İyi, ılımlı bir karakter kısıtlı koşullarda hoşnut olabilir; öte yandan, hırslı, kıskanç ve kötü biri tüm zenginliğe karşın hoşnut değildir. Ama ancak, sürekli sıradışı, zihinsel açıdan olağanüstü bir bireyselliğin tadına varan bir kimse için, genel olarak ulaşılmaya çalışılan hazlar bütünüyle gereksizdirler, hatta sadece rahatsızlık verici ve usandırıcıdırlar. Bu yüzden Horatius der ki: "Fildişi, mermer, Etrüsk heykelcikleri, resimler, Gümüş eşyalar ve urbalar, Gaetulya moruyla boyanmış, Çoğu mahrumdur bunlardan, ve kimileri de hiç aramaz bunları." Sokrates, satılmak için sergilenen lüks mallara bakarak, " Gereksinmediğim ne çok şey var" demişti.
53 syf.
8/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 16 hours
"En büyük mutluluk kişiliktir." İnsan her konuda esas olarak yalnızca kendisinden zevk alır: Benlik pek uygun değilse bütün zevkler safra tadı yayılmış bir ağızdaki lezzetli şaraplar gibidir. Acı ve can sıkıntısının insan mutluluğunun iki büyük düşmanı oluşundan ötürü doğa her ikisine karşı da kişiliğe koruma sağlamıştır: Acıya karşı (bedensel olmaktan ziyade sıklıkla manevî olan) neşe ve can sıkıntısına karşı akıl, - Bununla birlikte ikisi birbiriyle akraba değildir, hatta muhtemelen son derece bağdaşmazdır. Deha, melankoliyle akrabadır; "Aristoteles der ki bütün dahi insanlar melankoliktir" ve çok neşeli mizaçların zihinsel yetileri sadece yüzeyseldir. . Felsefe tarihinde kötümser görüşleriyle tanınan Arthur Schopenhauer'in bu kılavuz kitabında hayat bilgeliği adına hayat kuralları adını verdiği küçük, pratik felsefik tavsiyeleri yer alıyor. Okuması bazen yorucu olsa da kıymetli bir deneyim.
Mutlu Olma Sanatı
Mutlu Olma SanatıArthur Schopenhauer · Can Yayınları · 202013.3k okunma
Reklam
Aristoteles der ki: "Çünkü doğaya güvenilir, paraya değil"
Bu yüzden Goethe der ki: Halk ve hizmetçi ve ermiş kişi, Her zaman teslim ederler ki, Yeryüzü çocuklarının en yüce mutluluğu Sadece insanın kendi kişiliği.
Şimdiye kadar, evliliği önemsemeyen hiçbir kadın örneği görmedim. "Biliniz ki kadınlar yalnızca bir şeyi düşünüp, kafalarına takarlar: evlenmek." der Schopenhauer. Evliliği " Bütün kadınların üzerinde anlaştığı, bütün erkeklerin ise üzerinde bir türlü anlaşamadığı” bir kurum olarak görür Oscar Wilde. Yine şöyle der:" Erkekler kadınlara evlenme teklif etmez. Evlilik teklifi her zaman kadından gelir." Kadınlar evliliğe neden bu kadar düşkünler sizce? Alıntı
Arthur Schopenhauer
Arthur Schopenhauer
Oscar Wilde
Oscar Wilde
İnsan tüm diğer canlılar gibi doğduğunda o kadar bir ve bütün, o kadar derli toplu haldedir ki o bütünün içinde hiçbir şey ayrılık gayrılık taşımaz. Bu birlik ve bütünlüktür ki bir bakıma onu o çaresiz halinde yaşatan. Ne zaman ki o bütünün içinden kendisini çıkarır ve ona "ben" der, kendisiyle geri kalan her şey arasında ilk yarık açılmış olur.
Reklam
1,000 öğeden 861 ile 870 arasındakiler gösteriliyor.