Tatlı bir heyecanla aldığım ancak uzun bir süre ara vermek zorunda kaldığım, neredeyse her cümlesinin altını kalın kalın çizmek istediğim "İnsan Olmak" kitabı; insanlık tarihinin geçmişinden başlayarak kişinin erken dönem çocukluk yaşantılarının ve aile içi geçmiş dinamiklerin bugününe nasıl yansıdığını, bebek ve anne arası ilk temasların gelecekteki etkilerini, duygu-düşünce-davranış üçgeninin karşılıklı etkileşimselliğini, duyguların evrenselliğini ve duygulara karşı gösterilmesi gerekilen anlayışın sebebini oldukça yalın, tarihsel ve psikolojik yönleriyle ele alıyor. Duyguların kökenlerini ve insan üzerindeki etkilerini de okuyucusu ile birleştirmek için çabalayan yazar; insanlığın tarihsel geçmişinden ve bir insanın içerisinde doğduğu ailedeki bebeklik öyküsünden başlayarak, aile içi etkileşime, anne-baba rollerine ve insanlığın çeşitli varoluşsal sancılarına da değiniyor. Çeşitli psikanalitik terimleri içerisinde bulunduran kitap, psikanalitik terminolojiye uzak olan okuyucuları zaman zaman biraz zorlayabilecek pozisyonda seyredebiliyor, ancak yapılan özetlemeler okuma zevkini arttırıyor. Geçtan; okurunu kendi hayatını da mercek altına almaya teşvik ediyor.