Ümüs Yücel

...konuşuyorlardı, konuşmalarından yeni dünyalar doğuyordu. Düşüncenin doğasında iletilmek vardır: yazılmak, konuşulmak, gerçekleştirilmek. Düşünce çimen gibidir. Işığı arar, kalabalıkları sever, melezlenmek için can atar, üzerine basıldıkça daha iyi büyür.
Reklam
200 syf.
·
Not rated
Ölüm Defteri 3
Tsugumi Ooba
9.1/10 · 3,536 reads

Reader Follow Recommendations

See All
Biz bir yandan Batı kültürünü benimsemeye kalkışırız. Batı ise klasik kültürünü benimser ve kendisini o asıldan bilir. Ama biz, vaktiyle Anadolu'da yaşamış olan atalarımızın yarattığı o kültürü yadırgar ve yabansarız. Dudaktan olarak Batılılaşmaktan söz ederiz. Ne var ki, Anadolu'daki eski kültürün sözü geçtikçe, «Adam sen de! Yunan kültürü!» diye omuz silker ve konuyu baştan savarız. Bunun nedeni; Batının, kendisini sütbesüt klasik aslından, bizi ise barbar aslından, Asyatik sayması, bizim de Batının bu kanısına içten içe katılmamızdır. Evet, bu noktayı ağzımızla ikrar etmiyor ama kalbimizle tasdik ediyoruz. Zaten, böyle olmasa, Batıyı taklit etmemize gerek kalmazdı. Bu duyguya bir tepki ve bu hale bir protesto olarak, her şeyin Türk olduğunu ispata, teselli kabilinden de, kazanmış olduğumuz eski zaferlerle övünmeye kalkışıyoruz.
"Biz bu diyarın gerçek varisleriyiz, dedik. Ama, bu mirasımızı, şimdiye kadar dört bucağa pek mirasyedice saçtık. Osmanlı devleti sırasında, dünyanın yedi harikasının elle tutulur sanat kalıntıları, babalarının mallarıymış gibi, şimdi, Batının çeşitli müzelerindedir. 'Ne olacak? Gavur putu! Yabancı şeyler!' dedik. O eski mimarlık ve heykeltraşlık anıtlarından çok daha önemli olarak, onlardan kalma bir de kültür zenginliği vardır. Onu da, bizim başımıza kondurmadan, 'Adam sen de! Vazgeç! Asklepios, aftospiyos, kıtıpiyos Yunan kültürü!' diye, Batılıların başlarına savurmuş bulunuyoruz. Şimdi biz, şapka diye onların külahlarını taklide çalışıyoruz..."
Reklam
Geri15
90 öğeden 76 ile 90 arasındakiler gösteriliyor.