Sebahattin Ali - Ustayı birkaç bilinen şiiriyle tanımış, Sinop’a onun kaldığı cezaevine - koğuşa gitmiştim. Onu önce koğuşun içindeki ruhundan selamladım, sonra Aldırma Gönül diyerek kendi yaşadıklarımın bu beyefendi ile aynı olmadığı kanısında, “ah Raif biz ne yaşadıkki” diyerek utandım.
“Kürk Mantolu Madonna” Çoğu insan söz arası bana “okudun mu” diyordu. Okumak istemiyordum, içindeki sıkıntılı durumlar benden birkaç yüz gram gözyaşı dökecekti bunu biliyordum. Ben bu kitabı okuduktan sonra kadınların “sadece bir erkeğe” üzülerek okuduklarını gözlemlerken, hayatında bir kez dahi olsa Kürk Mantolusunu yaşayan sonrasında onu düşünen, içinde sır gibi tutan adamların, dün son sayfalara varmadan benim gibi ağladıklarını da kendimde gördüm. Nitekim en az üç kez okunmalı çok farklı gerçekten de çok güzeldi. Fazla, sayfa içi sözcük duyguları vermiyor ve her erkeğin okuması gerektiğini düşünüyorum, sahiden hayatta bir kez bile olsa Kürk Mantolu Madonnasını bulmuş mu? Okuyup öğrenmesi gerekir. Hep sessiz sakin yaşadıktan sonra birilerinin de benim gibi bir “erkek” olduğunu görünce, benim gibilerin de bu kirli dünya üzerinde doğrularla yaşadığını gördüm. “Ben en çok bir aşk hikayesine değil, benim gibi sessizler, masumlar, pısırık sanılanlar için ağladım.”