Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Kast Sisteminin Ortaya Çıkışı
Büyük kanun koyucusu Manu'nun formüle etmiş olduğu kast sisteminin temeli, hayranlık uyandırıcıydı. Manu, insanların, doğal evrim çerçevesinde dört büyük sınıfa ayrıldığını açıkça görmüş: Bedensel emekleriyle topluma hizmet sunabilecekler (Sudralar); zekâ, yetenek, tarım, alışveriş, ticaret yani genel olarak iş hayatıyla hizmet verebilecekler (Vaisyalar); yönetimle ilgili, idareci, ve koruyucu yeteneklere sahip olanlar yanı yöneticiler ve savaşçılar (Kşatriyalar); doğası düşünceye yatkın, ruhsal sezgilere açık ve ilham verici olanlar (Brahminler). "Bir insanın iki defa doğmuş olduğuna (yani Brahmin olduğuna), ne doğum, ne kutsal ayinler, ne çalışma, ne de ecdat karar verebilir," diye bildirir Mahabharata, "bunu sadece karakter ve davranış belirler." Manu, topluma, kendi bireylerine karşı, bilgelik, erdem, yaş, akrabalık veya son olarak servetlerine göre saygı göstermeyi öğretmiştir. Vedalar'ın Hindistan'ında, sadece istiflemek için saklanan veya hayır işlerinde kullanılmayan maddî zenginlikler daima hor görülmüştür. Büyük servetlere sahip cimri insanlar, toplumda düşük bir sınıf olarak değerlendirilmiştir.
Sayfa 392Kitabı okudu
En yakınımızdan başla­yarak, eşitlikçi, saygı ve adalet temelli, özgürlüğü odak alan, barışı en büyük erdem gören, herkesin 'öteki'ni kendi varoluşunun tamamlayanı saydığı bir tutumu hayata geçirmektir.
Reklam
Seven insanın bir suçlu gibi ezik olması neden? Sevmek ve sevilmek hakkımızı kullanıyorsak bundan kime ne? İnsan olarak aşktan başka övünecek neyimiz kaldı? Erdem yalan söylemek mi? Hırsızlık etmek mi? Katil olmak mı? Yoksa esirleri fırınlarda yakmak mı erdem? Bir milletin gençliğini savaş meydanlarında yok etmek mi? Yalnız sofular mı erdemli bu dünyada? Çıkarını düşünenler mi namuslu? Aşka saygı duymayanlar utansın yaşadıklarına , sevenler değil.
Sayfa 152Kitabı okudu
... Beş erdem'ine aşinaydı, ancak sınavlar için her kelimenin hatasız bir şekilde ezberlenmiş olması gerekiyordu. Ki-sup, ezberden okumaya başladı: "Baba ve oğul arasında: Babadan sevgi, oğuldan sorumluluk." "Kral ve tebaası arasında: Kraldan adalet, halkından sadakat " "Karı koca arasında: Kocadan şefkat, karıdan bağlılık." " Yaşlı ve genç arasında: Yaşlıdan anlayış, gençten saygı." "İki arkadaş arasında :Birbirine güven ."
·
Puan vermedi
Afrikalı Leo
AFRİKALI LEO/AMİN MAALOF Ben Hasan, tartıcıbaşı Muhammed'in oğlu, ben Giovanni Leone de Medici; bir berberin sünnet ettiği, bir papazın vaftiz ettiği ben. Şimdi Afrikalı diye anılıyorum ama Afrikalı değilim Avrupalı da Arabistanlı da değilim. Bana Grenadalı, Faslı, Zeyyatlı da derler ama ben hiçbir ülkeden, kentten ya da boydan değilim.
Afrikalı Leo
Afrikalı LeoAmin Maalouf · Yapı Kredi Yayınları · 202214,2bin okunma
Hristiyanlık en az İslam'daki kadar çocuklara sorgusuz inancın bir erdem olduğunu öğretir. İnandığınız şeyleri ispatlamanıza gerek yoktur. Eğer birisi yaptıklarının inancının bir parçası olduğunu söylerse, toplumun geri kalanı, ister aynı dinden olsun ister başka dinden isterse de dinsiz olsun, kökleşmiş alışkanlıklar yüzünden hiç sorgulamadan buna "saygı” duymalıdır; kendini Dünya Ticaret Merkezinin yok edilmesi veya Londra ve Madrid bombalamaları gibi korkunç bir katliamda sergileyene kadar ona saygı duyulmalıdır. Arkasından, Papazların ve “toplum liderlerinin” (kim seçti onları bu arada?) bu aşırılığın “gerçek” inancın yoldan çıkışı olduğunu açıklamak için sıraya girdikleri muhteşem inkar korosu gelir. Fakat eğer (nesnel nedenlerden yoksun olan) inanç, çarpıtılmasına dair herhangi bir kanıtlanabilir standarda sahip değilse, ortada nasıl yoldan çıkmış bir inanç olabilir ki?
Reklam
Nasıl bir çağ Hayatın parça parça sömürüldüğü ... düzenin kötü uğruna heba edildiği... azınlık iyiliğin bile yok sayıldığı yanlış bildiğimiz doğruların doğru bildiğimiz yanlışlara dönüştüğü.... Haklı haksız ayırmadan vicdanla düşünsek olmaz mı ? Peki ya empati , hak hukuk demiyorum geçtim o insani üst vasıfları.. Göz göre göre suç teşkil etmesi gerekirken akil sayılan dayatmaları.... Bilginin güç olduğunu , okumanın en büyük erdem olduğunu savunurken ne ara bu kadar yozlaştık.. Sorarım dostlar biz bu çağa nasıl evrildik. Tamam sevmeyelim hiç kimseyi , kendimizden başka bilmeyelim bir kalp , sadece kendimizde atsın yüreğimiz ... de .... ya saygı.... ya merhamet ... ya insanlık...napalım hooppp hepsini çöpe mi atalım yok mu bir geri dönüşümü bu çöpün..ya da bu geri dönüşüm mü bizi bizden aldı... Sorarım dostlar çöpe gidene fazla acımayıp , çöpten dönene mi bu kadar aldandık ......
Günümüzde insanlar hiçbir şeye saygı göstermiyor. Eskiden, erdem, onur, gerçek ve yasalardan oluşan bir dayanağımız vardı.
Sayfa 10 - Sel yayıncılık Ağustos 2018Kitabı okudu
Günümüzde insanlar hiçbir şeye saygı göstermiyor. Eskiden, erdem, onur, gerçek ve yasalardan oluşan bir dayanağımız vardı.
Sayfa 10
Erdem hiçbir zaman para kadar saygı değer bulunmadı
Sayfa 10
Reklam
Bugünü Yaşama Arzusu
#Schopenhauer *Yazar #Aldığımız her nefes bizi sürekli etkisi altında olduğumuz ölüme doğru çeker... Nihal olarak zafer ölümün olacaktır, çünkü doğumla birlikte ölüm zaten bizim kaderimiz olmuştur ve avını yutmadan önce onunla yalnızca kısa bir süre için oynar. Bununla birlikte, hayatımıza olabildiğince uzun bir süre için büyük bir ilgi ve
Kutsal Kitapta "Başka insanları kendin gibi seveceksin!" cümlesi ile dile geti­rilmiş olan fikir, insanın kendi bütünlüğüne ve tekliğine, biricikliğine göstermiş olduğu saygının, kendine karşı duyduğu sev­ginin ve kendi benliğini anlamasının, bir başka insana gösterdiği saygı, sevgi ve anlayıştan ayrılamayacağı anlamına gelmekte­dir. Kendi benliğim için duyduğum sevgi ile başka bir insan için duyduğum sevgi arasında kopmaz bir bağ vardır.
Sayfa 156 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları.
Kurban, dua, yasalara saygı, erdem, bayram, efsaneler ve kendinden geçiş halı en ilkel totemizmden çok gelişmiş dinlere kadar bütün dinlerin ortak temalarıdır.
Günlük hayatta da böyle olmalı…
Denizde lüzumsuz konuşmamak bir erdem sayılırdı ve yaşlı adam daima bunu böyle görür, saygı duyardı.
Sayfa 30 - Bilgi YayıneviKitabı okudu
315 syf.
·
Puan vermedi
Sınırlar bizi tanımlar. Neyden hoşlanıp neyden hoşlanmadığımızı, kim olduğumuzu ya da kim olmadığımızı gösterir. Bu anlamda hayatımıza yön çizdiğimiz, alan belirlediğimiz çizgilerdir. Bu tanımlama bana birçoğumuzun bildiği bir sözü hatırlattı. Mihail Bakunin: "Bir insanın özgürlüğü, bir başkasının özgürlüğünün başladığı yerde biter. Sınır kavramı da hayatımızda bu şekilde var olur. Kendi sınırlarımızı koruyabildiğimiz ve saygı gösterilmesini beklediğimiz ölçüde bizim de aynı şekilde sınırlarımızı bilmek, aynı saygıyı karşımızdaki kişiye göstermek oldukça önemlidir. Ebeveynlerimiz, arkadaş, iş ya da duygusal ilişkilerimizde sınırları bilmek bizi güvende hissetirir. Bireysel alanlarımızı koruyabildiğimizi, buna sınırsız hakkımız olduğunu bilmekle birlikte içinde bulunmaktan hoşlanmadığımız bir durum ya da olayda hayır diyebilmenin verdiği özgürlüğü tatmak da yine bu hakka dahil diyelim ve hemen kitabımıza gelelim. Çocuklarına sınır koymada zorluk çeken ebeveynlere, sınırlarına saygı gösterilmemiş bir çocukluk geçirmiş olanlara, hayır deme sorunu yaşayanlara, ailenizle, arkadaşlarınızla, duygusal ilişkilerinizle, iş ilişkilerinizle hatta en önemlisi kendinizle olan sınır çatışmalarınızı nasıl çözeceğinize yönelik verimli okumalar yapabileceğiniz bir kitap tavsiye ederim
Sınırlar
SınırlarHenry Cloud · Koridor Yayıncılık · 20092,479 okunma
1.299 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.