Bir akşam çöp kutusunda bulunmuştu Süveyda, kundağının içinde. İsminin yazıldığı bir kolye ucu çengelli iğneyle kundağının içine iliştirilmişti.
Kim neden bırakmıştı çöp kutusuna onu?
Ahmet Bey ve eşi Güner Hanım karokola teslim etmişlerdi onu. Başka bir şehirde Çocuk Esirgeme Kurumu’nda büyüdü Süveyda.
Üniversiteyi
Dikkat spoiler içerir.
Babadan zengin olan ve annesi babasını terk ettiği için onunla sorunları olan Erdoğan Yiğit kendi halinde bir avukattır. Zamanında bir kız yüzünden kavga ettiği en yakın arkadaşı Bahattin ile gezmektedir. Hayatına pek çok kadın girmiş ve neredeyse her birinden çocuğu olmuştur. Şarkıcı Sema, babasının fabrikasının başına geçen Melike, çocukluk arkadaşı ve hastane sahibi olan Sibel, çalışma izni çıkarttığı Victoria ve daha nicesi. Bir gün Sema'nın ölüm haberini alır ve çocuğu ile ilgilenmek üzere İstanbul'a gider. Sonrasında çocukları ile tatil yapmak için hepsini toplar ve Antalya'ya gider. Bu arada Bahattin terör örgütü adına davalar almıştır ve zamanında dağda liderini öldüren bir adamı saklamıştır. Ancak tam sekreteri Nurcan'a ilanı aşk ederken bürosu basılır ve öldürülür. Militan da yakalanmıştır. Bu haberi Ankara'ya geldiğinde alan Erdoğan çıldırır ve polislere saldırır. Orada sima olarak tanıdığı biri davalık olmasını önler. En sonunda bu adamla yine karşılaşan Erdoğan babası ve Bahattin hakkında hiç ummadığı bir gerçek ile karşılaşır. Onların devlete çalıştığını öğrenir. Sonra ilk aşık olduğu kızı bulmaya gider ve o şehirde hayatına giren ikinci kadın olan turist Mary ile karşılaşır. Bundan sonra ne olacaktır? Aşık olduğu kadının mı yoksa Mary'nin mi peşinden gidecektir? Annesini affedecek midir? Keyifle okunan bir roman.
KORKMA BEN YOKUM
VE BU BENIM HİKAYEM
Öncelikle belirtmem gerekir ki bu bir kitap incelemesi değildir, bu benim kitapla olan hikayemden küçük fakat hayati bir kesittir . (Anlatabildiğim kadarıyla)
Hayatımın son bir buçuk yıllık zaman diliminde vazgeçilmezim oldu kitaplar. Ve kitapçı dükkanları..Kapıdan içeri adım atar atmaz bizleri kuşatan o kitap kokusu, ve
240 syf.
·
Not rated
Yalnızlar
"Yalnızlar", Zaven Biberyan'ın 1959 yılında Ermenice Lıgırdadzı (Sürtük) adıyla basılan romanının, ilk kez yine 1959 yılında Doğu Basımevi tarafından basılan Türkçe versiyonudur. Türkçe baskısında bir çeviri sözkonusu değildir, çünkü yazar kitabını bir de Türkçe yazmıştır.
Evet Zaven Biberyan, 1921 yılında İstanbul’da doğmuş,
Harika, sürükleyici bir kitap. İçinde sadece eroinle mücadelesi anlatılmıyor (aşk, hayal kırıklıkları...) Madde bağımlılığının çok küçük yaşlara indiği ülkemizde eroin ve uyuşturucunun insanı nasıl ansızın yakaladığını ve bağımlılık yaptığını Eylül karakteri ve Dünya ile gözler önüne seriyor. Üniversiteye ailesinden uzakta farklı bir şehirde giden Eylül hiç beklemediği olaylarla karşılaşır. Bakalım erosla(eroinle) ve uyuşturucuyla nasıl mücadele edecek ve bu savaşı yenebilecek mi? Keyifli okumalar diliyorum:) Umarım beğenirsiniz kitabı. İki kez okumuş olmama rağmen birkaç defa daha zevkle okuyacağımdan neredeyse eminim, Keşke bizler de hayattaki Zorluklarla Eylül gibi mücadele edebilsek...
Yazdığı her cümle ile kitabın içine sizi de koyan bir yazardır Zweıg. Okuduğum her kitabında olduğu bu kitapta da sonunu merak ettim.
Olaylar Berger adında bir gencin üniversite okumak için Viyana ya gelmesi ve küçük bir odada kalması ile başlar. İlk geldiği zamanlarda hissettiği yalnızlık. Yaşı itibari ile de çocuksu duyguları. Komşusu Schramek ile oluşan dostluğu. Bu dostluğun arasına giren Karl. Schramek ile araları da açılınca düştüğü dipsiz kuyu. Veeee hayattan soğuduğu zaman karşısına çıkan ev sahibin kızı :) Kız kızıl hastasıdır ve Berger de tıp okuyunca ona yardımcı olmaya çalışır. Kız iyileşir ve aralarında aşk başlar. Kitabın sonunda da olan olur....
Kitabı okuyunca insanın aklına üniversiteye gittiği ilk günler geliyor. Düşündükçe Berger'i anlamak hiç de zor olmuyor. Yalnız olduğun şehirde zamanla başa çıkabilmeyi öğreniyor insan.
