372 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
Araştırmacı yazardan son derece güzel bir araştırma eseri. Ümraniye'de yapılan arama sonucu bulunan bombalarla başlayan süreçte yapılan Ergenekon operasyonunun kilit isimlerinden biridir Tuncay Güney. Yazar, Kanada'da yaşayan Tuncay Güney ile iletişime geçtiğinde Tuncay'da Ergenekon soruşturmasında geçen önemli isimlerin ifade tutanaklarının olduğunu öğrenir. Bunları talep eder ve alır. Bu gizli bilgileri açıklayan yazar Veli Küçük, Ergün Poyraz, Doğu Perinçek, Cumhuriyet gazetesi yazarı İlhan Selçuk, eski AKP milletvekili yeni Genç Parti başka yardımcısı Emin Şirin gibi isimlerin polise verdiği ifadeler ve Hurşit Tolon, Şener Eruygur, Sinan Aygün gibi isimlerin mahkemedeki açıklamalarına yer veriyor. Çarpıcı ifadelerle dolu olan mutlaka okunması gereken kitaplardan biri.
Belgelerle Ergenekon
Belgelerle ErgenekonSaygı Öztürk · Doğan Kitap · 200870 okunma
Toplumun bazı kesimlerinde zaman zaman, hatta sıklıkla rastlanır, böyle her şeyi bilen tiplere. Bunlar her şeyi bilirler, çünkü zekâ ve yeteneklerinden fışkıran ele avuca sığmaz kıpırdak merakları tek bir noktaya yönelmiştir; kuşkusuz, çağdaş bir düşünürce de belirtilebileceği gibi, bu durum daha önemli, yaşamsal nitelikte ilgilerin bulunmayışının bir sonucudur. Aslında bu “her şeyi bilme”nin, sınırsız bir alanı içerdiği sanılmamalıdır; tam tersine: falanca nerde çalışır, kimleri tanır-kimleri tanımaz, ne kadar malı mülkü vardır, vaktiyle nerede valilik yapmıştır, kiminle evlidir, evlenirken karısı ne kadar drahoma getirmiştir, kuzenleri kimlerdir, kuzenlerinin kuzenleri, onların dış kapılarının mandalları kimlerdir...vb.vb. gibi bilgilerle sınırlıdır bu “her şey.” Her şeyi bilenler, çoğunlukla dirsekleri eprimiş giysiler giyer ve ayda on yedi ruble kadar maaş alırlar. Haklarında bunca şey bildikleri insanlar, kuşkusuz, onların hangi güdüyle kendileri hakkında bu kadar çok bilgi edinme gereksinimi duyduklarını asla anlayamazlar; oysa her şeyi bilenler kendi bilgilerini gerçek bilime eş tutar, bunun sonucu olarak da kendilerine en yüksek düzeyde saygı duyar, tam bir ruhsal doyum içinde olurlar.
Sayfa 35 - İletişim Yayınları
Reklam
1980’li yıllardan sonra düşünce hayatımızın genel özellikleri köklü olarak değiştirilmiştir. Bu ülkede yaşayan insanlar bir bütün olarak düşünceden, sistematik fikirden, ideolojilerden, estetikten, etikten, bilimden uzaklaştırılmıştır. Bu yıllarda insanların temel referans kaynakları önemli oranda yerle bir olmuş, bunun yanı sıra okuma edimi köklü
Okuduğunuz eser sizi fikren yükseltir, içinizi iyi ve mert duygularla doldurursa, onun hakkında karar vermek için bu duygu yeterlidir. Alexander Pope Asıl iktidarın kitapta olduğunu gördükten sonra, hükümdarlar da kaleme sarılıp kitap yazmaya başladılar. Alfred de Vigny Kitaplar benim sevgili dostlarım, gerçek yol gösterenlerimdir; çünkü iki
...saygı, daha doğrusu saygı gösterme arkadaşlar arasındaki en faydalı şeydi, onlara ve özellikle de dostluklarına en tutarlı, en uygun olandı, insanların saygı duymaktan başka bir şey yapmamaları gereken yerde hayranlık duymaları, saygı duyma dışında bir şey olmaması gereken bu hayranlık hatası birçok insanın altından kalkamadığı bir durumdu, çünkü saygı duyma tek tek kişiler arasındaki en zor davranıştı, saygı duyma çoğunluk için olanaksızdı, ama işte asıl bu yüzden saygı duyma en önemli şeydi, ama insanlar saygı duymak yerine hayranlık duymayı yeğliyorlar ve hayranlıkları kanalıyla sadece zihinleri bulandırıyor ve başkasında kıymetli olanı hayranlıklarıyla berbat ediyorlardı, oysa uygun bir saygıyı korumalıydılar, ama Höller Roithamer'e karşı bir hayranlık duygusuna kaptırmıştı bir kere kendisini ve zamanla Roithamer bu hayranlık yüzünden Höller'i rencide etmekten usanmıştı.
Sayfa 46
‘’ Ahlakın meydana gelmesinde en önemli sebep soydur. Bir toplumun ahlakı, soyunun karışması ile değişebilir. Türk ahlakı en eski çağlardan beri toplumcudur. Yani Türklerde toplumun menfaati insanlarınkinden üstün tutulur. Bununla beraber kuvvetli şahsiyetler daima saygı görmüşler ve topluma faydalı olmuşlardır. Ferdiyete değer vermeyen Türk ahlakı, şahsiyete saygı göstermiştir. Milattan önceki yüzyıllarda Kunlar, çocuklarını, topluma faydalı olabilecek bir terbiye ile yetiştirirlerdi. Topluma faydası dokunamayacak kadar yaşlanmış olanlar ise intihar ederlerdi. Askeri ruh, hayatın her yerinde hakimdi. Savaşta ölmekten gurur duyarlar, yatakta ölmekten korkarlardı. Bu ihtimalle benizleri sararırdı. İslamiyetten önceki Türklerde İslamlığın cenneti gibi bir vaat yoktu. Böyle olduğu halde, şeref saydıkları için, savaşta ölmek isterlerdi.’’
Reklam
1,000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.