“Ebabil kuşu falan mısın?”
1. Tek bir kelime “Git!” demişti “Öl, yaşama, nefes alma!” Gibi duymuş, anımsamıştım, o kelimeyi. Hastane odasında iyileşmesini bekleyip, yemeklerini yedirdiğim, ilaçlarını dakikasına kadar geciktirmediğim bir adam diyordu bunu. Pencerenin kenarında durup, yoldan geçen arabalara bakıyordu. Aslında beni görmemek için dönmüştü sırtını – her zaman
Klasikler Ve Çevirmenler
Not: Bu ileti eserleri orijinalinden ve sonrasında Türkçe çevirilerinden okuyan insanların görüşlerinin derlenmesiyle yazılmıştır. Sonrasında sitedeki okurların katkıları eklenmiştir. Günlerdir çevirmenlerin dünyasına daldım ve haklarında o kadar çok şey okudum ki beynimden dumanlar çıkıyor. Yabancı dilde yazılmış eserlerde en rahatsız olduğum
Reklam
Başardık, başardı, benim Mihrimah'ım artık universiteli..
Minicik çocuktum, kurduğum hayallerde universiteli olmak vardı. Okulu başarılı öğrenci olarak bitirdim. Ve hayatımın dönüm noktasında iki yolu aynı anda yürümek gibi büyük bir yükü sırtlandım. Tabii eğitim basamağından yuvarlandım, kendimi yine kendi bile-isteğe seçtiğim evlilik yolculuğunda buldum. Olsun dedim. Anneyim ya ben, evlatlarım var, ailem var. Ama kararlıydım. Ben o basamaktan yuvarlandım, evlatlarımın adımlarının altına ellerimi, parmaklarımı parçalanırcasına koyacağım, Allah'ın izniyle onları her basamakta bir adım daha ileriye uğurlayacağım. Dualar ettim, kitaplar aldım, onlara "Okumalısın" demedim, okumaları için ortamlar hazırladım. Bazen acımasız oldum, kızdım ama kızmalarımda bile nedenler sundum, sonuçları sıraladım. Evlatlarımdan hayatımın hiç bir hatasını saklamadım. Tam aksine en yanlış adımlarımı, en acı günlerimi anlattım. Ve "seçim sizin" dedim. "Başarıya giden yolda hep ama hep yanınızdayım, olur da başaramadan dönerseniz, yine başlangıç noktasındayım," dedim. Biz, beraber ağladık, beraber güldük. Sabahın köründe kalktık, kışın beraber üşüdük, sevgimizle ısındık, en zor anlarımızı kahkahalara çevirmeyi denedik ve BAŞARDIK! Bütün zorluklara rağmen, hayatımın Güneşi, geceleri gündüzlerine kattı, yollarda bir bisküvi, bir yudum suyla ayakta durdu, ama yılmadı. Tek bir gün bile "yoruldum" demedi. Veee en yüksek hedefine ulaştı. Yılmadan çalışmanın sonucu başarıdır. Benim yapamadığımı sen yaptın, seninle gurur duyuyorum gözüm nuru🥹🥺💙🌹
1000Kitap'ı kurtarma projesi adı altında...
şu son günlerde saçma sapan iletiler fazlasıyla paylaşılıyor. yok ben intihar edeceğim de, yok sevgililer günüymüş de, yok görücü usulü mü, yok seçim varmış da, yok biz siyaset yapmaya geldik de... yeter arkadaşım sıktı artık böyle saçma ve gereksiz konular. böyle bir siteye gelme amacım diğer sosyal platformlarda olmayan bir nezih ortam vardı. aynı zamanda burası bir kitap paylaşım sitesi ancak son zamanlarda popüler kültürün bir parçası olmaya başladı. bu yüzden bu tür kullanıcılara tavsiyem; amacınız dikkat çekmek ise; bu tür iletileri paylaşmak ya da ciddiyseniz o sorduğunuz sorularda (ki sanmıyorum ciddi olduğunuzu) dolayısıyla bu tür iletilerinizi twitter ve sorularınızı da ekşi sözlük gibi mecralarda araştırmanızı şiddetle tavsiye ediyorum. ben çok yoruldum, diğer site kullanıcıları da ve moderatörler de... (bu konuda uyarı üslubumun biraz ağır olduğunun farkındayım ne yazık ki genel olarak mizacım böyle, ancak böyle olmasının daha etkili olduğunu düşünüyorum. fazlasıyla tepki toplayacağımı biliyorum ama hiç umurumda değil.)
İnsanlar arasından seçim yaparken sözlerine değil, davranışlarına bak. Çünkü insanların genelinin sözleri doğru, davranışları ise çirkindir… Pisagor
biraz canınızı sıkmak istiyorum müsaitseniz..
İNSANLIĞIN KARANLIK YÜZÜ. 1979 yılında o zamanlar henüz pek tanınmamış olan performans sanatçısı Marina Abramovic, gösteri sanatları tarihinin en unutulmaz, en konuşulan ve belki de en korkunç gösterilerinden birini gerçekleştirdi. Rhythm 0 adını verdiği bu gösteride yaptığı şey aslında çok basitti. Olduğu yerde sabit durmak. Bunun yanı sıra
Reklam
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.