Ne idiyse onu yansıtan amansız bir ayna şu beyaz kağıt Senin sesinle konuşur beyaz kağıt Senin gerçek sesinle...Beğendiğinle değil; Senin eserindir, boşuna harcadığın Bu hayat. Yeniden ele geçirebilirsin belki Seni başladığın yere Fırlatan bu kaygısız nesneye Tutunabilirsen eğer. Hayatın, sen ne verdiysen odur Bu boşluk, sen ne verdiysen odur Bu beyaz kağıt.
Koca taşlar taşıyanlar batar; Bu taşları taşıdım gücümün yettiğince Bu taşları sevdim gücümün yettiğince Bu taşlar, alın yazım. Kendi toprağımın yaraladığı Kendi gömleğimin acı çektirdiği Kendi tanrılarımın yargıladığı, Bu taşlar.
Sevgi ve özlemle
Melih Cevdet Anday'ın şairliği, tüm şiirleri gözden geçirildi­ğinde açıkça görülebileceği gibi, durmadan değişmiş, sürekli bir gelişme göstermiştir. Yapıtları Rusça, Fransızca, İngilizce, Bulgarca, Yunanca'ya, Sırp ve Polonya dillerine çevrilmiş; UNESCO'nun Courrier dergisi 1971 yılında onu Cervantes, Dante, Tolstoy, Unamuno, Seferis ve Kawabata düzeyinde bir edebiyat adamı olarak gördüğünü açıklamıştır.
Sayfa 84 - Adam Yayıncılık, İstanbul, 1997Kitabı okudu
Artık arama denizi ve kayıkları iten dalgaların postunu bu göğün altında balık olan biziz, ağaçlar denizlerin yosunu.
"Sana olanca aydınlığım ve karanlığımla baktım."
Sayfa 137
"Bunca yer gezdin; aylar, güneşler gördün ölülere, dirilere dokundun acısını duydun bir delikanlının inlemesini bir kadının kinini büyümemiş bir çocuğun ama bir hiç olacak bütün bu duydukların sen bu boşluğa güvenmedikçe. Yitirdiğini sandığın şeyleri bulacaksın belki orada: gençliğin filizlenişini, yaşlılığın çöküşünü. Hayatın ne verdiysen odur bu boşluk ne verdiysen odur bu beyaz kâğıt"
Sayfa 134
"Koynuma girmek isteyen var içinizde, gelsin ben deniz değil miyim?"
Sayfa 119
"Acımasız bir tanrıyla karanlık bir yazgının kısa ömürlü dölü, neden zorluyorsun beni söylemeye bilmemen daha iyi olacak şeyleri."
Sayfa 91
"Denize yakın mağaralarda Günlerce gözlerinin içine baktım, Ne ben seni tanıdım ne de sen beni."
Sayfa 80
"O yaz, Koparıp gölgelerini servilerin Uzaklara gittin."
Sayfa 79
"Yeniden bulmak düşüyor bize hayatımızı, artık bir şey kalmadığına göre elimizde."
Sayfa 75
"bir aleve bu bağlanışım alev değişmediği içindir."
Sayfa 68
"Bizim ki bir şeyimiz yoktu, barışı öğreteceğiz onlara."
Sayfa 46
Resim