Gözbebekleri geceleri büyür ve gündüzü bulur; aynı şekilde ruh da felaketin içinde büyür ve Tanrı'ya ulaşır.
Sayfa 634 - 2. CiltKitabı okuyor
Ölmek bir şey değil, yaşamamak korkunç.
Reklam
“ardından da ne yazık ve ne mutlu ki, uzun süre manevi ve maddi baskıya maruz kalsa da, insanın doğası gereği kolay kolay ölmediğini, bu yüzden sabretmek gerektiğini itiraf etti”
Uy­ garlığırnızda, bir cezanın büyük bir yıkımı ilan ettiği ürkü­tücü anlar vardır. Düşünen bir yaratığın toplurndan uzak­laştığı ve toplurnun onu telafi edilemez bir şekilde yüzüstü bıraktığı an, ne hüzünlü bir andır!
“Yozlaşmış şehirler çok acımasız insanlar üretirler. Dağlar, denizler, ormanlar, insanı vahşileştirip acımasızlaştırsalar da, insanın insani yanını pek yok etmezler.”
“Bir adam acı çekiyorsa, en büyük merhamet onun yarasına dokunmamak değil mi?”
Reklam
“Dinleyin. Tanrı, gözleri yaşla kaplı bir günahkarın piş­manlığını, yüz dürüst insanın beyaz elbisesine tercih eder.”
“en zeki en güçlü oluyor. Sizin birbirinizi sevin söz­leriniz saçmalıktan ibaret."
"Diğerleri daha fazla ışık, o ise daha fazla ısı veriyordu."
Sayfa 770 - Cilt 1Kitabı okuyor
Ucuz olan ne kaldı ki? Her şey ateş pahasına. Ucuz olan tek şey dünyanın kahrı; dünyanın kahrını çekmek bedava!
2. Cilt
Reklam
"Çiçeğin güzel kokması, kadının da akıllı olması gerekir."
Sayfa 166 - Hasan Ali Yücel KlasikleriKitabı okuyor
Her şey zıddı ile kâimdir.
Bizde eksik olan bizi kendine çeker. Kimse gün ışığını bir kör kadar sevemez. Cüce kız bando şefine hayrandır. Kurbağanın gözleri hep göğe bakar; neden? Kuşların uçuşunu görmek için. İçgüdüsel olarak kendi zıddına hayranlık duyuyordu. Grantaire Enjolras’ın yanındayken bir kimliğe kavuşuyordu. Grantaire, Enjolras’ın diğer yanıydı. İnançlı ve ayık Enjolras bu kuşkucu ayyaşı küçümsüyor, ona kibirli bir merhametle yaklaşıyordu. Enjolras tarafından terslenen, hor görülen, dışlanan, reddedilen Pylades rolünü üstlenen Grantaire yine de geri dönüyor ve Enjolras için: “Ne muhteşem bir mermer!” diyordu.
Tuhaf değil mi ki ruhunu bile değiştirebilen insanoğlu, kaderini değiştiremiyordu.
Sayfa 371Kitabı okudu
“Toplum bir köle satın almıştı. Kimden? Sefaletten. Açlıktan ,soğuktan ,yalnızlıktan ,terk edilmişlikten ,yoksulluktan. Acıklı bir pazarlık. Bir parça ekmeğe karşı bir ruh. Sefalet arz ediyor ,toplum kabul ediyor. “
Resim