Kitabı okumaya başladığım ilk sayfalarında, sanırım bu kitabı beğenmeyeceğim demiştim. Ama okudukça öyle yüreğime dokundu ki, hayatın içinde buldum kendimi.
Toplum tarafından dışladıklarımız, görmezden geldiklerimiz, insanlara karşı ön yargılarımız, tek bir hareketiyle puanını o an verdiğimiz kimselerin; ve o kimselerin de bizlere karşı davranışlarını, zaman zaman bizlerin de o durumlarla karşı karşıya olduğumuzu görüyoruz ve bunu kitabın sayfalarını çevirdikçe daha da iyi anlıyorsunuz.
Aslında yaşamın içinden kopup gelen vicdanın sızısını duyumsuyoruz. Acılar içinde yaralar bağlamış bir yüreğin iyileşip iyileşemeyeceğini, şifa bulup bulamayacağını.. Belki de büyülü sandığımız kelimelerde gizlidir her şey. Görmezden geldiğimiz onca şeye, insanlık namına bir cümle ile ve tatlı bir gülümseyişle yaklaşınca yıllara bürünmüş yaralarımız dahi şifa bulacak ve o insanın yüreğinin aslında ne kadar güzel olduğuna şahitlik edeceğiz.
Kısa bir cümleyle özetleyecek olursak, arka kapakta da yazdığı gibi;
Bu kitapta vicdansızlar ve vicdanı sızlayanlar var.