“Nasıl ki beden de tektir, ama birçok üyesi vardır. Çok sayıda üyesi olmasına karşın beden tektir. Mesih de böyledir. Çünkü tek Ruh'ta hepimiz –ister Yahudi, ister Yunanlı, ister köle, ister özgür olalım– bir tek bedene vaftiz edildik. Ve hepimize tek Ruh'tan içirildi. Beden tek üyeden değil, birçok üyeden oluşur. Ayak, “Ben el değilim, onun için bedene bağlı sayılmam!” dese bile, bu onun bedenle ilişkisini kesmez. Kulak, “Ben göz değilim, onun için bedene bağlı sayılmam!” dese bile, bu onun bedenle ilişkisini kesmez. Tüm beden bir göz olsaydı, nasıl duyardık? Ya da tüm beden bir kulak olsaydı, nasıl koklardık? Ama gerçek şudur ki, Tanrı kendi isteği uyarınca üyelerden her birini bedenin gerekli yerine koymuştur. Tümü bir tek beden üyesi olsaydı, beden diye bir şey kalmazdı. Ama gerçek şudur ki, birçok üye olmakla birlikte, tek beden vardır. Göz ele, “Sana gereksinmem yok!” diyemez. Bunun gibi, baş ayaklara, “Size gereksinmem yok!” diyemez. Tam tersine, bedenin daha zayıf görünen üyelerine duyulan gereksinme en önde gelir. Bedenin en az saygıdeğer saydığımız üyelerine daha üstün saygı gösteririz. Güzel olmayan üyelerimiz düzenli bakımı gerektirir. Oysa düzeni yerinde olan üyelerin buna gereksinmesi yoktur. Ama Tanrı bedeni birleştirirken, geride kalan üyeye daha üstün onur ayırmıştır. Öyle ki, bedende ayrılık olmasın; üyeler birbirleri için aynı kaygıyı taşısın. Bir üye acı çekerse, üyelerin tümü birlikte acı çeker. Bir üye yücelirse, üyelerin tümü birlikte sevinir.” ‭‭1. KORİNTOSLULAR‬ ‭12:12-26‬
268 syf.
·
Not rated
·
Read in 22 hours
"Bir çocuk kendisini bir şeylere ne kadar yeterli olduğu konusunda ispata zorlandığında sonuç genelde facia olur. Çocuğun sevgiye, kabule ve anlayışa ihtiyacı vardır. Reddedilme, şüphe ve hiç bitmeyen sınavlarla yüz yüze kalırsa perişan olur." diye belirtmiş yazar kitabında. Dün kitabı yarıladığımı söylediğimde içimde hissettiklerim tam da bu cümlelerden ibaretti. Dibs aslında sevgi, kabul ve anlayış görmeyen tüm çocukların sesi gibiydi aslında. Çünkü bugün de biliyoruz ki ebeveynler tarafından yetersiz hisseden ve bildiğini göstermekten korkan birçok çocuk var. "Bir çocuk, fırsat verildiğinde, dürüst ve içten bir iletişim kurma yeteneğine sahiptir. Saygı gören ve kabul edilen bir anne de ayrıca eleştirilmeyeceğini ve suçlanmayacağını bildiği zaman içtenlikle kendisini ifade edebilir." Kitabın son cümlesi bu şekilde bitiyordu. 268 sayfada anlatılanların kısa bir özeti gibi gelmişti. Bir çocuğun kendi benliğini anlaması ne kadar da özel ve önemli bir şey insan daha da anlıyor. Oyun terapisine merakı olanlar, psikolojik kitaplara hevesi olanlara kesinlikle öneririm. Akıcı ve oldukça yararlı bir kitaptı. "Dediğin gibi, istediğin gibi. Dediğim gibi, istediğim gibi. Dediğimiz gibi, istediğimiz gibi." Tüm çocukların kendini bulabilmesi ve kendi benliğiyle kabul bulabilmesi dileğiyle. Seni tanımak birçok güzeldi Dibs.
Benliğini Arayan Çocuk
Benliğini Arayan ÇocukVirginia M. Axline · Panama Yayınları · 20182,920 okunma
Reklam
MİLLİ MUKADDESAT DÜŞMANLARI En iptidaisinden en medenisine kadar her topluluğun mukaddes tanıdığı bazı değerler vardır. Bazı dağlar, ırmaklar veya göller; bazı timsaller, renkler veya hayvanlar yahut bazı şahıslar topluluğun hayatınca sevilir ve kutlu tanınır. Bu “kutlu tanıma”, milletin maşeri duygu ve düşüncesinin mahsulüdür. O, hiçbir baskı
575 syf.
9/10 puan verdi
·
Read in 35 days
Roman aynasıdır sokağın
Helios ışığını tüm gücüyle tenimizde gezdirirken, Kharitlerden doğma bir neşeyle, yanımda hırlayan, tıslayan Cerberus hizmet ediyordu bütün konuklara... Kadehlere değişik tatlarda Ambrosialar doluyor, anında tükeniyordu. Zeus’un keyfi yerinde olurdu, Hera’yı edebilseydi ikna. Hades’in gözlerinde Persephone’nin diri bedeni, Ares, Hephaistos’un
Faust
FaustJohann Wolfgang Von Goethe · Doğu Batı Yayınları · 202413.6k okunma
104 syf.
3/10 puan verdi
“Entelektüelin birinci görevi” diyerek başlıyoruz. “Kendi yoldaşlarını eleştirmektir.” Eleştirinin önemini batı dünyasına bir kez daha altını çizer Umberto Eco. “Tarihte sayısız örneklerini gördüğümüz trajik seçimler de vardır. Böyle bir seçim yaparak bağlılığın hakikatle bağdaştırılamayacağını düşündüğü için inanmadığı bir savaşı savaşıp ölümü
Beş Ahlak Yazısı
Beş Ahlak YazısıUmberto Eco · Can Yayınları · 2017685 okunma
MİLLİ DEĞERLER VE MİLLİ RUH Yahya Kemal, Ziya Gökalp’la olan manzum bir şakalaşmasında: “Kökü mâzide olan atiyim” demişti. Bu dört kelimelik mısra, yaşamak kabiliyeti olan bütün milletler için değişmez bir düsturdur. Maziyi unutsak, atsak, inkâr etsek bile kökümüz, aslımız oradadır. Manevî kanımızda, yani ruhumuzda olan istidatların, iyi ve kötü
Reklam
BİR KİMLİK VAKASI "Sevgili dostum," dedi Sherlock Holmes, Baker Sokağı'ndaki evde ateşin karşısında otururken, "hayat, insan aklının düşünebileceğinden çok daha gariptir. İnsan, gerçekte sıradan denen şeyleri çoğu zaman hayal bile edemez. Eğer şu pencereden el ele uçup, bu büyük şehrin üzerinde dolaşarak çatıları hafifçe kaldırıp
  Veda Birçok Türkçünün maddi, manevi yardımıyla çıkmakta olan Orkun, onu idare edenlerin yorgunluğu yüzünden kapanıyor. Bu kararı verenlerin ızdırabı büyüktür. Uzun konuşma, tartışma ve danışmalardan sonra, yapılacak başka bir şey olmadığı için bu neticeye varılmıştır. Yurdun her tarafındaki genç Türkçülerin, bu sonuç karşısında duyacakları
Odaya yaşı ve yüzü belirsiz bir adam girdi. Ne güzel, ne çirkin, ne büyük, ne küçük, ne sarışın, ne esmerdi bu adam. Tabiat ona ne iyi, ne kötü, göze çarpan hiçbir özellik vermemişti. Kimi ona İvan İvaniç derdi, kimi İvan Vasiliyeviç, kimi de İvan Mihayiloviç. Soyadı üzerinde de anlaşma yoktu: Bazıları için Vasiliyev veya Andriyev, bazıları için
İş Bankası Kültür Yayınları
Dönüşmektir kötü bir insan olmak.Dönüşmek bir daha geri dönüşü olmayacak şekilde, bütün güzelliklerini içinden yıkıp geçmek. Herkesin acısına yetişmeye çalışan bir insan iken bir gün, aslında insan denilen şeyin kurtarılmaya değmeyecek şu anda ne yaşıyorsa onu hakettiğini anladığında dönüştüğü şeydir. Ne ben bir kahramanmışım ne de insanlar
Reklam
Turancılık ve Faruk Güventürk
Turancılık ve Faruk Güventürk “Laiklik ve İslâmiyet” adında 14 sayfalık bir broşürün yazarı Turancılığın şuursuzluk ve hainlik olduğunu ileri sürerek kendisinden aslâ umulmayan, doldurduğu makama hiçbir suretle yakışmayan bir davranışta bulundu. Üstünde fiyat yazılı olmadığı için piyasaya çıkarılmadığı, yalnız elden dağıtıldığı anlaşılan broşür,
Huzurlu Olmanın Şifresi 1. Ufak şeyleri dert etmeyin ve kusursuz olamayacağınızı kabullenin. 2. İyi ve dürüst insanların çok başarılı olamayacakları düşüncesini bir yana bırakın. 3. Unutmayın: Öldüğünüz zaman yapılacak işler listeniz hâlâ… dolu olacaktır. 4. Kimsenin sözünü kesmeyin, cümlesini siz bitirmeyin. 5. Sizden başka
Geri199
1,500 öğeden 1,486 ile 1,500 arasındakiler gösteriliyor.