GÖĞE BAKMA DURAĞI İkimiz birden sevinebiliriz göğe bakalım Şu kaçamak ışıklardan şu şeker kamışlarından Bebe dişlerinden güneşlerden yaban otlarından Durmadan harcadığım şu gözlerimi al kurtar Şu aranıp duran korkak ellerimi tut Bu evleri atla bu evleri de bunları da Göğe bakalım Falanca durağa şimdi geliriz göğe bakalım İnecek var
Şaşırtıcı bir biyolojik olguyu dünyanın en önde gelen uzmanları bile açıklayamıyorsa bu, olgunun açıklanamaz olduğu anlamına gelmez. Sayısız sır, yüzyıllar boyunca çözülmeden kaldı; fakat günü geldiğinde açığa çıktılar.
Reklam
Sanki bütün bir hayat, o, anlatılması imkansız sayısız an'la, tümüyle hatırlanması mümkün olmayan karmakarışık rastlantılarla, varolan ve olmayan, gördüğümüz ya da yalnızca düşündüğümüz, yaşadığımız ya da yalnızca hayal ettiğimiz sonsuz görüntüyle bir kağıda geçirilmiş ve sözcüklere dökülmüş gibi...
Bir an kayboldun gibi. Yaşadım kıyameti Yoruldun ama buldun ey kalbim emaneti Yeniden su yürüdü dalıma yaprağıma Bir bakışın can verdi kurumuş toprağıma Çiçeğe durdu kalbim içtim parmaklarından Göz çeşmem suya erdi sevda kaynaklarından Bir aydınlık denizin sonsuz derinliğinde Yüzüyorum gözünün yeşil serinliğinde Bir ışık bir
"Zaman çok geniş. Bizim derdimizde bu. O kadar geniş ki algılayamıyoruz onu. Bu büyüklük aklımızı karıştırıyor. Ne, ne zaman olmuştu ayırt edemez hale geliyoruz. Sanki içimizde bir zaman var ama dışımızda ki zaman sayısız. Bu zamanlar birbirleriyle kesiştiğinde mutluyuz, kesişmediğinde huzursuz. Bu bizi çaresizleştiriyor, ardından da hırçınlaştırıyor. Kendimize zarar verecek kadar hırçınlaştırıyor."
Kalemi eline alıp iki insanı birbirine götüren yolu bulmaya çalışan biri, tek bir çizgi çizmeyi beklerken karalamayı andıran bir resim çizer. İki insanı birbirine götüren sayısız yol vardır.
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.