Schopenhauer da şöyle der: "Evreni oluşturan en derindeki özün 'irade' olduğunu ve evrendeki bütün olguların - doğanın belirsiz güçlerinin bilinçsizce işleyişinden tutun da insanoğlunun tamamen bilinçli eylemlerine kadar - bu iradenin sadece somut karşılığı olduğunu kabul ettiğimizde, şu sonuca varmamız kaçınılmazdır. O iradenin kendi isteğiyle var oluşu terk etmesi ve kendi kendisini ortadan kaldırrnasıyla birlikte bütün o olgular, evrenin içinde var olduğu o nesnelliğin bütün aşamalarında amaçsızca ve dur durak demeden gerçekleştirilen o aralıksız çaba ve uğraş da ortadan kalkar; arkadan gelen yaşam biçimlerinin çeşitliliği, bu biçimlerle birlikte iradenin bütün göstergeleri, en evrensel biçimleri, uzay ve zaman ve nihayetinde de iradenin en temel biçimleri olan özne ve nesne de ortadan kalkacaktır. İrade olmaksızın hiçbir kavram ve evren var olamaz. Gözlerimizin önünde kesinlikle hiçbir şey kalmaz. Ancak bu yok oluşa doğru gidişe, doğamıza karşı koyan gene sadece o aynı yaşama isteğidir. Wille zum Leben. Bu, bizi ve evreni var eden şeydir. Yok oluştan bu denli korkmamız, ya da bir başka deyişle yaşamak için bu kadar büyük bir istek duymamız şu anlama gelir: Bizler bu yaşama arzumuz dışında hiçbir şeyiz ve ondan başka bir şey de tanımayız. Böyle olunca iradenin tamamen yok oluşundan geriye kalan, bizler bu iradeyle dopdolu olduğumuz için, tabii ki hiçbir şeydir. Ama öte yandan, içindeki bu irade dönüşerek kendi kendisinden vazgeçenler için de bu bizim öylesine gerçek olan evrenimiz sahip olduğu bütün o güneşleri ve samanyoluna rağmen hiçbir şeydir."
Bugünü Yaşama Arzusu
#Schopenhauer *Yazar #Aldığımız her nefes bizi sürekli etkisi altında olduğumuz ölüme doğru çeker... Nihal olarak zafer ölümün olacaktır, çünkü doğumla birlikte ölüm zaten bizim kaderimiz olmuştur ve avını yutmadan önce onunla yalnızca kısa bir süre için oynar. Bununla birlikte, hayatımıza olabildiğince uzun bir süre için büyük bir ilgi ve
Reklam
Aristoteles der ki bütün dâhi insanlar melankoliktir. Cicero , Tusculanae disputationes
İnsan tüm diğer canlılar gibi doğduğunda o kadar bir ve bütün, o kadar derli toplu haldedir ki o bütünün içinde hiçbir şey ayrılık gayrılık taşımaz. Bu birlik ve bütünlüktür bir bakıma onu o çaresiz halinde yaşatan. Ne zaman ki o bütünün içinden kendisini çıkarır ve ona "ben" der, kendisiyle geri kalan her şey arasında ilk yarık açılmış olur. Ve "ben" dediği şeyi terbiye ederek tekrar o bütünle uyumlu hale getirinceye ve uyumla onun içindeki yerini alıncaya kadar bir daha kapanmaz. Kapanmadığı sürece "ben" dediği şey de tehlikededir ve "ben" diyerek yöneldiği her şey ondan bir parçayı kendine çeker, tutsak eder ve böylece dağılma başlamış olur.
94 syf.
8/10 puan verdi
·
9 günde okudu
İtiraflarım -L. N. Tolstoy
Hayatında birçok kişinin hayali olan şeylere ulaşmış, maddi anlamda iyi bir noktaya gelmiş ve bunlarla hayatı sevmekten ziyade ölümün yıkıcılığı karşısında aciz kalmış yazarın itirafları; psikolojik, sosyolojik ve felsefi anlamda derinliği olan bir eserdi. Edebi eserlerinin üslup anlamında yoğunluğunu hepimiz biliyoruz fakat romanların, dikkat
İtiraflarım
İtiraflarımLev Tolstoy · Karbon Kitaplar · 201723,2bin okunma
Çok uzun bir yaşamı arzula­mak, yine de bir yürekliliktir. Çünkü bir İspanyol atasözü der ki: "Çok yaşayan, çok da kötü şey yaşar."
Reklam
1.000 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.