Firavun'un hükmü belliydi, herkesin gözünün önünde onları işkence ederek öldürmek... Rabbimizin hükmü katiydi: "Kâfirler istemeseler de Allah nurunu tamamlayacak." (Saf, 61/8)
Tevhid inancından uzaklaşmak demek insanlıktan da uzaklaşmak demekti,
Zalimlikte sınır tanımayan Firavun, bir
rüyanın korkusuyla bu kararı almış, gelecek endişesi ile mazlum coğrafyalarda soykırım yapan bütün dünya firavunlarına öncülük etmişti.
"Gel!
Anne ol!
Çünkü anne, bir çocuktan bir Kudüs yapar. "
Meryem'in vuslatı elli yaşında iken gerçekleşti Rabbine ve sevdiklerine.
Kudüs hala öksüz, hala kimsesiz...
Kudüs'ü Kudüs yapacak Meryemler gerek bize...
Bir çocuktan Kudüs yapacak anneler gerek bize...
Sayfa 82Kitabı okudu
Tevekkül ve teslimiyetin en sarsılmaz kalesiydi o yıldızlar; acılar kederler, hüzünler, hayal kırıklıkları, kalp buruklukları; yaşadıkları her olay Allah'a olan teslimiyetlerini artırdı, hayata hep güzel baktılar. Vedüd esmasının en güzel tecelli aynasıydılar...
Sayfa 7Kitabı okudu
Allah'a dost olana tüm dünya düşman olsa ne gam, Allah'ın dostum dediğini âlem düşman bilse ne ifade ederdi.
Sayfa 105Kitabı okudu