İnsanın kendini avutması da bir tuhaf iyimserlik doğrusu. Bir yalan söylüyorsun hem de kendine, sonra bu yalana inandırılma iştahıyla büyüleniyorsun.
Sayfa 6 - Kırmızı Çatı YayınlarıKitabı yarım bıraktı
Şimdi, "an", yaşandıktan sonra "anı" oluyor. An belleğimizde olduğu gibi yer etmez bence, bizim eklemelerimiz ve çıkarmalarımız vardır. Bir "ı" harfi ekleriz hiç olmazsa.
Sayfa 67 - Kırmızı ÇatıKitabı okudu
Reklam
Anıları olmayan insanın acıları da olmaz.
Sayfa 8 - Kırmızı ÇatıKitabı okudu
Sevgi varsa hâkim kılmak diye bir şey olamaz. Sevginin olduğu yerde hüküm yoktur.
Sayfa 128 - Kırmızı ÇatıKitabı okudu
Hatırlamak insanın cezasıdır. Hatırladıkça medeniyet kurar kurmasına da insan soyu; yine de kinlerini, öfkelerini, nefretlerini de kuşaklar boyu taşır dururlar. Etnik, cinsiyetçi, dini, irkçı hastalıklarını; genetik yollarla bulaşan bu soysuz hastalıklarını da bulaştırırlar çocuklarına. Sonra savaşlar, ölümler, yıkımlar, sürgünler.
Sayfa 19 - Kırmızı ÇatıKitabı okudu
Reklam
" Şimdi bahar çiçeklerinin iyimserliği... Şimdi lavanta tarlalarında ince bir yel, şimdi yalçın doruklarda çıplak güneş, şimdi Nazım, Lorca, şimdi belli belirsiz renkler, kavuşan yolcular, ekin tarlaları, şimdi aşk... Şimdi ey aşk!
Lakapları hak edersin.
İsmin babanın dedenin sende görmek istediğidir, oysa lakap öyle mi? Lakap insanların sende gördüğüdür. Katışıksız sensindir lakap. Fiziksel özelliğin, karakterin, eksikliğin, fazlalığın, asıl kimliğindir.
Bir uzun havaydı yalnızlık, sonra ağlamakla karışık gülmek yağardı kirpiklerimizden parmak uçlarımıza.
19 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.