Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Seçim Kriterleri ve DMÖ(Döngüsel Maladaptif Örüntüler) Yeniden Sahnelenmeleri
“SSDP İçin Dışlama Kriterleri: 1.Hasta terapistle sözel alış-veriş sürecine katılmaya gücü yetecek durumda değildir(örneğin hastada deliriyor, demans, psikoz veya azalan zeka hali söz konusudur). 2.Hastanın problemleri başka araçlarla daha etkili şekilde tedavi edilebilir(örneğin hasta manik depresifse veya spesifik bir fobisi varsa). 3.Hasta sıklıkla anksiyeteyi artıran bu aktif, yorumlayıcı, interaktif terapi sürecini tolere edemez(örneğin hastanın dürtü kontrol bozukluğu vardır, alkol ve/veya uyuşturucu almaktadır, tekrarlayan intihar geçmişi söz konusudur). (Mackenzie, 1998)”
Sayfa 105 - Psikoterapi Enstitü Eğitim YayınlarıKitabı okuyor
Seçim Kriterleri ve DMÖ(Döngüsel Maladaptif Örüntüler) Yeniden Sahnelenmeleri
“SSDP İçin Seçim Kriterleri: 1.Duygusal Rahatsızlık: Hasta terapötik yardım arayışı için duyguları ve/veya davranışları yüzünden yeterince duygusal acı içindedir(zaman, çaba, parayı feda etmeye/değişime/sürecinin bazen zor ve sancılı geçmesine motive/istekli olmalı). 2.Temel Güven: hasta düzenli şekilde hayatını konuşmak üzere randevulara gelme isteklidir; huzursuz durumdan çıkacağını dair güveni ve umudu vardır. 3.Kişilerarası Anlamdaki Çatışmaları Düşünmeye İstekli Olmak: Hasta, problemlerinin diğerleriyle ilişki kurma aşamasındaki zorluklarını yansıttığı ihtimalini kabul edebilmelidir(Bunu sözel olarak dile getirmese de bunu yapabileceğini gösteren işaretlere bakılır). 4.Duyguları İncelemeye İstekli Olmak: Hasta kişilerarası zorluklarda kendi duygusal yaşantısının önemli rol oynadığını düşünmeye açık olmalıdır. Dahası, hasta yoğun duygulardan duygusal olarak uzaklaşabilmelidir ki bunlar üzerine çalışma yapılabilsin. 5.Terapistle ‘Anlamlı Bir Tarzda’ İlişki Kurma Kapasitesinin Olması: Hasta diğerlerine(terapiste) ‘farklı, bütün’ kişiler olarak davranabilmelidir(en azından buna yatkın olmalıdır); onları bu şekilde deneyimlemelidir. Böylece yeni kişilerarası deneyimler algılanabilir ve bu afonksiyonel ilişkilerin terapötik durumlar içerisindeki yeniden sahnelenmeleri incelenebilir. Hastanın dik kafalı bir şekilde hiç durmadan terapistle afonksiyonel etkileşimlerini sürdürmesi durumunda terapistin psikoterapik rolünü uygulaması önlenebilmektedir. (Strupp&Binder, 1984)”
Sayfa 101 - Psikoterapi Enstitü Eğitim YayınlarıKitabı okuyor