Oblomov, şehrin en kalabalık ve canlı caddelerinden birinde yaşayan, hayatını ailesinden miras kalan çiftliğin geliriyle sürdüren bir karakterdir. Evinin dışında akıp giden hareketli yaşamın aksine o hep odasında oturur, günlerini hiçbir şey yapmadan yatarak geçirir. Hayattaki amaçsızlığı, hiçbir beklentisinin olmaması, ona verilmiş yaşam hakkını
...
Bir klasiği okumaya başlamadan önce siz ne yaparsınız, kendinizi nasıl hazırlarsınız, yazar ve eser hakkında nasıl bir altyapı oluşturursunuz ya da kitabın içine balıklama mı dalarsınız bilemiyorum. Ama ben, hem yazar hem de kitabı hakkında bulabildiğim makalelere, yazılara, incelemelere göz atmayı tercih ediyorum. Bu benim satır aralarını
Psikolojik Danışma ve Rehberlik ana bilim dalında Afyon Kocatepe Üniversitesinde öğretim görevlisi olan Mücahit Gültekin hocanın ismini zikredince bende uyanan intiba hâkim küresel anlayışı sürekli tenkit eden, sorular soran ve bu sorularla bizleri doğruya ulaştırma gayesinde olan bir Mümin olarak tebarüz etmesi. Nitekim konu edineceğimiz
Ezilen kitapların kardeşliği konseptinden bir eserle geldim. Çok satılanlarda olmayıp da onlara uzaktan imrenerek bakan bir kitapla karşı karşıyayız. Öncelikle kitap çok pahalı. Pdf okuya okuya kitaba para vermeyi reddetmeye başlamışım. 80 sayfa kitaba 12 lira para istemek beni Nfk ile tavuk dürüm arasında seçim yapmaya itti. Evet, tavuk dürümü
Değerlendirmesi zor bir roman “Pnin”. Bunun sebebi Nabokov’un tercihlerinden ziyade romanın orjinalinde çarpıcı bir etki yaratan komik ve bozuk İngilizcesi. Türkçesi okunduğunda, çeviri ne kadar iyi olursa olsun, Nabokov’un okuyucusunda yaratmak istediği o dil ve kültür farkı kaynaklı şaşırtıcı ve komik etkiden epeyce uzak kalıyor insan. Sanırım
Avukat ve sanatçı menejeri Burcu Mutlugil.
Yeni çıkardığı kitabını da okudum cok beğendim.
Korona’yı oyunbozan olarak değerlendirmesi cok iyi olmuş.
Başta Sabahattin Ali, Livaneli, Soner Sarıkabadayı, Ferhat Göçer, Fatma Turgut gibi bir çok sanatçıları da kitabın da anlatıyor.
Kulis olayları biraz sıkıcı gelse de sahne, sokak, seçim ve şehir hikayeleri hoşuna gitti. Teşekkür ediyorum...
Demeyeyeyim demeyeyim diyorum da yaptığınız politikaya susamıyorum(!)
Efendim dün kısıtlama kararı alınmış İsrail'le ticaret için.... Geç alınmış ve yetersiz olan bu kararın zamanlaması çok mühim bence.
Kendimce yorumlamaktan alıkoyamıyor; yaptığınız işin siyaset değil politika olduğunun altına çiziyorum.
Efendim, Neymiş Ticaret
Yeni yılın grubumuzla okuduğumuz ilk kitabı , çok doğru bir seçim yapmışız. Zamanın kıymetini anlatan her saniyenin değerini sürekli vurgulayan bu kitapla yıla başlamak bana büyük bir farkındalık kazandırdı.
Her vakti daha dolu nasıl geçiririm diye düşünüp her anı verimli geçirmeye çalışıyordum fakat bu kitaptaki örnekleri okuyunca ne kadar eksik
Sağlıklı bir "seçim", seçim öncesi yıllarda, seçimi yapacak olanların, yani halkın, tüm partileri iyice dinlemesi, iktidarın yaptıklarını, eleştirilerle birlikte değerlendirmesi ile olanaklı olur.
Kadın Beyni Erkek Beyni
Serkan Karaismailoğlu
Bir fizyoloji doktorunun kaleminden beynin cinsiyeti, kadın ve erkek beyni arasındaki farklılıkları ve bu farklılık sonucu dünyaya çok değişik noktalardan bakmamızın altında yatan sinirbilimsel gerçekleri öğreniyoruz. Bu gerçekler kadın ve erkekler arasındaki bir çok sorunun aslında beynimizdeki bölgelerin birbirinden farklı çalışmasından kaynaklandığını gösteriyor bize.
*Kadınlar gerçekten de çok mu konuşur?
*Erkekler neden dinlemez?
*Empati yapma, duygusal olmak erkeği bozar mı?
*İlişkide seçici olan kimdir?
*Erkekler özel günleri neden hatırlamaz?
*Kadınları memnun etmenin en kısa yolu nedir?
*Erkekler alışverişten neden hoşlanmaz? gibi soruların cevaplarını bu farklılıklar doğrultusunda öğreniyoruz.
Kitabı okurken tıbbi terimler arasında boğulmuyorsunuz. Okurun anlayabileceği sadelikte, akıcı ve mizahi üslupla yazılmış merak uyandırıcı bilgilerle keyifli bir sohbetin içinde buluyorsunuz kendinizi.
▶️Kitaba serinin devamı niteliğinde diye başlamıştım yanılmışım. Sonra ilk sayfalarında gördüğüm sorularda ilişkilerle ilgili tavsiyeler mi yer alıyor yoksa dedim. Evet ilişkilerle ilgili tavsiyeler vardı ancak bu tavsiyeleri bir hikaye içinde bilimsel olarak değerlendirmesi ilgimi ve heyecanımı artırdı. Biyolojik cinsiyetimizden farklı bir de beynimizin cinsiyetinin olduğunu öğrendim. Karşı cinsimizi daha iyi anlamak isteyenler için iyi bir seçim olur diye düşünüyorum bu kitabı.
Karamazov Kardeşler, Dostoyevski'nin iki ciltten oluşan kült romanlarından biri. Kendime ısrarla zamanı geçmeden (fazla yaşlanmadan) baba klasikleri okumalıyım diyerek başladığım bir roman oldu. Ama ne kadar doğru bir seçim oldu bilmiyorum, çünkü Dostoyevski'nin yazdığı son romanmış. Başlangıçta bu bilgi ile hareket etseydim belki son
Bu yazdığım en zor incelemelerden birisi olacak çünkü bu kitap da okuduğum en iyi kitaplardan birisi oldu. Yani nasıl başlasam, nasıl tarif edebilirim bilmiyorum ama bu kitabın içinde öyle farklı duygular saklı ki, okuduğunuz zaman ne hissedeceğinizi şaşıracaksınız.
Öncelikle kesinlikle bu kadar güzel olmasını beklemiyordum. Başlama sebebim bile
Herkesi kucaklayan ütopik ideoloji karmaşası yaratarak halkın kafasını karıştırmak yerine, iradeyi halkın kendisine bırakmak başarıyı getirdi. İstenmeyen adaylarla halkın taleplerinden kopuk çalışmalar yapmak yerine vatandaşın arzularına yönelik çalışmak başarı getirdi. Yapay yollardan oluşturulurken cehalet yüzünden yarım kalan toplum aydınlanması, sürekli sınanan halkta organik olarak uyandı. Keşke cumhuriyet, özgürlük ve laiklik kavramları bu kadar tahrip olmasaydı ve ülkeyi ayakta tutan önemli kavramların içi boşalmasaydı. Halk kazandı ama sevinmeye mecalimiz yok. Dilerim herkes hatalarından ders çıkartır ve kimlik siyaseti, din siyaseti, ayrıştırma dili ile başarı yakalamayı arzulamak yerine aydınlanma yoluna dönüş hedef haline gelir.
Sakın unutmayın bu sadece başlangıç. Hatadan dönmek yararlıdır ama doğru yola girmek değildir, çok çalışmalı ve ortadoğu gündeminde boğulmak yerine aydınlanma meşalesini yeniden yakmalıyız. Kolay yoldan kazanmak için etnik kimlik ve din üzerinden siyaset yapmak yerine adalet ve özgürlük ortamını tesis etmeye çalışmalı. Ondan sonra felsefeye, bilime, evrime, yapay zekaya kısacası gelecekte söz sahibi olmak isteyen ülkelerin gündemine dalmalı.
Umut var.
Sağlıcakla kalın.
Narsisizm üzerine bir okuma yapmak için bu kitabı edinmiştim. Uzunca bir süredir de kitaplığımda durmaktaydı, kitabı bitirdiğimde anladım ki seçim yapmadan önce daha detaylı bir araştırma yapmalıydım.
Özellikle psikoloji üzerine daha önce okuma yapmamış kişilerin bu kitap ile başlamaları doğru değil. Ayrıca Freud okumaya başlamak için doğru kitap olmadığı da aşikar.
Bu kitabı okumadan önce temel psikoloji kavramlarının bilgi dağarcığımızda yer etmesi gerekmekte. Daha sonra da bu kitabı rahat bir şekilde anlamak için bazı psikolojik rahatsızlıklar konusunda bilgi sahibi olunmalı ve Schreber Vakası okunmalı. Freud eleştirisi kısmında da Freud'un babası ile ilişkisi ele alınmış bu sebepten Freud'un hayat hikayesinin bilinmesi de durum değerlendirmesi yapabilmek adına gerekli.
"Ben ettim siz etmeyin" gibi bir giriş oldu. :) Ancak kitabı bitirdiğimde şunu da anladım ki, 'Ben'lik kavramı ve narsisizm konusu için bu kitap kısıtlı bir içerik barındırmakta. Zaten 147 sayfacık ve 4-5 bölüme ayrılmış durumda. Bu bölümlerden ikisi Freud'un Schreber Vakası yorumları, bir bölümde Freud'un yaklaşım hatalarıyla ilgili. Beklediğim içeriğin ne kadarcık bir bölümü kapsadığını söylemeye gerek yok. Başta belirttiğim yeterince araştırmamaktan kasıt buydu.
Yine de okurken beni zorlayan bu kitaba başladığım için memnunum. Eksik olduğum başlıkları değerlendirmek adına iyi bir okuma oldu. Umarım bu yazı kitaba başlayacak kişilerin kafasında bir fikir oluşmasına yardımcı olur.
Bütün iyi niyet gösterilerine ve liberalleşme eğilimlerine rağmen 1946 seçimlerinde uygulanan yöntem CHP'nin liberalleşme eğiliminde samimi olmadığının göstergesi olur. Seçimin yöntemi son derece ilginçtir: açık oy, gizli tasnif. Oyların seçim sonrasında yakılacak olması da önemli olan bir diğer özelliktir. Böylelikle bütün itirazlar peşinen