Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
152 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
بسم الله الرحمن الرحيم
Yoldaki Mühendis
Yoldaki Mühendis
ve şimdiki okuduğum kitap olmak üzere iki seri şekilde basılmıştır. Birinci kitap kızının sorularından dolayı direnişçi yazarımız kızına cevap niteliğinde yazılmış olup hayatıyla başlayıp, direnişçi olma yoluna atılmasına kadar ve direnişçi olduktan sonra, yanindaki dostlar ve şehit olmaları ve bunlara karşı siyonist rejme karşı cevap olarak yaptigi operasyonlar ilgili yazılmış. Siyonist güçlere yakalanışıyla son bulup sonunda babasıyla soru-cevap şeklindeki ropörtaj bulunuyor. İkinci kitap ise hapishane hayatında siyonist örgütlerin çektirdiği işkenceler, yaşadıkları, yazdıklarını çıkarmak için yaptıkları hakkinda bilgiler vermiştir. Sonunda ise örgüt, rejim ve siyonistler, bu davada örnek ve öncü şahsiyetler hakkında soru-cevap ve fikir kısmında bizlere bahsetmiştir. Ek olarak güzel bilgiler, bazi operasyonlarin adının verilmesi, esir takasında ismi yazılıp şiddetli şekilde reddedilen, takastan vazgeçme tehdidini söyleyen siyonistlere karşı, siyonist uşaklığı yapan yönetime karşı kendisi ve örgütüyle dik duruşu hakkinda bir kitaptir.
Yoldaki Mühendis 2 - Yaşayan Şehit
Yoldaki Mühendis 2 - Yaşayan ŞehitAbdullah Galib Bergusi · Ekin Yayınları · 20241,817 okunma
Bu milletin külüne üflesen altından iman çıkar…
Çanakkale'de cephede Ramazan ayı: Bir asker cepheden kızına mektup yazıyor, diyor ki: “Benim güzel kızım bugün Ramazan’ın ikinci günü. Şeyhülislam oruç tutmayabilirsiniz diye fetva yayınladı ama benim içim rahat etmedi oruca niyetlendim. Sahur vakti çalıların arasında iki kök çiriş (pırasaya benzeyen daha küçük bir ot) buldum onlarla sahur ettim. Gündüzü yeni siperler kazdık, hiç susamadım, taarruz arttı ve kafamızı çıkaramadık. Akşam olunca bir asker ezan okudu. Siperin içinde matara elden ele dolaştı. Herkes orucunu su ile açtı. Ben zannettim ki sadece ben oruçluyum meğer bölüğün hepsi oruçluymuş. Matara en son bana geldi. Geldi ama ben kendimden utandım, çünkü arkadaşlarımın hepsi sahursuz oruç tutmuşlar. Ben ise iki çirişi yediğim için arkadaşlarıma karşı kendimi mahcup hissettim. O gün oruçlu şehit olan Erzurumlu, Darendeli Yeniceli ve diğerlerinin hakkını nasıl öderim diye gözyaşı döktüm. Şehadete yürüyenler iman ve vatan sevgisini gönlünde taşıyanlar…”Ruhları şad olsun. Âmîn
Reklam
208 syf.
8/10 puan verdi
·
1 saatte okudu
Bizim memlekette eşşek çooook. Hem de yükleriyle ... "Tevrat’la yükümlü tutulup da onunla amel etmeyenlerin durumu, ciltlerle kitap taşıyan eşeğin durumu gibidir. Allah’ın âyetlerini inkâr eden topluluğun hâli ne kötüdür! Allah, zalimler topluluğunu hidayete erdirmez." (Cuma suresi 5. Ayet) Bu ayet ile baslamam belki garip gelecektir.
Sizin Memlekette Eşek Yok mu
Sizin Memlekette Eşek Yok muAziz Nesin · Nesin Yayınevi · 20193,714 okunma
Yemende milyonlarca Müslüman açlıktan ölüyor Anne!!! Ne Kocası ne çeyizi!!! Bak ben uyuyamıyorum geceleri düşünmekten onları, Su bile içemez oldum… Yaydan fırlamış ok gibi gidesim var müslüman ülkelere Anne, Filistinli bir annenin kaybettiği evladının acısı, Suriyeli bir babanın evine atılan bir bomba ile paramparca edilen küçük kızının onuru için, Yemende açlıktan ölmek üzere olana çocuğa umut olmak için… Ağlıyor musun Anne!! Acıttı değil mi evlat acısı ordaki Anaların… Belki gönüllü bir Anne de ben olurum Gazze'de… Belki Filistin’ de şehit olurum bir sabah namazı vakti… Üzülme Anne!! Gelinlik şart değil, Şehadette yakışır senin kızına… -Vera
KAYIP ADAMIN DÖNÜŞÜ 1978 yılında Balıkesir İstasyonunda elinde bir torba, garip kıyafetli yaşlı bir ihtiyar iner. İstasyon önündeki taksilerden birine sorar: - “Oğlum, beni Üçpınar köyüne götürü müsün? - “Götürem amca, bin arabaya!” Şoför oraya doğru arabayı sürerken Toygar Tepe’ye geldiklerinde adam - Dur..!” der. Dururlar. Adam taksiden
"Bilâd-ı Şam'da dünyanın gözleri önünde kimyasal silahla şehit edilen o çocuklar, Allâh Rasûlü'nün (s.a.v) zamanında yaşasaydı böyle yalnız kalırlar mıydı?"
Reklam
Bir babadan şehit kızına mektup..
“ "Kızım! Dün gece tarif edemeyeceğim güzellikte bir elbise ile yanıma geldin, uzandın. Ben de sana, 'Bu gece senin düğün gecen mi?' diye sordum. Sen de, 'Düğünüm akşam vakti değil öğle vakti olacak baba.' dedin. Rüyanın üzerinden iki gün geçti. Demir parmaklıklar ardından şehadet haberini aldım. Tam da söylediğin gibi öğle vakti Adeviyye'de şehit oldun. Anladım ki Allah şehadetini kabul etti." Babanın kızı Esma'ya hitaben yazdığı mektupla zahir oldu ki, erkeklerin seyrettiği şehadet mahşerlerinde, Allah'a adanmış kızlar kıyamete kadar destanlar yazmaya devam edecektir. ”
Sayfa 158Kitabı okudu
256 syf.
·
Puan vermedi
Devlet Rejimdeyken Ne Yer?
Replika romanların çağından geliyorduk. En hazin öykülerin kangren tufanı trajedisi, sansasyonel aşk hikayelerinin müstehcen pastöryeleri, halihazırda mukavva kıvamına getirilen tarihin oynaşmaya müsait zeminine fayans takviyesi ve daha nicesi. Her biri yaşamaya değer bir hayat numunesi uzatıyordu kendi zaviyesinden. "Yaşamaya değer"
Minyeli Abdullah
Minyeli AbdullahHekimoğlu İsmail · Timaş Yayınları · 20123,239 okunma
#denizpoyraz
Bugün çok üzgünüm,sinirliyim,yastayım, isyandayım. Bir arkadaşımızı daha bu alçak insanlara karşı şehit verdik. Göz göre göre gelen saldırıyı önleyemedik. Daha önce benzer şeylerden ötürü çokça başvuru yapılmıştı. HDP önüne " tiyatro çadırı" ve yanına seyyar karakol olmasına rağmen bir İNSANLIK DIŞI KATİL büyük silahlarla HDP il binasına saldırdı ve Deniz Poyraz'ı bizden aldı. Deniz Mardinliydi. Köyleri yakılmış İzmir'in Mardini (Kadifekaleye) sürgün gelmiş bir ailenin kızıydı.3 kardeşi ise faşist zindandanlardadır. Normalde Rahime anne (Denizin Annesi) HDP'DE mutfakda çalışan bir annedir. Bir taziyeye katılacağı için kızına aç diyor il binasını... Normalde ise katliam saatinde minimum 50 kişilik bir toplantı olması planlanıyordu. Şans eseri taziye nedeniyle 1 saat erteleniyor. Yoksa herkesi katledebilirdi. Burda okuduğunuz ırkçı, milliyetçi, militarist kitaplar hayatımıza böyle etki ediyor işte. Deniz çok neşeli, şakacı aynı zamanda daha önce de Ülkücü faşistler tarafından lince uğraşmış biriydi. Ailenin tek çalışanıydı. Babası bugün kim ona başsağlığı dilese; Biji Gela Kurd û Kürdistan dedi... Annesi ise Deniz Gezmişden dolayı adını Deniz koyduğunu hep olduğu gibi söyledi. Denizi koruyamadik. Ona ve ailesine karşı boynumuz yerdedir. Deniz'i iyi tanıyın çünkü o da her genç gibi Partisini açan,sahip çıkan biriydi. Hepimiz de olabilirdik. Anısı mücadelemizde yaşayacak. Yıldızlar yoldaşın olsun.
Kimseyi tekfir edemeyeceğimiz gibi kimseye cennetlikte diyemeyiz.. dememeliyiz...nasıl bu kadar emin konuşuyorsunuz akılalır gibi değil.Ayrıca bütün haber sitelerinde çay ocağında öldürülmüş derken neden namazdayken,cami çıkışı vs.öldürülmüş diye ölümü uhrevileştiriliyor anlam veremiyorum.Kendisini tanımıyorum hangi konuyla ilgili olumlu,olumsuz ne demiş bilgimde yok garibime giden "cennetten sana müjdeler olsun!Cennetlik oldu!Şehit oldu!" vs.söylemleri hangi bilgimize dayanarak bu şekilde yorumlar getirebiliyoruz maşallah hepimiz alim,alime olduk!Ki "inşallah" öyledir desek yine tamam dicem de Peygamber Efendimiz (sav)bile kızına o garantiyi verememişken bizim ahkâm kesmemiz...
Reklam
Tavsiyelerim...
∙ NOT: Listeleri, yeni okuduğum kitâplarla güncellemekteyim. Bilginize... ∙ TEMEL DÎNÎ KİTÂPLAR: ∙ 1. (Siyer) a)
Hz. Muhammed ve Evrensel Mesajı
Hz. Muhammed ve Evrensel Mesajı
b)
Bülbülün Kırk Şarkısı
Bülbülün Kırk Şarkısı
c)
Fahr-i Alem Habib-i Hüda Hz. Muhammed Mustafa
Fahr-i Alem Habib-i Hüda Hz. Muhammed Mustafa
ç)
“Akranlarının uğraştığı işlerle meşgul olmadın..” Şehit Esma Biltaci’nin babası, kızına mektupta böyle yazmıştı..
Allah'ın huzuruna çıkınca bize soracaklar o çocukları
Ümmetin en yalnızları, babalarının kucaklarında çaresiz bir halde titreye titreye, annelerinin mütevekkil ifadeleri arasında Rabbi Zülcelâl'e yürüdü. Bilad-ı Şam'da dünyanın gözleri önünde kimyasal silahla şehit edilen o çocuklar, Allah Rasûlü'nün (s.a.v) zamanında yaşasaydı böyle yalnız kalırlar mıydı?
Sayfa 155Kitabı okudu
Her Firavun'un Musa'sı, her dönemin de bir Esma'sı vardır. Anadolu da o Esmaların mahşeridir. Erkekler şehit olunca ya da kadınlar gibi oturunca zuhûr eder ve sancağı taşır Esmalar.
Bundan... 107 yıl önce... Ramazan'ın ikinci günü... Yer Çanakkale'de bir siper.... Bir asker kızına mektup yazıyor, belkide son saatleri... "Benim güzel kızım, Bu gün Temmuz 14, Ramazan'ın ikinci günü. Şeyhülislam oruç tutmayabilirsiniz diye fetva verdi, Ama benim içim rahat etmedi. Oruca niyetlendim. Sahur vakti çalıların arasında iki kök çiriş (pırasadan daha küçük bir ot) buldum. Onlarla sahur ettim. Gündüzü yeni siperler kazdık. Hiç susamadım. Taarruz arttı. Kafamızı çıkaramadık. Akşam olunca bir asker ezan okudu. Siperin içinde matara elden ele dolaştı. Orucumu su ile açtım. Zannettim ki sadece ben oruçluyum. Meğer bölüğün hepsi oruçluymuş. Matara en son bana geldi. Geldi ama ben kendimden utandım. Arkadaşlarım hepsi sahursuz oruç tutmuşlar. Ben ise iki çirişi yediğim için arkadaşlarıma karşı kendimi mahcup hissettim. O gün oruçlu şehit olan Erzurumlu, Darendeli, Yeniceli memleketin her yerinden şehit olan arkadaşlarımın hakkını nasıl öderim diye gözyaşı döktüm." İşte Çanakkale'yi bu ruh kurtardı.... Allah'ın selam ve rahmeti hepsinin üzerine olsun... Mekanları cennet olsun....
137 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.