3.cilt
- “Sabah namazını kıl. Sonra güneş doğup bir mızrak boyu yükselinceye kadar namaz kılma. Çünkü güneş, şeytanın iki boynuzu arasından (tepesinden) doğar. Kâfirler de ona o zaman secde ederler. Sonra dikilmiş mızrağın gölgesi azalıp bitinceye kadar (nâfile olmak üzere) namaz kıl. Çünkü namaz isbatlı şâhitlidir. Sonra namaza ara ver. Çünkü o vakit cehennem kızdırılır. Sonra gölge döndüğü zaman öğle namazını kıl. Çünkü namaz isbatlı şâhitlidir. Onu İkindiye kadar kılmaya devam et. İkindi namazını kıldıktan sonra güneş batıncaya kadar namaza ara ver; çünkü güneş şeytanın iki boynuzu arasından (tepesinden) batar, kâfirler de o zaman güneşe secde ederler” buyurdu. Ben: - Yâ Nebiyyallah! Bana abdestten de bahset, dedim. - “İçinizden her kim, abdest suyunu hazırlayıp ağzına burnuna su verir ve burnunu temizlerse, mutlaka yüzünün, ağzının ve burnunun günahları dökülür! Sonra Allah’ın emrettiği gibi yüzünü yıkarsa, yüzünün günahları su ile birlikte  sakalının etrafından dökülür. Sonra  dirsekleriyle birlikte ellerini yıkarsa, elinin günahları su ile beraber parmak uçlarından akar gider. Sonra başını meshederse, başının günahları su ile birlikte saçlarının ucundan dökülür. Sonra topuklarıyla beraber ayaklarını yıkarsa, ayaklarının günahları su ile beraber ayak parmaklarının ucundan akar. Eğer (böylece abdest alan) bu adam, kalkıp namaz kılar, Allah’a hamd ve senâ eder, O’nu lâyık olduğu vasıflarla yüceltir ve gönlünü tam anlamıyla Allah’a bağlarsa, mutlaka anasından doğduğu günkü gibi günahlarından arınmış olur” buyurdu.
Sayfa 131Kitabı okudu
Peygamber Efendimiz (s.a.v.): “İmâmdan evvel rükû ve secdeden kalkan kimse Allah’ın onun başını merkep başına çevireceğinden korkmaz mı?” buyurmuştur. Şüphesiz sûret bakımından kimsenin başı eşek başına ne döndü ne de dönecektir. Fakat mânâsı itibârıyla böyle olacaktır. Çünkü gerçekten onun başı hayvan başı sûretine dönecek değil, ancak onun vasfını iktisâb edecektir ki o da ahmaklıktır. İmâmdan evvel secde ve rükûdan kalkanın başı, ahmaklık ve anlamamazlıkta eşek kafası gibidir. Zâten aranan da bu mânâdır. Mânânın kalıbı olan şekil değildir. Artık imama uyduktan sonra ondan evvel kalkmak bir tenâkuz ve en büyük ahmaklıktır.
Reklam
"Allah katında halîmlikle reddedilen öfkeyi ve sabırla karşılanan musibeti yutmaktan daha sevimli iki lokmayı - hiçbir kul yutmamıştır! Allah yolunda dökülen bir damla kan veya gecenin karanlığında Allahdan başkası görme- diği ve secde hâlinde olduğu halde akıtılan bir dalma göz yaşından, Allah katında daha sevimli bir damla akıtılma- mıştır.
Rahman ve Rahim Allah’ın adıyla
Alak Sûresi / 1-2.Ayet Yaratan Rabbinin adıyla (Rabbin adına sana okunan şekliyle) oku (ve bildir insanlara). Hz. Peygamber okuma yazma bilmemekle beraber, Arap müşriklerinde okuma yazma vardı. Hatta şiirlerindeki edebî sanat üst seviyede idi. Fakat öğrenimlerinin temelinde “Bismi’l-Lât ve’l-Uzzâ” gibi putlarını anma, onları yüceltme ve onlar
Secde Suresi
7. O, yarattığı her şeyi en güzel yaratmış ve insanın yaratılışına çamurdan başlamıştır. 8. Sonra onun soyunu değersiz bir suyun özünden devam ettirmiştir. 9. Sonra ona güzel bir şekil verip kendi ruhundan üflemiştir. Size kulaklar, gözler ve kalpler vermiştir. Ne kadar az şükrediyorsunuz!
Yeni Bir Anlayışın Işığında Kur’an’ı Kerim Meali
Yeni Bir Anlayışın Işığında Kur’an’ı Kerim Meali
••••••☆•••••• Ebu Abdullah El-Eş’ari (Radiyallahu Anh) şöyle dedi: Rasulullah ﷺ sahabelerine namaz kıldırdı. Sonra onlardan bir grup ile oturdu. İçeriye bir adam girdi ve namaza durdu. Rukû etmeye ve tavuğun yem gagalaması gibi başını eğip kaldırarak secde etmeye başladı! Buna müteakiben Rasulullah ﷺ şöyle buyurdu: “Bu adamı görüyor musunuz? Kim bu adamın kıldığı namaz gibi namaz kılarken ölürse Muhammed’in dininden başka bir şey üzere ölmüştür! Kuzgunun leşi gagalaması gibi namazında başını eğip hemen kaldırır. Rukû edip secdesini tavuğun yem gagalaması gibi yapan kişi, bir ya da iki hurma tanesi yiyen aç insan gibidir. Bu onun açlığından neyi giderir!” Beyhaki, Taberani 1/192/1 Ziya el-Münteka Mine’l-Ahadisi’s-Sihah ve’l-Hisan 1/276, İbni Asakir 2/226/2, 1/414, 8/14/1 ve 7/76, İbni Huzeyme 1/82/1 ve 1/332, İbni Batta el-İbane 5/43/1, Albânî Sıfatu Salati’n-Nebi 206📚 🍃 Onlar ki Namazlarını huşu içerisinde kılarlar. Mü'minûn Sûresi 2
Reklam
“O tövbekârlar, ibadet edenler, hamdedenler, dünyada yolcu gibi yaşayanlar, rükûa varanlar, secde edenler, iyiliği teşvik edip kötülükten alıkoyanlar, Allah’ın sınırlarını gözetenler; müjdele o müminleri!” (Tevbe, 9/112) Mesaj: 7. Müslüman’ın, hem bireysel hem de toplumsal görevleri vardır. 8. Müslüman, dinini bütün olarak yaşamaya gayret eder.
Sayfa 204Kitabı okudu
MÜJDE O MÜMİNLERE...
اَلتَّائِبُونَ الْعَابِدُونَ الْحَامِدُونَ السَّائِحُونَ الرَّاكِعُونَ السَّاجِدُونَ الْاٰمِرُونَ بِالْمَعْرُوفِ وَالنَّاهُونَ عَنِ الْمُنْكَرِ وَالْحَافِظُونَ لِحُدُودِ اللّٰهِ وَبَشِّرِ الْمُؤْمِنٖينَ۝ Diyanet Meali: 9.112 - Bunlar, tövbe edenler, ibâdet edenler, hamdedenler, oruç tutanlar , rükû' ve secde edenler, iyiliği emredip kötülükten alıkoyanlar ve Allah'ın koyduğu sınırları hakkıyla koruyanlardır. Mü'minleri müjdele. Ayet, cennetle müjdelenme saadetin nail olan müminlerin özelliklerini saymaktadır. Bu özellikler; 1- Günah işlediğinde tövbe etmek, 2- Samimi bir şekilde ibadete devam etmek, 3- Bollukta ve darlıkta Allah'ın verdiği nimetlere hamd etmek, 4- Dünyanın fanilliğini bir an olsun akıldan çıkarmadan yaşamak, 5- Rabbimize samimi bir şekilde boyun eğmek, 6- Rabbimizin huzurunda secdeye kapanıp namaz kılmak, 7- İnsanları güzel davranışları teşvik edip kötü davranışlardan sakındırmak, 8- Allah'ın koymuş olduğu sınırları sürekli olarak gözetmektir.
Sayfa 204Kitabı okudu
Bakara 25
﴾25﴿ İman eden ve iyi işler yapanlara, kendileri için zemininden ırmaklar akan cennetler bulunduğu müjdesini ver. Onlara cennetteki meyvelerden biri rızık olarak her sunulduğunda, “Bu daha önce de bize rızık olarak verilendir” derler. O kendilerine, benzer şekilde verilmiştir. Ayrıca orada kendileri için tertemiz eşler de vardır ve orada onlar
Sayfa 90 - DiyanetKitabı okuyor
Binaenaleyh Resûlüllah'ın is- tiğfarı bunun içindi... Aişe validemiz (r.a.): "Allah senin geçmiş ve gelecek gü- nahını afvetmemiş midir? O halde secde hâlinde bu ağla- mak ve şiddetli ızdırap neden?" diye sorunca cevab olarak buyurdu: "Ben çok şükreden bir kul olmayayım mı?" Mânası: Ben makamlardan fazlanın tâlibi olmayayım mı? Çünkü şükür fazlalaşmanın sebebidir. Nitekim Hazret-i Al- lah buyurmuştur: "Yemin olsun, eğer siz şükrederseniz mu- hakkak ben size (nimeti) arttırırım." (İbrahim: 7)
1,000 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.