Hz. Osman nasıl öldürüldü ve o dönemde olup bitenlerin anlamı nedir sorusuna dönecek olursak, Akbulut'un da işaret ettiği gibi cereyan eden bu olayların "İlk Müslüman ayaklanması" olduğunu söyleyebiliriz, Olayların kendi şartları içinde değerlendirilmeyip de Sebeiyye gibi bir kurguyla açıklanmasının sahabe karizması ya da sahabe kutsanması gibi bir anlayışa yol açtığını iddia edebiliriz. Bu anlayışın ise sonraki dönem Müslümanlarında başlarındaki idareye karşı zalim bile olsalar sürekli itaatkar bir tutumun gelişmesine, her hangi bir siyasî olumsuzlukla karşılaşıldığında da altında bir suçlu ya da İbn Sebe aramak gibi bir yanlış anlayışa sürüklediğini söyleyebiliriz.
Sayfa 51 - araştırma yayınları, birinci basım, kasım 2005, ankara
Yüce Allah, Sebe kıssasında, onları nasıl bir emniyet ve bol­ luk içinde yaşattığını anlatırken şöyle buyurmuştur: "Biz onlarla o bereket verdiğimiz memleketler arasında, sırt sırta şehirler meydana getirmiştik. Ve oralarda muntazam gidiş gelişler düzenledik. {Onlara), 'Buralarda geceleri, gündüzleri emniyet içinde g�zip yürüyün' (dedik)."2 Yüce Allah'ın burada bereketli kıldığı yerler Şam ve Filistin şe­ hirleridir.
Sebe, 34/18.
Reklam
"Özellikle dul kadınların başkaları ile cinsel ilişkiye girdikleri zaman zina olacağını, ancak kendisi ile ilişkiye girerlerse tam tersine sevap olacağını, hatta kendisinin bu işle görevlendirildiği için ilişkinin zikir hükmüne geçeceğini söyledi. Kendi cinsel organından nur yayıldığını ve herkesin bu nurdan nasiplenmesi gerektiğini, cinsel organının 'nur çeşmesi' olduğunu ve herkesin bu çeşmeden içmesi gerektiğini anlattı. Arapça 'Allah' yazısının ve Arapça 'elif' harfinin dikkatli incelendiğinde cinsel organ şekline benzediğini ve kendi organının olduğunu anlattı. Yine Arapça 'Muhammed' kelimesinin dikkatli incelendiğinde de bazı cinsel pozisyon şekillerinden 'omuz bacak' tabir edilen pozisyona benzediğini ve 'İnanmıyorsanız' deyip ters çevirdiğinde yazının bir kısmının yine cinsel pozisyonlardan 'domalma' olarak tabir edilen pozisyona benzediğini söyledi. Yine başka dersinde Sebe Suresi 31. Ayette geçen 'biz ne sana inanırz, ne de önündekine' lafzının da 'önündeki' kelimesinin yine kendi cinsel organını temsil ettiğini söyledi."
Sayfa 91 - Kırmızı Kedi YayınlarıKitabı okudu
“…Kullarım arasında hakkıyla şükredenler pek azdır.”🍃 Sebe, 13.Âyet
Onlar gökte ve yerde önlerinde ne var, arkalarında ne var bakmadılar mı? Eğer dilersek onları yerin dibine geçiririz. Yahut gökten üzerlerine parçalar düşürürüz. Şüphesiz bunda, Allah’a yönelen her kul için elbette bir ibret vardır. ⛰️ ☁️ Sebe Sûresi, 9. Âyet
"Her neyi hayra harcarsanız, Allah, onun arkasından (dünyada ve ahirette) karşılığını verir." (Sebe' Suresi / 39).
Reklam
Allâhü Teâlâ şöyle buyurdu -meâlen-: “(Habibim) De ki: Şüphe yok ki Rabbim, kullarından dilediğine rızkı hem genişletir hem daraltır. Ve bir şeyden ne infak ederseniz O, onun karşılığını (dünyada da âhirette de) verir ve O, rızık verenlerin en hayırlısıdır.” (Sebe’ Sûresi, âyet 39)
Allâhü Teâlâ şöyle buyurdu -meâlen-: “(Habibim) De ki: Şüphe yok ki Rabbim, kullarından dilediğine rızkı hem genişletir hem daraltır. Ve bir şeyden ne infak ederseniz O, onun karşılığını (dünyada da âhirette de) verir ve O, rızık verenlerin en hayırlısıdır.” (Sebe’ Sûresi, âyet 39)
Kur'an'da geçen keramet örnekleri: 1) Adı belirtilmeyen bir zatın Sebe melikesinin tahtını bir anda Hz. Süleyman’ın (a.s) yanına getirmesi, 2) Meryem’e Allah katından rızık gelmesi, 3) Ashâb-ı Kehf’in köpekleriyle birlikte bir mağarada uzun süre uyuyup kalmaları, 4) Hz. Musa’nın (a.s) annesine bebeğinin geri verilmesi, 5) Hızır ve Zülkarneyn olayları... Bu kişiler peygamber olmamasına rağmen kendilerinden olağanüstü hâller zuhur etmiştir.
Rabbinizin rızkından yeyin ve O'na şükredin. İşte güzel bir memleket ve çok bağışlayan bir Rab! Sebe, 15
Reklam
Alak Suresi : 6,7. ayet 6,7. Hayır, insan kendini yeterli gördüğü için mutlaka azgınlık eder. Müddessir Suresi : 4-6 ayet 4. Elbiseni tertemiz tut. 5. Kötü şeyleri terke devam et. 6. Yaptığın iyiliği çok görerek başa kakma. Tahrim suresi : 6. ayet 6. Ey inananlar! Kendinizi ve çoluk çocuğunuzu cehennem ateşinden koruyun; onun yakıtı, insanlar ve taşlardır; görevlileri, Allah'ın kendilerine verdiği emirlere baş kaldırmayan, kendilerine buyrulanları yerine getiren pek haşin meleklerdir. Müzzemmil Suresi : 10-11. ayet 10. Onların söylediklerine sabret, yanlarından güzellikle ayrıl. 11. Nimet içinde yüzen o yalancıları bana bırak ve onlara biraz mühlet ver. Enam Suresi : 90. ayet 90. İşte o peygamberler Allah'ın hidayet ettiği kimselerdir. Sen de onların yoluna uy. De ki: Ben buna (peygamberlik görevime) karşılık sizden bir ücret istemiyorum. Bu (Kur'an) âlemler için ancak bir öğüttür. Şuara Suresi : 214 - 216 ayet 214. (Önce) en yakın akrabanı uyar. 215. Sana uyan müminleri kanatların altına al. 216. Eğer sana karşı gelirlerse, “Şüphesiz ben sizin yaptığınız şeylerden uzağım” de. Sebe Suresi : 28. ayet 28. Biz seni bütün insanlara ancak müjdeci ve uyarıcı olarak göndermişizdir; fakat insanların çoğu bilmez.
İspanya seferinin iki komutanına verilmiş olan talimat, Hz. Osman'ın planlarını ortaya çıkarttı: "Konstantiniyye ancak Endülüs yoluyla fethedilebilir. Şayet siz Endülüs'ün fethine ulaşırsanız, Konstantiniyye'nin fethine iştirak etmiş olacaksınız." Şayet İbni Sebe', Hz. Osman'ın şehadetiyle neticelenen ve Müslümanlar arasındaki iç savaşın ve anarşinin tohumlarını ekerek, gayr-i müslimlerin imdadına koşmamış olsaydı, "eski dünya" (Asya-Avrupa-Afrika) sayılan coğrafi birliğin siyasi birleştirilmesi planı o devir için gerçekleştirilmeyecek bir plân olmayacaktı.
Akıl Nereden Beslenirse Oranın Şeklini Alır Kraliçenin Allah’tan başkasına ibadet ettiği şeyler, kendisini hakkın yolundan engellemişti. Çünkü o, inançsız bir kavimdendi. Neml sûresi 43. Bu ayet sosyolojik bir gerçeği gözler önüne sermektedir. Ayette bahsi geçen kraliçe, Sebe ülkesinin yöneten kişidir. Onu Allah'tan ve onun yolundan engelleyen şey, ibadet ettikleri ve inançsız bir toplumda büyümesiydi. Sebe kraliçesi akıllı bir kadındı. Ancak aklı, yaşadığı toplumun yansımasıydı. Sebe Melike’si akıllı bir kadındı. Fakat yaşadığı çevre, ortam, gelenek, örf, adet ve düşünceler onu Allah’a ibadet etmekten alıkoymuştu. Tüm bunlar aklın doğru bir şekilde çalışmasını engelleyen sebeplerdir. Çünkü akıl, içinde yaşadığı toplumun bilgi ve marifetiyle, örf ve adetiyle, din ve kültürüyle şekilleniyor. Akıl bazen geleneği, bazen örfü, bazen de millî duyguları ve düşünceleri kutsar. Öyle ki daha sonra gerçekleri görse de sahip olduğu eski düşüncelerinden kolay kolay sıyrılamaz. Bir kimse ilimde, teknikte, fende, bilim ve teknolojide ne kadar ileri seviyede olursa olsun içinde yaşadığı toplumun hurafelerinden sıyrılmadıkça hakikati göremez, duyamaz, anlayamaz ve iman edemez. Gerçeğin görülebilmesi için gerçek diye sunulan şeylerin gözden geçirilmesi, süzülmesi ve tarafsızca değerlendirilmesi gerekir.
Sebe' 54. Ayet
Tıpkı daha önce benzerlerine yapıldığı gibi, kendileriyle arzuladıkları arasına bir engel konmuştur. Çünkü onlar derin bir şüphe içindeydiler.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.