Bu zilleti bize yaşatamayacaksınız!
Türkiye çok zor bir coğrafyada, belirsizliklerle dolu bir çağda varoluş mücadelesi veriyor. Türkiye düşmanları her şeyden önce bu beka meselemizi unutturmaya çalışıyorlar. Erdoğan bu beka meselesini çözmek adına attığı adımlar dolayısıyla bu milletten destek aldı. Almaya da devam ediyor. Ancak Erdoğan'ın içerideki ve dışarıdaki muarızları onu bu alanın dışına itmeye, beka meselesini gündemden düşürmesini temin etmeye çalışıyorlar. Erdoğan'a ve çevresine vermek istedikleri mesaj şu: "Artık ülkenin istiklal mücadelesinden bahsetme, millet yoruldu!" Hayır, millet yorulmadı! Eğer ki 25 Haziran'da bu ülkenin başına bu ülkeyi Batı'ya kul köle yapmak için yanıp tutuşanlar oturursa bu millet o zaman yorulacak. O vakit perişan olacak. Türkiye çok büyük bir mücadele verdi. Bu mücadele bitmeyecek. Ancak bizi teslim aldıklarında biter bu mücadele. O zaman ne olacak? İşte o zaman gerçek anlamda fakirleşeceğiz. İşte o zaman küçüleceğiz. İşte o zaman bölüneceğiz. Allah göstermesin zelil olacağız. Erdoğan düşmanı cephenin içine düştüğü hal ortada. Ülkeyi peşkeş çekmeyecekleri hiçbir güç, ittifak kurmayacakları hiçbir aktör yok. Bunlara karşı en iyi cevabın verileceği yer seçim sandığı, tarih de 24 Haziran'dır.
Çok geç olmadan!
“Biz İstanbul’u bugün kaybetmedik be Reis!” diye başlayan bir özeleştiri metni dolaşıyor sosyal mediada. Yazan adını da yazmış aslında. Ben küçük dokunuşlarla aynen yayınlıyorum. Aslında “Reis”e yazılsa da, Abdurrahim Karakoç’un “Ha Hasan’a, ha sana!” misali, AK Parti’deki bakanlara, milletvekillerine, il, ilçe başkanlarına, belediye başkanlarına,
26 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.