Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Hz. Pir’in(Hoca Ahmed Yesevî) onun felsefesinden etkilendiği Şehâbeddin Sühreverdî (1154-1155) ise hikmet kavramını filozoflar tarafından öne çıkarılan erdem anlayışı ile bağlantılı olarak izah etmektedir. Ona göre hikmet “hayatla ilgili ameli kuvvenin orta noktada” olmasıdır. Sühreverdî’nin yaptığı bu tanım, felsefi bir terim olarak Aristoteles’in erdem için yaptığı tanımın aynısıdır. Ancak Sühreverdî, felsefeden yana yaptığı bu tercihin, tasavvuf açısından yetersizliğini fark etmiş olsa gerek ki hemen bu tanımın arkasından “bu hikmet, nefsin hakikatlerle şekillenmesi anlamına gelen hikmetten başkadır. Zira nefsin hakikatlerle şekillenmesi ne kadar çok olursa insan için o kadar iyi olur.” der. temaşa | Sayı: 9 | Temmuz 2018 Mehmet Kasım Özgen
Cebrail’in Kanat Sesi, Şehabeddin Sühreverdi
Evdeki her şey ev sahibine benzer. Ama hiçbir zaman ev ve ev sahibi bir değildir.
Sayfa 161 - Kapı
Reklam
(...) Dünyaya meyletmez, çok az önem verirdi. Giyinmek, yemek onun zihnini meşgul etmezdi.
Sayfa 14 - yeteri kadar, yettiği kadar, nefis hiçbir zaman doymaz zira..
" Varlık itibariyle hiçbir insan cansız değildir. "
Sayfa 97 - Esasen kalp bozuldu mu canlılığını yitirir insan. Yalnız menfaatini düşündüğünde. Kalp bir masum kuştur, ruhu incecik bir düştür hoyratlığa gelmez, uçar gider..
Reklam
Varlık araz, cevher de cinstir.
Sayfa 288 - Varlık geçici, cevher/asıl ise kalıcıdır diyebiliriz.. (cevher:öz)
Devlet Yönetiminde "Şeriat"ın Sakıncaları...
(Şeriat) Dine bağlı devlet sistemi: Orta ve yeni zamanlar Avrupasında ve yakın senele­re kadar bizde yaşanmış olan bu sistemde, cemiyet içindeki bütün hayat ve münasebetler, uzaktan veya ya­kından, doğrudan veya dolayisiyle, hep din kaide ve kanunlarına bağlanır ve dini bir nizam içinde cereyan eder. Hukuk, ahlâk, kanun, tahsil ve terbiye, hattâ ilim ve san'at bile dini düşünce ve esaslara göre ayarlanır ve memleket mâbedden idare edilir. Devlet ise, dini müessese ve nizamın muhafazasına memur bir jandar­ma rolünde kalır. Bu suretle yalnız ruhani hâkimiyeti değil, aynı zamanda cismani hâkimiyeti de emrinde tu­tan mâbed -diyanet aslında mevcut olmasa bile-, ister istemez taşkın bir taassuba kayar; devlet kuvvetleriyle silâhlanan ruhaniyet, memlekette başka din, fikir ve ka­naatlere karşı bir müsaadesizlik yoluna sapar. Hususiy­le serbest fikir ve kanaatlere karşı koyu bir taassup zih­niyeti içinde boğulup kalır. Telkin, ikna, tatlı söz ve gü­zel mev'ize yollarını bırakarak zorbalığa kalkışır. Bir "Hallac-ı Mansur'u, Şehabeddin-i Sühreverdi'yi" mahkûm ve idam eder. Engizisyonlar kurar. Tarihteki din ve mezhep kavgaları, Sünnilik, Katoliklik, Protestanlık mücadeleleri hep devlet kuvvetlerine arka veren dini taassubun eserleridir.
Sayfa 165 - Yağmur YayıneviKitabı okudu
Öncelikle tasavvuf yolunun büyükleri olan Ebû Tâlib el-Mekkî'nin Kûtü'l Kulûb'ünü, Şehâbeddin es-Sühreverdi'nin Avârifü'l Maârîf'ini, Hâris el-Muhâsibî'nin eserlerini ve Cüneyd-i Bağdâdî, Ebû Bekir eş-Şiblî, Bâyezîd-i Bestâmî (kuddise sırruhum) gibi daha birçok sûfî büyüklerinin eserlerini okuyup inceledi.
Sayfa 20 - İmam Gazâlî'nin hayatı
Reklam
Sonsuz, sonlunun olumsuzlanmasıdır. Niceliği olmayan bir şey sonsuzlukla da nitelenir. O sonu olmayan her şeydir.
Sayfa 294
Cisimsel nur, kaim nurun misali, yani gölgesidir, tıpkı bedensel hayatın kaim hayatın eseri ve gölgesi olması gibi. Hayat da soyut nurluğun kendisidir.
Sayfa 384
Muazzam..
İnsanlık, tek tek şahısların arazlarıyla birlikte mâhiyetlerinin toplamının zâtîsidir.
Sayfa 44
Gazzâlî'nin(ra) öğretisinden etkilenen sûfî şeyhleri arasında, Abdulkâdir Geylâni(ks) ve Şehâbeddin Sühreverdî(ks)'nin ismi zikredebilir. Abdulkâdir Geylâni on sekiz yaşında iken tahsil için Bağdad'a geldi. Tam da Gazzâlî'nin kurtuluş ve kaçış yolculuğu amacıyla Nizâmiye'yi terk ettiği yıl oraya gelmişti. Şüphesiz Nizâmiye'nin büyük üstadının öğretim hâtırası ve neticede sûfîlik yoluna gir­mesi, onun üzerinde derin etkiler bırakmış olmalı. Geylâni'nin Futûhu l-Gayb kitabında Gazzâlinin düşüncelerini hatırlatan noktalar çok belirgindir. Şehâbeddin Ömer Sühreverdi'nin "Avârifu l-Ma’ârîf'i de yer yer ihyâ-u ‘Ulûm'dan izler taşımaktadır. Ayrıca, Muhyiddin ibni Arabi(ks), Ebu'l-Hasen Şâ'zeli(ks), İmam Yafii ve Şâh Nimetullah Veli isimlerini de tasavvuf alanında Gazzâli'den etkilenenlerin başında zikretmemiz gerekir.¹
Sayfa 298 - ağaç kitabevi / medrese mi dergâh mı? / ¹Smith, M., Al-Ghazali, 204-215Kitabı okudu
Şehâbeddin es-Sühreverdi (k.s) hz. bir sûfinin sefere çıkmasının sebeplerini şöyle sıralar: İlim öğrenmek, kâmil bir mürşid ve sadık ihvan bulmak, boş adetlerden ve nefsani bağlardan uzaklaşmak, nefsin hallerini keşfetmek, kainattan ve geçmiş kavimlerin izlerinden ibret almak, gizli kalmayı ve bilinmemeyi tercih etmek..
96 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.