Ah be yar yakınken uzak olmak yoktur bizden. Yakından da yakın vardır. Bir dua anı kadar. Bir secde hali kadar. Ellerini kaldırırsın şehirler ötesinden yarin eline değer. Hele ki Aşk Sübhane rabbiye'l - a'la" deyip alna deyince kalır mı perde, kalır mı uzaklık?
Oysa İstanbul da, bütün öteki şehirler gibi, üzerinde yaşayan insanlar, iyi, haklı, güzel işler yaptıkları zaman, böyle kasvetli günlerde bile temizlenip gençleşir... Her yerinde korkaklık, âdilik, yeniklik varsa suç onun mu?
Reklam
Yaprak döken gençliğimin satırlar aralarında Altı kırmızı ile çizilmiş Ve tırnak içine alınmış Suskunluğun baş harflerisin Şehirler uyurken Boğazına sarılırken öfkeler Bu gizli gülmelerin Bu sessiz ağlamaların nedir anlamı Sen hangi mevsimin yağmurusun Ağlıyor Ağlıyorsun. -Fatih Kısaparmak-
Başlangıç
11 Eylül gibi sahte bir olay tertiplenip Afganistan, kitle imha silahları bahane edilip Irak işgal edildi. Afganistan Selçuklu devletinin kurulduğu topraklardır. Herat (Herat ilk Büyük Selçuklu başkenti idi) gibi tarihi şehirler, manevi değerleri temsil eden türbeler, insanlar herşey perişan edildi. Aynı şekilde Bağdat'ta ilk iş müzeler talan edildi. Bağdat Orta Çağda doğunun bilim merkezlerinden biriydi. Bütün el yazması eserler, Sümerlerden kalan kil tabletler tarihe ve medeniyete ait ne varsa yok edildi.
Sayfa 11 - Bilim&Gönül YayıneviKitabı okudu
1500 yılında gün batımında şehirler kapkaranlık olurdu, sadece arada sırada bir mumun veya titrek bir meşalenin ışığı görülürdü. Böyle bir şehirde yaşayan biri modern İstanbul'u, New York'u veya Mumbai'yi görse ne düşünürdü?
1500 yılında bir şehir tablosu...
"1500 yılında pek az şehrin 100 binden fazla nüfusu vardı; çoğu bina kerpiç, ahşap ve kamıştan yapılıyordu ve üç katlı bir bina gökdelen sayılıyordu. Sokaklar tekerlek izleriyle dolu toprak yollardan ibaretti ve bunlar yazın çok tozlu, kışınsa çamurla kaplı hâlde yayalara, atlara, keçilere, tavuklara ve az sayıda at arabasına hizmet veriyordu. Şehirlerdeki en bilindik gürültüler insan ve hayvan sesleriyle zaman zaman da bunlara karışan çekiç ve testere sesleriydi. Gün batımında şehirler kapkaranlık olurdu, sadece arada sırada bir mumun veya titrek bir meşalenin ışığı görülürdü.”
Geri199
1,000 öğeden 991 ile 1,000 arasındakiler gösteriliyor.