Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
33 kurşun
1. Bu dağ Mengene dağıdır Tanyeri atanda Van'da Bu dağ Nemrut yavrusudur Tanyeri atanda Nemruda karşı Bir yanın çığ tutar, Kafkas ufkudur Bir yanın seccade Acem mülküdür
Her akşam bir tefekkür, her gece bir muhasebe, her seher bir gözyaşı... Küçük adımlarla başlanan bir yolculuğun aydınlık sonu...
Reklam
Sen büyüksün, küçük adam, küçük ve darkafalı olmadığın zaman. Senin büyüklüğün, küçük adam, bize kalan son umut. Zanaatına eğildiğin, severek yaptığın zaman, oymacılıktan ve inşattan ve boyamaktan ve tohum ekmekten ve biçmekten ve gökyüzünden ve maviden ve geyikten ve seher çiyinden ve müzükten ve danstan, yetişmekte olan çocuklarından ve karından ve kocanın güzel bedeninden zevk aldığın, sevinç duyduğun zaman; gökyüzündeki yıldızlarını kavramak için gözlemevine gittiğin, öbür erkekler ve kadınlar yaşam hakkında ne düşünüyorlar dinlemek için, kütüphaneye gttiğin zaman. Sen yıllanmış, bir dede olarak torununu kucağına alıp, ona uzak, geçmiş zamanları anlattığın zaman büyüksün; onun sevimli, çocukça merakıyla belirsiz gelece baktığın zaman. Sen büyüksün, anne, yeni doğan bebeğini ninniyle uyuturken; gözlerinde ya, kalbinin en derininden onun gelecek mutluluğu için yakarırken; bu geleceği yıllar boyu saat saat çocuğunda kurduğun zaman.
Söz konusu olan, iki adın gevşek bağı Ya da bir defterin eski yapraklarındaki kucaklaşma değildir. Söz konusu olan, benim mutlu saçımdır Senin busenin yanık gelincikleriyle; Ve bedenlerimizin samimiyeti, Ve çıplaklığımızın parlaması, Balıkların pullarının suda parladığı gibi. Söz konusu olan, bir şarkının gümüş renkli yaşantısıdır, Seher vakti, küçük bir fıskiyenin söylediği.
Sayfa 55 - Devamend YayınlarıKitabı okudu
Her gün bir iyilik, ardından her gün bir güzel söz, sonra bir dostluk, sonra bir kötülüğü terk, sonra dilimize hâkimiyet, sonra ve sonra... Her akşam bir tefekkür, her gece bir muhasebe, her seher bir gözyaşı... Küçük adımlarla başlanan bir yolculuğun aydınlık sonu...''
Yeniden, düşünme yolunu açmak zorundayız. Bıraktığımız noktalardan hareket ederek, her alanda, vecd ve aşka yoldaşlık eden, seher sarhoşluğuyla mest bir akılla, çıkarsız ve küçük hesapsız, şerefli düşünme yoluna; mümine, müslümana yaraşır, çok cepheli ve boyutlu, vahyin koruması altında, Kur'an sancağı gölgesinde, ezbercilik ve taklitçilikten arınmış gerçek düşünme yoluna girmek ve her alanda bu düşünüş tutum ve davranışıyla donanmış olmak zorundayız. Bu, bizim için hayat ve memat meselesidir.
Sayfa 158 - Diriliş YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Seher vakti ganimetlerin taksim edilip mükâfatların dağıtıldığı bir andır. Kimileri bu ganimetten az bir miktar alır; kimileri bol bol istifade eder; kimileri de tamamen mahrum kalır. Çocuk küçük yaşta buna alışırsa, büyüdüğü zaman bu ona kolay gelecektir.
Sayfa 283Kitabı okudu
Yapılabilir en küçük en basit ve uygulanabilir bir yaşam tarzı tasarlayacaksınız. Hepsi bu!
Uzun vadeli bir yarıştasınız ama küçük küçük yaptığınız bu hareketler sonra birikip önünüze çıkıp selam verecek.
Romalı Sezar, elmastan çok zarif bir kadeh yapmış­tı, bu kadehin yapımında bütün Roma sanatını kullanmıştı. Bir hayal kadar zarif, bir seher kadar masum, bir şafak kadar utan­gaç ve harem güvercinleri kadar güzel ve nazlı sevgilisi, onun için uzaklardan gözyaşı dökünce, aşkın suyu olan bu değerli damlaları o küçük kadehe döküyor ve saklıyordu. Bu küçük ka­dehteki yaş damlaları Sezar için bütün imparatorluklardan da­ha değerliydi.
Sayfa 216 - Fecr YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Orada o ağaçlıkta daha pek tarz olan ağaçlardan birinin verem olduğunu gördüm. Bu ağaçlığın capcanlı ve ışıl ışıl olduğunu baharda o ince, o küçük ağacın dalları, yaprakları sararmış, kederli ve düşünceli bir halde duruyordu. Sonraları en hafif rüzgara karşı titrer, damla damla akan gözyaşları gibi küçük küçük yaprakları yere dökülür oldu. Narin vücudu akşamların rutubetinden etkilenmeye, rengi ve kokusu sabahın şebnemlerinden solup uçmaya başladı. Daima semadan bir şey bekler gibi duran ve günden güne sararıp solan bu güzel ağacın haline bütün kâinat içinde yalnız seher, her sabah birkaç damla gözyaşı dökerdi.
Sayfa 26
Dil-i derviş-i dil-rîşün du'a-yı subhgâhından Belalar eksilür cah u celâl u kibriyâ artar (Gönlü yaralı dervişin seher vakti ettiği dualardan belalar azalır, makam ve büyüklük artar.)
.... küçük adımlarla başlayıp yol almak mümkündür. Her gün bir iyilik, ardından her gün bir güzel söz, sonra bir dostluk, sonra bir kötülüğü terk, sonra dilimize hakimiyet, sonra ve sonra... Her akşam bir tefekkür, her gece bir muhasebe, her Seher bir gözyaşı... Küçük adımlarla başlanan bir yolculuğun aydınlık sonu...
Cezaevine mektup
İlkokulda küçük çaplı, belalı bir "çetenin" başkanı gibi bi şeydim (o tarihte eşbaşkanlık yoktu).
316 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.