O zamandan beri sayısız resim çizmiştim ama o kendini hatırlatan şaheserler şimdi o kadar imkansız bir şekilde uzak görünüyordu ki içim boşmuş gibi hissediyordum ve kaybetmenin ağır acısıyla boğuşuyordum. Yarısı boş bir bardak absent. O sonsuz, telafisi olmayan kayıp hissini böyle tarif ediyorum.
İnsanlar sevgiye açlar; mutlu ya da mutsuz biten sayısız aşk hikâyesi izlerler, yüzlerce saçma aşk şarkısı dinlerler. Buna rağmen, pek azı sevgiye ilişkin bir şeyler öğrenmenin gerekli olduğunu düşünür....
Sayfa 21 - Say YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Sayısız kitap sayısız şiirler okudum. En güzel satırlar onun gözlerinde saklıydı.
— Peki ebedi hayatın amacı ne? — Her türlü hayatın amacı neyse o, yani haz. Hakiki haz bilgidedir, ebedi hayatsa bilgi için sayısız ve tükenmez kaynaklar sunar ki şöyle denmiştir bu manada: Babamın evinde çok yer var kalacak.
Sayfa 22 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları 7.BasımKitabı okuyor
Kimlerdir bunları, söyle, öldüren, Sayısız ocaklar yıkıp söndüren? Akrep mi, yılan mı, kurt mu, kaplan mı? Ya kuduz bir köpek ve ya sırtlan mı? Hayır, katil, maktul hep insan oğlu, Sözde mütefekkir, hassas ve uslu!
Oysa ne konuşuyorum ki ben, hiç kimse de bendeki kulakların olmadığı bir yerde! Bu yüzden şöyle bağırmak istiyorum tüm rüzgârlara: Hep daha da küçüleceksiniz, siz küçük insanlar! Ufalanacaksınız, siz huzurlular! Yok olacaksınız -sayısız küçük erdeminizde, sayısız küçük ihmalinizde, sayısız küçük boyun eğmenizde!
Reklam
Varlıkların sonsuz kalabalığı içinde, sayısız silüetten biri olarak devam ediyorum yoluma.
Sayısız penceren vardı bir bir kapattım Bana dönesin diye bir bir kapattım
Bu dip-çiçekleri (ihtiyar mavi-uçlulardan öğrendiğimize göre) eski günlerdeki görkemli çiçeklerin solgun anılarıymış. Zamanla maydanoza, tereye, rokaya, radikaya, ebegümecine, riganiye, naneye, dereotuna, ve melissaya dönüşmüşler. Çünkü eskiden, Rumca adlarını bilmediğimiz ve tam on üç rüzgarın çarpazlama kestiği sayısız geçitte çiçek pazarları kurulurmuş.
Biz insanlar etrafımızdaki hayatı insanbiçimsel (antropomorfik) bir bakışla görmeye bayılırız. Ne pahasına olursa olsun çiçeklere bir dil vermek isteriz. Gül bunu demek istemiştir, mavikantaron şunu demek istemiştir... Şeylere dair gayet duygusal bir görüş. Hayvanlarla, özellikle de üst düzey hayvanlarla ilgilenmeye başlar başlamaz yalnızca öznel bir yorumun ürünü olan tavırları, davranışları ya da tutumları bazı hayvanlara atfederiz. Gücün ve iktidarın sembolü (adeta kuşların "kralı" olan) kartalı ele alalım. Amblem olarak kartalı seçen sayısız ülke ya da siyasi parti vardır.
Reklam
'' Hayvanlar, gelişme çağında bağlandıkları yerlerden çıkmamak için vahşi bir direnç gösterirler. Oralarda edindikleri adetlerince yaşarlar, üstelik kendilerini güven içinde duyarlar. Değişmez bir güvenlik kanunu, her hayvanı koruyucu bir kuşak gibi sarar. Bu kanun, sayısız insanların ölümüne yol açmıştır. Boğa, arenaya girer girmez, çocukluğunun o koruyucu kuşağı yeniden onu sarıverir ve İspanyolların Querencia dedikleri o alan, pistin en tehlikeli kesimi halini alır; çünhü onun hayali sınırı aşıldı mı, hayvan beklenmedik bir boşalma gösterir. Bu ölüm coğrafyası bilinmediğinden, matador, hasmını bu güvenlik kalesinden dışarı atamamışsa, tam ona hakim olduğunu sandığı anda, vahşi hayvanın beklenmedik bir saldırısının kurbanı oluverir."
İnsanlar artık özgür değiller. Özgür olamadıkları gibi, daha büyük ya da daha iyi de değiller. Keşke hepsi bu kadar olsa. Bu şehir bir hapishane. Bütün şehirler gibi. Anahtar servet sahiplerinin elinde. Sayısız insan, beşikten mezara kadar sadece çalışıyor. Bu doğru mu? Hep böyle mi olacak bu? Evet, maalesef sizin zamanınızda olduğundan çok daha kötü her şey. Sadece acı ve keder var bizim hayatımızda. Tanık olduğunuz sığ zevklerle dolu hayatın az ötesinde korkunç bir perişanlık var. Sefalet! Yoksulluk! Evet. Acı çeken yoksullar var.
"Ey Rabbimiz! Sana tertemiz duygularla, eksilmeyip artan, huzurdan geri çevrilmeyip kabul edilen sayısız hamd ile hamd ederiz."
Parçalandıysa sayısız pota, ne var şaşacak! Kendinize gülmeyi öğrenin ağız dolusu gülmeyi ey yüksek insanlar! Başka ne olabilir!
Ne kadar da tanıdık!
Vebanın etkili olduğu tüm süreç boyunca din hocaları büyük bir güce sahiptiler, doğru yönlendirilmesi durumunda aslında çok yararlı olabilecek, fakat onların yaptıklarına fanatizm ve hoşgörüsüzlüğün rehberlik etmesi durumunda sayısız kötülük doğurabilecek bir güçtü bu
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.