Şehbal
“Dudaklarımdan ‘İstanbul’u özledim’ diye bir cümle çıktı sonra kalbim düzeltti: ‘İstanbul’u değil, onu özledin!’ doğruydu, seni özlemiştim. Özlemek için insanın, ara sıra aklından çıkarması gerekir özlediklerini, ama ben seni hiç çıkarmıyorum aklımdan! Demek ki ben seni hiç özlemiyorum, hiç aklımdan çıkmıyorsun. Bir içim biliyor bir de ben biliyorum seni sevdiğimi… Sen de biliyor musun seni sevdiğimi bilmiyorum ama neler vermezdim seni ne kadar sevdiğimi sana haykıra haykıra söyleyebilmeye… Hayır, sessizce sadece senin duyacağın biçimde söyleyebilseydim de razıydım buna… Neden söyleyemediğimi, düşünüp duruyorum günün her vaktinde, gözlerini, saçlarını, gülümsemeni hayal ederek…”
Sayfa 98 - Akşehir Belediyesi Kültür YayınlarıKitabı okudu
Sadedden gâlibâ ayrılmışım... Söz neydi ihtâr et;  Dalarsam nûr-ı dîdem, böyle ba’zen, durma bîdâr et!  Usandın sen de gerçek hikmetimden, hasbihâlimden;  Beş on söz kaldı lâkin dinle nazm-ı bî-meâlimden;  Diyorlar: “İ’tirâf-ı cehl iken tahsîlin encâmı,  Nedir beyhûde it’âb eylemek şehbâl-i ikdâmı?”  Evet, lâkin varıp ser-hadd-i ma’lûmata bir insan,  O gâyetten demek lâzım ki: “Yok irfan için imkân!”  Hakîkî i’tiraf altında parlar zılli irfânın;  Budur insanlığın ma’nâsı, en son zevki vicdânın. (-Niye bu kadar karışık yazmışsın Mehmet Akif abi? ️)
Reklam
" Yıkılan duvarlar gördüm , coğrafyanın değiştiğini . Hiç kimse değiştiremedi güçlünün haksızlığını ."
"... Akşam vakti kar yağmaya başlamıştı yine. Büyük büyük avuç içi kadar taneleri olduğu bir yağıştı bu. Perdeleri açıp, lambayı kapatıp sokakta arabaların farlarıyla sarı renkli sokak lambalarının ışığının karışmasıyla karın sarımtırak beyaz tonundaki yağışı seyretmeye başladı."
Emr-i bülendsin ey Ezan-ı Muhammedî. Kâfi değil sadâna Cihân-ı Muhammedî.   Sultan Selîm-i Evvel'i râm etmeyip ecel, Fethetmeliydi âlemi Şan-ı Muhammedî.   Gök nûra garkolur nice yüzbin minâreden Şehbâl açınca Rûh-u Revan-ı Muhammedî   Ervah cümleten görür Allah-ü Ekber'i Akseyleyince arşa Lisan-ı Muhammedî
"Karın yağışını seyrederken çocukluğunu hatırladı birden. Soğuk kış akşamlarında annesinin dizinin dibinde durduğunu, uykusu geldiğinde dizine yattığı geldi aklına ;saçlarını okşarken uyuyakaldığı, sabah uyandığında nasıl geldiğini bilmediği yatağında kendisini buluverdiği de."
Reklam
41 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.