Trenin hareket saati gelmişti. Bir memur vagon kapısını örtüyordu. Maria Puder merdiven basamağına atladı, sonra bana eğilerek yavaş bir sesle, fakat tane tane: ''Şimdi ben gidiyorum. Fakat ne zaman çağırırsan gelirim...'' dedi. Evvela ne demek istediğini anlamadım. O da bir an durdu ve ilave etti: ''Nereye çağırırsan gelirim!''
Yaşamım boyunca bana emeği geçen tüm öğretmenlerimi saygıyla anıyor, tüm olumsuzluklara rağmen Atatürk'ün ilkelerinden ayrılmaksızın yılmadan, özveriyle, inançla görevini yerine getirmeye çalışan ve hatta bu uğurda hayatını terör şiddetinde kaybeden bütün öğretmenlerimizin "ÖĞRETMENLER GÜNÜNÜ" kutluyorum.
İlk okuduğum da henüz on üç yaşın da Ortaokul talebesiydim. o günlerden bu zamana dek en az 5 defa okudum. büyük bir tat aldığım bu kitapla o çocukluk yaşlarımın silinmez hatırası şöyleydi: İnce Mehmet rüyalarıma girer "ben" olurdum. kimselere bırakamazdım İnce Mehmet'liği. Bazen gazeteler yazardı sinema ya film yapılaçak diye. Ben kıskançlık dan hasta olurdum. Çocukluk işte. Ama bu muhteşem eseri iyi ki yazmış Yaşar Kemal. kendisine ve tüm İnce Mehmetlere saygıyla..
İnce Memed 1Yaşar Kemal · Yapı Kredi Yayınları · 202357,4bin okunma
Bugün pazar.
Bugün beni ilk defa güneşe çıkardılar.
Ve ben ömrümde ilk defa gökyüzünün
bu kadar benden uzak
bu kadar mavi
bu kadar geniş olduğuna şaşarak
kımıldamadan durdum.
Sonra saygıyla toprağa oturdum,
dayadım sırtımı duvara.
Bu anda ne düşmek dalgalara,
bu anda ne kavga, ne hürriyet, ne karım.
Toprak, güneş ve ben...
Bahtiyarım...
Thomas o gece eski okunu cehenneme gönderdi. Bir okçu okunu asla atmazdı, kırılsa bile; içki içip gülmek için bahane olan bir törenle eski ok alevlere atılırdı. Okçulara göre ok cehenneme gidip sahibini beklerdi. Thomas yayının yanışını, son kez bükülüp kıvılcımlar saçarak kırılışını izlerken bu yayla attığı okları düşünüyordu. Okçular büyük bir saygıyla büyük salonun şöminesinin etrafına toplanmıştı. Arkalarındaki askerler sessizdi. Thomas ancak yayı bir kül yığınına dönüştükten sonra şarap kadehini kaldırdı. "Cehenneme," dedi eski bir duayla.
Oktay Sinanoğlu, bilim çevrelerinin adını saygıyla andığı, ulusumuzun yetiştirmiş olduğu, dünyaya mal olmuş ender bilimadamlarımızdan biridir. Türkçe ve bağımsızlık konularında, yıllarca ve yılmadan, bizlerin gözünü açmaya çalışmıştır.
Temel eseri Bye Bye Türkçe ve diğer eserlerini, çıkarılacak dersleri ve mesajları atlamadan okumak gerekir.
Yüksek Öğrenimde, tamamiyle Türkçe ile eğitime geçildiğinde, çabalarının bir göstergesi olarak heykelinin dikilmesini istediğim yazardır.
Bye Bye TürkçeOktay Sinanoğlu · Bilim & Gönül Yayınevi · 20194,897 okunma