Stepford Kadınları'nın kapağını açtıktan sonra anlatılan dünyayla yaşadığımız dünyanın benzerliğini görecek ve gerileceksiniz. Yazarın benim okuduğum ilk kitabıydı. Roman kusursuz bir kasabanın sessiz sakin yaşantısıyla başlarken olacakların gerilimini de hissettirmekten geri kalmıyor. Joanna eşi Walter'la özgürlükçü fikirlerini de alıp gelir bu kasabaya. Fakat feminist yaşam tarzıyla bağdaşmayan aileler dizesiyle tanışmaya başladıkça, kadın dostları efendisine bağlı kölelere dönüştükçe romanı soluksuz okumaya başlıyoruz.
Olay örgüsünde açıklanmayan yerler vardı buna rağmen zaman akışı çok ustaca kullanılmıstı. Kusursuzluğun altında yatan tehlikeli dönüşümler insanı sadece rahatsız ediyor gerilim romanı kategorisinde sayılmaz. Yazarın olayı kısacık bir romanda bu kadar sürükleyici anlatması arada kalan bosluklara rağmen biz okuyucuları etkiliyor. Stepford Kadınları günümüz kadınlarının korkulu rüyası.
