Sandığımız Kadar Farklı Değiliz
Sözlü iletişim kurabilen bir tür olduğumuz için bilgiaktarımında diğer canlılara oranla daha avantajlı konuma sahibiz. Zihin kapasitemiz dil becerilerimizle eş zamanlı gelişti. İletişim becerilerinin yüksek seviyede olması, topluluk halinde yaşamayı ve beraber evrimleşmeyi doğuruyor. Ama iletişimde bizim kadar iddalı bir tür daha var. Kuşları yakından inceleyen bilim insanları, cıvıltıları ve şarkılarının son derece karmaşık bir lisana benzediğini söylüyor.
Ofer Tchernichovski, kuşların iletişimini araştıran bir psikoloji profesörü. Avustralya'ya ait bir kuş türü olan zebra ispinozu üzerinde çalışmalar yapan araştırmacı, kuşların da tıpkı biz insanlar gibi sözlü iletişimle öğrendiği gördü. Örneğin bebek ispinozlar ötmeye başladıkları ilk günlerde insan bebekler gibi anlamsız sesler çıkarırken, diğer kuşları dinledikçe onların çıkardıkları sesleri taklit ediyor ve nihayetinde "konuşmaya" başarıyorlar. İspinozlar büyüklerinde tek şarkı öğrenmiş oluyorlar. Diğer ötücü kuşlardaysa durum biraz farklı. Kanaryalar hayatları boyunca yeni şarkılar öğrenebiliyor, taklitçi kuşlar ise ağustos böceklerinin seslerini dahi kopyalayabiliyor. Ve bir de tabii papağanlar var. Onlar insan seslerini de taklit edebiliyor.
Popular Science Kasım 2015 Sayfa 73
Lisan Çeşitliliği Nasıl Oluştu?
Kısa Cevap: Yeni teori, çevre koşullarının fiziksel özelliklerine bağlı olarak oluştuklarını söylüyor.
Dilbilimciler de bu soruya yanıt arıyor çünkü dünyada çok fazla dil var. Yeni bir araştırma, lisan farklarının çevresel koşullara bağlı olarak oluştuğunu önermekte. ABD ve Fransa ortaklığında yapılan araştırmada
Matta 2:11/Altın, Günnük ve Mür
"Eve girip anası Meryem ile çocuğu gördüler; ve yere kapanıp ona secde kıldılar; hazinelerini açarak ona hediyeler, altın, günnük, ve mür takdim ettiler."
Günnük(Francescine): Afrika ve Arap yarımadasında bulunur. Cennetvâri kokusu sebebiyle âhireti simgeler. Eski Mısır'da âyinler için kullanılırdı.
Mür(Myhrr): Günnük ile hemen hemen aynı bölgelerden çıkar. Eski Arap ticaret yollarının en gözde ürünlerinden biridir.(Yusuf'u kurtaran kervan da bu yağı taşımaktadır). Kokusu yine aynı amaçlar için kullanılmakla beraber ölümü simgeler. Aktarılanlara göre İsa'ya çarmıha gerilirken mür ile şarap karışımı teklif edilmiş ve o reddetmiştir.
Kaynak: science.howstuffworks.com/life/botany/que...
youtu.be/MX6fjPJCRoI
Biyoloji sadece iki tür hastalık bulaştırıcı etken olduğunu söyler: Bakteri ve virüs. Stanley Prusiner bir üçüncüsünü sunuyordu: prion, yani 'protein etkeni'.
[(1982 "Science" dergisi)]
Sayfa 84 - Aylak KitapKitabı okudu
