Ve sonunda #sefiller i #nesrinaltınova nın aslından çevirisiyle bitirdim. Bu muazzam esere nasıl bir inceleme yazılabilir ki diyerek te geçtim klavyemin başına.
Bu eseri okuyup üstüne bir şey yazabilmek gerçekten çok zor ama yine de ben üç beş satır karalamaya çalışacağım.
Bir kere şunu belirtmeliyim ki kitabın özet halini değil de aslından okumak gerekiyor. Her ne kadar bazı bölümlerde ana konudan kopsa da o kopulan yerlerde de ben eminim ki bize kattığı çok şey var. Bu yüzden sadece özetini değil #victorhugo nun bize anlatmak istediği her şeyi okumak gerekiyor diye düşünüyorum.
"Bence, ne yapılsa da iki insanın hakkı ödenmez. Bunlar: öğretmen ve annedir."
"14 yaşımdayken karnımı doyurmak için bir parça ekmek çaldığımda beni zindana attılar ve orada tam 6 ay bedava ekmek verdiler. Hayatın adaleti budur."
"Her top atışı altı franktan hesaplanırsa günde dokuz yüz bin frank, yılda üç yüz milyon duman olup gidiyor. Bu sadece bir ayrıntı. Bu arada yoksullar açlıktan ölüyorlar."
"Zevk almak, ne içler acısı bir amaç, ne zavallı bir tutku! Hayvan zevk alır. Düşünmek, işte ruhun gerçek tutkusu."
"Fırından ekmek alacak parası bulunmamaktan daha acı bir şey vardır ki, o da, eczaneden hastası için ilaç alacak parası olmamaktır."
Bu kitap Victor Hugo'nun üçleme serisinin ikinci kitabı ve en popüler olanıdır. Neden en popüleri olduğunu okuyunca anlıyor insan... İlki Notre Dame de Paris üçüncüsü ise Deniz İşçileri'dir. Bu kitapla birlikte son iki kitabını okumuş oluyorum. #notredamedeparis i ne zaman okurum şuan bilmiyorum. Victor Hugo'ya biraz ara vermem gerekiyor.
Herkese keyifli okumalar...