Merhaba genç ve dinamik beyinler. Kitabı tavsiye üzerine okumak nasip oldu. Kitapla ilgili değerlendirme yapabilecek yetkinliğe sahip değilim. Bununla beraber kitabın benim için dikkat çekici taraflarından bahsetmek istiyorum.
Bir arkadaşımdan ve son zamanlarda pek çok kimseden de duyduğum, "filancanın inandığı dinse ben inanmıyorum. Onlar
SARSAN, HIRPALAYAN BİR KİTAP
Son raddede isimlerin önemi yoktu, onlar ambalajdı ve eğer eğitimsiz insanların içerikleri daha kolaylıkla tanımlamalarına yarıyorlarsa, adalet ve adaletsizlik, özgürlük ve baskı, özgürleşmiş toplum ve sınıfçı toplum demek yerine Tanrı ve şeytandan bahsetmek aynı şeydi.
Dünya Sonu
Meltem Gürle'nin Kırmızı Kazak kitabını okumaya başladığımda uzun soluklu bir okuma olacağını biliyordum. Neden diye soracak olursanız kitap hem benim okumayı çok sevdiğim deneme metinlerinden oluşuyordu hem de bu denemelerin büyük bir çoğunluğunun konusu kitaplardı. Mevzu kitaplar olunca okuma süreci uzadı tabii.
İyi ki okumuşum dediğim,
Erik abi sağolsun
Öncelikle şunu belirteyim bu inceleme geniş, detaylı, tarafsız bir inceleme değildir çünkü ben tarihçi değilim.
Kitap hakkında kısaca görüşüm türkiyenin özet tarihi açısından çok iyi bir referans kitabı. Özet niteliği olduğu için bazı yerler çok hızlı ve genel geçilmiş bilinçli veya bilinçsizce.
Kitabın Osmanlı dönemi kısmı için yeterli
309 syf.
9/10 puan verdi
Kur’an’a Dair Önemli Bilgiler ve Görüşler
Murat Sülün'ün 2017 yılında yayımlanan "Kur'ân Kılavuzu: Mutlak Gerçeğin Sesi" kitabı, Kur'an okumaları ve araştırmaları öncesinde birçok farklı konuda önemli bilgiler sunuyor.
"Kur'ân Kılavuzu"nda vahiyden başlayarak mushafa, Kur'an'ı okumadan açıklamaya, meallere ve Kur'an'ın
224 syf.
·
Not rated
Şimdi böyle bir kitaba yazılacak güzel bir inceleme için özenle kelimelerimi seçeceğim.
Girişten önce şöyle başlayayım. Bir dönem uzun mesafe koşmuş biriyim. Ve kitabı okurken koşu dönemlerim aklıma geldi. Koşarken düşünürdüm ve bu eylemi robotik kılardı, bu şekilde yorulmazdım. Hatta bir antrenmanda 13 km koşmuş (standart sabah koşum 8 km idi) ve hiçbir şey olmamış gibi dönüp derse girmiştim. Aynı motivasyonla koşan birini görmek beni çok mutlu etti. Kitap beni baştan büyüledi.
Kitap aslında işçi sınıfının hikayelerini aktarıyor ve muazzam tespitler barındıyor. Şöyle ki kitabın içinde birbirinden bağımsız gibi duran ve fakat temelde aynı amaca yönelik hikayeler mevcut. O yüzden bütünsel inceleyelim.
Yazar bir senarist. Yani yazdığı öykülerin tamamı bir senaryo gibi aslında. Tek fark bunların daha kısa olması. Öyküler edebi olarak büyüleyici değiller bir senarist için harika metinler. Çünkü bir durum hikayesi yazılıyor.
Hikayelerin sıradanlığı bir yerde büyüleyici bir hal alıyor. O kadar basit şeyler var ki ve o basit şeylere günlük hayatta dikkat etmiyoruz. Kitapta okurken gelen o farkındalık hissi kitabı boşuna okumadığımı hissettirdi bana.
Bu arada kitabın adına çekilmiş eski ve harika bir film de mevcut. Yıllar önce izlediğim için hatırlamıyorum filmi, ben tekrar izleyeceğim. Size de tavsiye ederim. Kitabı okumadan da filme bakılabilir. Buraya kadar okuyan varsa teşekkür ediyorum...
