"Gel! Anne ol! Çünkü anne, bir çocuktan bir Kudüs yapar. " Meryem'in vuslatı elli yaşında iken gerçekleşti Rabbine ve sevdiklerine. Kudüs hala öksüz, hala kimsesiz... Kudüs'ü Kudüs yapacak Meryemler gerek bize... Bir çocuktan Kudüs yapacak anneler gerek bize...
Tevekkül ve teslimiyetin en sarsılmaz kalesiydi o yıldızlar; acılar kederler, hüzünler, hayal kırıklıkları, kalp buruklukları; yaşadıkları her olay Allah'a olan teslimiyetlerini artırdı, hayata hep güzel baktılar. Vedüd esmasının en güzel tecelli aynasıydılar...
Reklam
Allah'a dost olana tüm dünya düşman olsa ne gam, Allah'ın dostum dediğini âlem düşman bilse ne ifade ederdi.
Sayfa 105Kitabı okudu
Kudüs hâlâ öksüz, hâlâ kimsesiz... Kudüs'ü, Kudüs yapacak Meryemler gerek bize... Bir çocuktan Kudüs yapacak anneler gerek bize...
Allah diledi mi kelamın huyu değişir, Meryem ve Meryemler sussa da onları savunacak hakikat asla susmaz, susturulamaz.
Tüm zamanların örnek kadını seçilecek kadar Allah'a yakın olmuş, Allah da onun iman ve ihlasını, teslimiyet ve sadakatini seçilmiş kadın ilan ederek ödüllendirmişti.
Reklam
Hazreti Meryem
Seçilmiş kadın olarak doğmadı, iman ve teslimiyeti ile salih amelleri ile seçilmiş kadın olmaya hak kazandı.
Allah'ı dost bilene hiçbir engel sebep değil, hiçbir sebep de engel değildi.
Bütün tedbirlerin üzerinde Allah'ın tedbiri olacağı gerçeğini aklının ucundan geçirmeyen zavallı Firavun ise sonunu hazırlayacak düşmanını sarayında, üstelik ailesi ile birlikte, ağırlayacaktı.
Ne Ebu Cehiller bitiyordu bu dünyada ne de Ebu Cehil lere meydan okuyan dava sevdalıları, ne zulmün çirkin sesi susuyordu göklerde ne de ona meydan okuyan mazlum duaları...
Sayfa 120Kitabı okudu
Reklam
İslamiyet'in nuru ile aydınlanan insanlar, cahiliyenin karanlığında yaşayan sevdiklerini ve tanıdıklarını bu aydınlığa çekmek için adeta seferber olmuşlardı. Kişinin tek başına kendisini kurtarması yetmiyordu, çünkü bu din, kardeşliği esas alan emirlerden oluşuyor ve herkesin mutluluğunu hedefliyordu.
Sayfa 117Kitabı okudu
Beyazın siyaha, efendinin köleye, zenginin fakire, güçlünün zayıfa, kadının erkeğe üstünlüğünü değil bilakis rengi, cinsiyeti, malı, mülkü, milleti ne olursa olsun, herkesin birbirine eşit olduğunu söylüyordu İslam güneşi. Bir tek Allah'a kul ederken insanları, herkes ve her şey karşısında özgür kılıyordu onu Âlemlerin Efendisi.
Sayfa 113Kitabı okudu
295 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.