Gözlerinin dokunduğu her mekan memleketim. Bakıver de uzamasın gurbetim, esaretim...
Rüzgarın dağımda olsun esmerliğin gecemde
öyle kal, sana sonsuz sarıldığımda.
Sabah öyle güzel ve aydınlık ki... Ama ben kendimi biraz hüzünlü hissediyorum. İçimden kimselerin olmadığı tarlalara gitmek geliyor. İnsanların her zamanki gibi bu berrak günü de lekeleyeceklerini artık biliyorum.
“Dünyanın sonu geldi Atticus! Ne olur bir şey yap.” Onu pencerenin önüne çektim. Dışarıyı gösterdim.
“Merak etme, bir şey yok,” dedi. “Sadece kar yağıyor”
Drogo, insanların her zaman
birbirlerinden uzakta olduklarını fark etti, birisi
acı çektiğinde, acısı sadece kendisine ait oluyor,
hiç kimse o acıyı birazcık olsun dindiremiyordu...
Mağlup mu desem mahcup mu
Ama ikisi de değil
Ben garip sen güzel Dünya umutlu Öyle bir tuhafım bu akşamüstü Sevgilim
Canavar götürür gibi İki yanım İki süngü ....
Yarı deli bir hükümdar, eşek çaldı diye Nasreddin Hoca'yı ölüme mahkûm etmiş. Tam öldürülmeye götürülecekken, Hoca şöyle bağırmış: "Aslında bu eşek benim kardeşimdir. Bir büyücü onu bu hale soktu. Bu eşeği bir yıl bende bırakın. Ona tekrar, sizin benim gibi konuşma öğretirim." Hükümdar ilgilenmiş, Hocaya söylediklerini tekrar ettirdikten sonra;
"Pek âlâ, demiş. Ama günü gününe bir yıl sonra eşek konuşmazsa, ölümlerden ölüm beğen."
Hükümdar gidince, karısı Hoca'ya "Böyle bir şeyi nasıl söylersin? diye sormuş. "Eşeğin konuşmayacağını sen de biliyorsun." "Tabii ki biliyorum" diye yanıtlamış Nasreddin Hoca.
"Ama bir yıla kadar hükümdar ölebilir, eşek ölebilir, ben ölebilirim."
Krala karşı haklı olan bir bakan, kocasına karşı haklı olan bir kadın, subayına karşı haklı
olan bir er iki kat ceza görmez mi? Zayıfların haklı olmaları hatadır.