Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Hz. Muhammed
Suç O'nda değil. Suç, O'nu biz anlatamadık... O kendini anlatmıştı. Çeyrek asırlık kısa bir zaman içinde yarı yer O'nun sesini duymuştu. Beşerin beşte biri "lebbeyk ya Resulallah" deyip karşısında dize gelmişti. Ama biz duyuramadık. Düşman gemi azıya almış, esirdikçe esiriyor ve O'na, O'nun dünyasına salyalar atıyor. Yeni bir
Ezan-ı Muhammedî / Yahya Kemal Beyatlı
Emr-i bülendsin ey Ezan-ı Muhammedî. Kâfi değil sadâna Cihân-ı Muhammedî. Sultan Selîm-i Evvel'i râm etmeyip ecel, Fethetmeliydi âlemi Şan-ı Muhammedî Gök nûra garkolur nice yüzbin minâreden Şehbâl açınca Rûh-u Revan-ı Muhammedî Ervah cümleten görür Allah-ü Ekber'i Akseyleyince arşa Lisan-ı Muhammedî
Reklam
Şehbal
“Dudaklarımdan ‘İstanbul’u özledim’ diye bir cümle çıktı sonra kalbim düzeltti: ‘İstanbul’u değil, onu özledin!’ doğruydu, seni özlemiştim. Özlemek için insanın, ara sıra aklından çıkarması gerekir özlediklerini, ama ben seni hiç çıkarmıyorum aklımdan! Demek ki ben seni hiç özlemiyorum, hiç aklımdan çıkmıyorsun. Bir içim biliyor bir de ben biliyorum seni sevdiğimi… Sen de biliyor musun seni sevdiğimi bilmiyorum ama neler vermezdim seni ne kadar sevdiğimi sana haykıra haykıra söyleyebilmeye… Hayır, sessizce sadece senin duyacağın biçimde söyleyebilseydim de razıydım buna… Neden söyleyemediğimi, düşünüp duruyorum günün her vaktinde, gözlerini, saçlarını, gülümsemeni hayal ederek…”
Sayfa 98 - Akşehir Belediyesi Kültür YayınlarıKitabı okudu
Sadedden gâlibâ ayrılmışım... Söz neydi ihtâr et;  Dalarsam nûr-ı dîdem, böyle ba’zen, durma bîdâr et!  Usandın sen de gerçek hikmetimden, hasbihâlimden;  Beş on söz kaldı lâkin dinle nazm-ı bî-meâlimden;  Diyorlar: “İ’tirâf-ı cehl iken tahsîlin encâmı,  Nedir beyhûde it’âb eylemek şehbâl-i ikdâmı?”  Evet, lâkin varıp ser-hadd-i ma’lûmata bir insan,  O gâyetten demek lâzım ki: “Yok irfan için imkân!”  Hakîkî i’tiraf altında parlar zılli irfânın;  Budur insanlığın ma’nâsı, en son zevki vicdânın. (-Niye bu kadar karışık yazmışsın Mehmet Akif abi? ️)
Kanatlarım var şehbal gibi.. sana uçamadıktan sonra gönlüm kanatı neylesin..
EZANI MUHAMMEDİ Emr-i bülendsin ey ezân-ı Muhammedî, Kâfî değil sadâna cihân-ı Muhammedî. Gök nûra gark olur nice yüzbin minareden, Şehbal açınca rûh-i revân-ı Muhammedî  Sultan Selîm-i Evvel’i râmetmeyib ecel Fethetmeliydi âlemi şân-ı Muhammedî...
Yahya Kemal Beyatlı
Yahya Kemal Beyatlı
Reklam
Emr-i bülendsin ey ezân-ı Muhammedî, Kâfî değil sadâna cihân-ı Muhammedî. Gök nûra gark olur nice yüzbin minareden, Şehbal açınca rûh-i revân-ı Muhammedî Sultan Selîm-i Evvel’i râmetmeyib ecel Fethetmeliydi âlemi şân-ı Muhammedî... Ervâh cümleten görür Allâhü Ekber’i Akseyleyince Arş’a lisân-ı Muhammedî. Üsküp’te kabr-i mâdere olsun bu nev-gazel, Bir tuhfe-i bedî’ü beyân-ı Muhammedî... Yahya Kemal Beyatlı
Leskofçalı Galip
Hüdâ me'yûs kılma gönlümü ikbâl-i milletden  Haberdâr eyle Rahman ismini ahvâl-i milletden  Olup mecrûh peykân-ı kazâdan tâir-i devlet  Demâdem hûn akar çeşmim gibi şehbâl-i milletden (Ey Allah'ım gönlümü milletin geleceğinden dolayı üzme; Rahman (esirgeyen) ismini milletin işlerinden haberdar et. Devlet dedikleri kuş kader okuyla yaralanmıştır; milletin kanadından olduğu gibi benim de gözümden devamlı yaş akmaktadır)
136 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.