelemeye devam edeyim. Aşk insanlık tarihini meşgul eden en önemli konulardan biridir. Zira tam tanıma sahip değildir. Ve kalpten kalbe yoğunluğu ve hâli değişkenlik gösterir. Hatta insanın yetkinliği de buna etki eder. İbn Arabi aşkı ilahi, ruhani ve doğal olarak üç kısımda incelemiş. Tek seferde okunup baştan sona anlaşılabilecek bir eser değil. Derinlikleri olan bir kitap. Ancak bir kez okuyanı da eli boş gönderecek bir kitap değil kesinlikle. Günümüzde cıvık ilişkilerin adına aşk konduğu için böyle derin ve gerçek aşkı tartışmak artık zor geliyor. Ancak insanlar insansa da inanmasa da aşk vardır.
Aşk Risalesi
Aşk RisalesiMuhyiddin İbn Arabi · Litera Yayıncılık · 201586 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
236 syf.
7/10 puan verdi
·
4 günde okudu
Şöyle dönüp geriye baktığımızda gözlerimizin önüne serilen şeyler ya acı çektiklerimiz ya da mutlu olduklarımız değil midir? Aradaki ufak tefek şeyler hatırlanmaz pek. Önemsiz gelir. Yargı dizisini seyrederken şöyle bir ifade çalındı kulağıma, hatırladığım kadarıyla; "Her ayrıntıyı düşün, her ayrıntıyı. Beynimiz bize oyunlar oynar, ilk anda aklımıza gelmez bazı detaylar. İyi düşün." Aslında bu düşünmeler hatıralar değil midir? Hayatımı yazsam roman olur, deriz de yazmayız. Çok mühim insanlar değiliz belki de ancak bir detay başka kapılar açabilir başka hayatlarda. İşte bu hatıraları, hatıraların gerekliliğini, hatıraların aslında bir tarih olduğunu ifade ediyor bu kitapta Dücane Cündioğlu. Hatıra. Düşünelim. Çok sevdiğimiz, hayran olduğumuz biri var. Onu en iyi kimden öğreniriz? Kendisinden. Ya da ona en yakın olandan. Tüm detaylar hatıralarda gizli değil midir? Bir yandan böyle. Bir yandan da şunu söyleyebiliriz: Bir insanın en büyük sansürcüsü kendisidir. Yazdığımız günlüklerde hangimiz sansür yapmıyoruz? Okul hatıramızı yazarken bir öğretmenin attığı fırçayı kaçımız yazdık? Hep ana hatlarıyla geçiştirip durmadık mı yaşadıklarımızı. Ânılarımızı yok saymadık mı? Hatıralar haberdir, arşivdir. Hem hatıra okumalı hem de hatıra bırakmalı tarihe.
Arasokakların Tarihi
Arasokakların TarihiDücane Cündioğlu · Kapı Yayınları · 2012100 okunma
144 syf.
9/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Öğrencilerime okutmaya başlayıp bir de üstüne kendisiyle söyleşi yaptıktan sonra hayranlığım kat kat artmaya başladı Sevim Ak'a. Okuduğum dördüncü kitabı oldu Lodos Yolcuları. Çok beğendim. Bir lodos rüzgârının esmesi sonucunda kişilerin hayatında yaşanan karmaşıklığı anlatıyor kitap. Bu bir çocuk kitabı. Ancak insanların hayatında rüzgârların esebileceğini, var olanın yok olabileceğini, dünyalık şeylere ne ait ne sahip olunması gerektiğini anlatıyor aslında. Hem çocuklara hem büyüklere okutulabilecek bir kitap. Keyifli okumalar.
Lodos Yolcuları
Lodos YolcularıSevim Ak · Can Çocuk Yayınları · 2016228 okunma
Reklam
112 syf.
9/10 puan verdi
·
12 saatte okudu
Kitaptaki hikâye, bir çocukla varlığından haberdar olmadığı dedesi arasında geçiyor. Dede gemici olduğundan ve çocuk ihtiyarın öz dedesi olduğunu bilmediğinden ona Gemici Dedem diyor. Ben çok beğendim hikâyeyi. Etkileyici. Çocuklar çok beğenecektir.
Gemici Dedem
Gemici DedemSevim Ak · Can Yayınları · 2016221 okunma
63 syf.
8/10 puan verdi
·
5 günde okudu
Üç metinden oluşan bu incecik kitaptan kazanılacak bayağı şey var diye düşünüyorum. Özellikle son iki metin çok güzel. Notlar aldığım kısımlar, beni etkileyen ifadeler, mantıklı çıkarımlar... Kitabın ismi de çok derin. 'İnsan ve İnsanlar' Düşünce dünyasını zenginleştirmek adına okunması gereken bir kitap.
İnsan ve İnsanlar
İnsan ve İnsanlarJean Bruller Vercors · Toplumsal Dönüşüm Yayınları · 1998129 okunma
48 syf.
7/10 puan verdi
·
4 saatte okudu
İlk köy romanı... Kitabı eleştirmek, eksiklikleri görmek anlamsız olur. Zira alanının ilki. Seneler seneler sonra Yaşar Kemal, yöre-köy romanlarıyla bir ekol olacak. Ancak neşvünema Karabibik ile başlıyor. Batının klasikleri yanında bizim klasiklerimiz biraz geri dursa da kıymetli eserler olduğunu düşünüyorum. Kısa bir roman. Okumanızı tavsiye ederim.
Karabibik
KarabibikNabizade Nazım · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20208,7bin okunma
616 syf.
9/10 puan verdi
·
8 günde okudu
Tarih, sessiz kuyulardır. Herkes konuşur, ancak tarih sadece yazar. Derinliklerinde boğar, şimdinin ve geleceğin insanlarını. *** Ahmet Ümit, Osmanlı'nın son, Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk dönemini anlatıyor bu kitabında. Elbette Osmanlı'nın son dönemine büyük etkide bulunan İttihat ve Terakki Cemiyeti üzerinden... Suikastlar, Hareket Ordusu, Trablusgarp Savaşı, Balkan Savaşları, Bab-ı Âli Baskını, 1. Dünya Savaşı, Cepheler, Milli Mücadele, Cumhuriyet, İzmir Suikastı... Ve Aşk... *** Hikâye içinde hikâye okumak daha fazla zevk veriyor. Hem bilgiler tazeleniyor, hem yeni bilgiler ediniyorum. Ana hikâyenin içine serpiştirilen diğer hikâye daha kıymetli oluyor. Patasana'da, Kavim'de, Kayıp Tanrılar Ülkesi'nde de yaşadım bu hisleri... *** Ömrü uzun olsun, daha çok yazsın Ahmet Ümit. :)
Elveda Güzel Vatanım
Elveda Güzel VatanımAhmet Ümit · Yapı Kredi Yayınları · 202011,6bin okunma
384 syf.
8/10 puan verdi
·
4 günde okudu
Yol en çok dertliye yakışır. Dert söyletir, dert dile düşürür, dert yolu sevgili kılar insana. Hele bir de tasavvuf erbabıysa... Yol gitmekle bitmez, zira dertlinin hedefi yoktur, meşakkati vardır. Yolu bitirmek için değil, sadece gitmek için seçer. Gitmek... Toplumdan, çevreden, içinden, içindekilerden... Mevlânâ da Şems de ve diğer tasavvuf erbabı insanlar da aynı yolun yolcusu değil midir? Diri diri derisi yüzülerek katledilen bir "insan". Dünya, insanlık, İslam toplumu cehaletten çektiği kadar hiçbir şeyden çekmedi. Cehalet, hırsı, hırs da cehaleti doğuruyor. İç içe bir hadise. Ve bu ikisi insanların, toplumların, kültürlerin katline sebep oluyor. Yazılacak çok şey var ancak aynı döngüde aynı duygular olacak. Kitapla ilgili de şunları söyleyebilirim: Olayların arkasında anlatılan tarih çok güzel serpiştirilmiş. Osmanlı'nın fetret, Timur'un astığı astık, kestiği kestik dönemi. Yolculuklar çok güzel anlatılmış. Sadece duyguları yaşama noktasında eksik kaldım. Nesimi zindana atıldığında okur olarak ben de atılmalıydım ya da Nesimi'nin derisi yüzülürken o devasa acıyı hissetmeliydim. Düşüncem bu yönde.
Seyyid Nesîmî - Dosdoğru Yol
Seyyid Nesîmî - Dosdoğru YolÇınar Ata · Ötüken Neşriyat · 202020 okunma
Reklam
168 syf.
6/10 puan verdi
·
8 saatte okudu
Uzun süredir kitap bekliyordum Paulo Coelho'dan. Ama beklentimi karşılamadı. Sanırım O'nun kalemini seven kitlenin beklentisini karşılamayacak bu eser. Okçuluk temelinden hayata dair yaklaşımlarda bulunmuş yazar. Bu kitabın daha detaylısı ve bu yaklaşıma daha çok yakışan "Işığın Savaşçısının Elkitabı" adlı kitabının fersah fersah uzağında kalmış. O kitaptaki mesajlar daha netti. Bu kitap sanki yazılmış için ya da unutulmamak için yazılmış gibi. Halil Cibran'ın "Ermiş" kitabı da bu tarz yazılmış ancak o çok çok başarılı. Kitabın iki güzel tarafı var. Ne olursa olsun yazarı Paulo Coelho (az da olsa bu tat var) ve yazar bu kitabı millî okçumuz Mete Gazoz'a adadı. Kitabı okumak isteyenlere tavsiye: Paulo Coelho'nun daha güzel kitapları var.
Okçu'nun Yolu
Okçu'nun YoluPaulo Coelho · Can Yayınları · 20215,3bin okunma
272 syf.
8/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Dili sade, anlaşılır ve sürükleyici. Ancak kurgu ve olay örgüsü sallantılı. Cumhuriyet Dönemi yazarlarımızın çoğu kitabında bulunan bu hususiyet Halide Edip Adıvar'da da mevcut. Kitap üç bölümden oluşuyor. Üçüncü bölüm olmasa ve bazı çok önemli olayları kestirip atmaktan ziyade detaylandırmış olsaydı, kesinlikle farklı bir değerde olurdu. Kitap doğu batı çatışmasını anlatan bir eser. Konusu birbirine benzeyen bu gibi bir sürü eser var. Ancak Halide Edip daha çekici geliyor bana. Handan'dan mı, Sinekli Bakkal'dan mı bilmiyorum. Yumuşak bir yastık gibi, kendimi onun kalemine bırakınca mutlu hissediyorum. Doğu batı çatışmasını müzik, dans ve aile kültürü üzerinden ortaya koymuş yazar. Amerika'da popüler olanların memleketimize iltihakı üzerinde duruyor ve bunu eleştiriyor. Hatta bozulmanın arttığını düşünerek şöyle bir cümle kullanıyor: "Atom bombası nihayet dünyaya son verir, fakat bu umumîleşen, hayvaniyete doğru giden hayat tarzları, medenî nizam denilen vaziyeti bozacak. (Sf. 218)" Acaba günümüzün tiktokçu gençlerini hatta genç yaşa veda edenlerini görse nasıl bir kitap kaleme alır, hangi cümlelerle dehşete düştüğünü bize ifade ederdi, Halide Hanım? Bu kitabın bir derdi var. Bu kitap "Beceremiyoruz." diyor. "Batılılaşmayı beceremiyoruz." Batılı olmak o ülkenin kültürünü yaşamak değildir. Biz sürekli kültür ithal ediyoruz, ki kültürü yüzlerce yıl ötesine dayanan bir medeniyetiz. Çöküş durmadan devam edecek maalesef. Çünkü eğitimden de öğretimden de adabı muaşeretten de saygıdan da sevgiden de bihaber, uzak, "muaf" yaşıyoruz...
Âkile Hanım Sokağı
Âkile Hanım SokağıHalide Edib Adıvar · Can Yayınları · 2020387 okunma
504 syf.
10/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Harika, harika, harika. Olay örgüsü, dili, sürükleyiciliği ile muhteşem bir roman. Kalın bir kitap ama kesinlikle yorucu değil. Ahmet Ümit Yunan Mitolojisi ile günümüzü harmanlamış ve olay örgüsünü bu birliktelik üzerine kurmuş. Mitoloji konusunda yetersizim, pek de içine giremiyorum olayların. Ancak bu kitapta anlatılanlar mitolojinin ne kadar araştırılası olduğunu öğretti bana. Mükemmel çalışmış, en ince detaylarına kadar sokulmuş, harika hazırlanmış bir romanla karşı karşıyayız. Ayrıca bir nokta daha dikkatimi çekti ki, bu kitabın yazarı Tolstoy, Çehov, Dostoyevski, Turgenyev gibi yazarlar olsaydı klasikler arasına girerdi. Rus klasiklerindeki olay örgüsünün bir kenara konup ekstra olayların anlatılması yer bulmuş bu kitapta. Konu işleniş bakımından "Patasana" kitabına benziyor. Ahmet Ümit'in bir sonraki kitabını merak ediyorum. Zira bu kitapta zirveye ulaşmış bana göre. Mitolojiye ilgisi olmayanları bile içine çekecek derinlikte bir kitap. Ahmet Ümit bu kitap için çok çalıştığını bariz bir şekilde göstermiş, kitapta sırıtan, fazla görünecek herhangi bir yan yok. Günümüz Türk edebiyatı için gerçekten çok görkemli bir kitap.
Kayıp Tanrılar Ülkesi
Kayıp Tanrılar ÜlkesiAhmet Ümit · Yapı Kredi Yayınları · 202320,3bin okunma
140 syf.
8/10 puan verdi
·
11 saatte okudu
Entelektüel insanın sesi toplumda çok fazla çıkmaz. Mahalle dedikodularını, kahvehane muhabbetlerini daha çok sever ve bunlara daha çok inanır insanlar. Çünkü düşünme gereği duymazlar. Ne gerek var ki zaten irdelemeye, zihni olur olmaz yormaya? Kahvede ya da mahallede konuşuluyorsa kesin doğrudur! Araştırma, inceleme ruhuna ihtiyaç yoktur, zira
Balıkçı ve Oğlu
Balıkçı ve OğluZülfü Livaneli · İnkılap Kitabevi · 202126,5bin okunma
204 syf.
8/10 puan verdi
·
9 saatte okudu
İsmi duyulmamış yazarlardan genel olarak uzak dururuz, ne yanılgı... Ayarsız Dergi yazarlarından üçünün kitaplarını okudum son dönemde. Recep Yılmaz - Çerçici, Tayfun Çelik - Davulun Kıyısındaki Köy ve Ahmet Turan Tiryaki - Güvercinköy. Üç yazarın ismini de daha önce duymamıştım. Üç kitabı da bir öğretmen arkadaşımın tavsiyesiyle okudum. Asla pişman değilim, aksine dolu dolu vakit geçirdim bu kitaplarla. Güvercinköy kitabı hikâyelerinin bazılarının altına Cengiz Aytmatov, Sait Faik Abasıyanık, Zülfü Livaneli yazsanız, sırıtmaz. Sade ve anlaşılır dili ve çoğu içine çeken, hislendiren, derdi olan, dertlendiren 24 hikâyeden oluşuyor, bu kitap. Kesinlikle okunmaya değer bir kitap. En çok hoşuma giden hikâyeler: "Müslüm Baba, Altınay'ın Mumları, Bir Günde Ölen Umutlar, Kalbim Çok Ağrıdı, Canandan Uzak, Ömrüm Şarkılarda Geçti, Uğurlama, Beşyüz Liralık Vatan, İki Resim, Elefteria."
Güvercinköy
GüvercinköyAhmet Turan Tiryaki · Tün Kitap · 201844 okunma
Resim