gelir devrilirdi nisan
müstesna çiçek kokularıyla
insanın kafasını karıştıran
yukarda bir akşam
ebruli bir akşam ki
perde perde açılan
bir şaşaa bir şehrayin bir ihtişam
billur kadehlerde rakı
bulanık
duman duman
dudaklarda mısralar
mısralar ki nâzım’dan
savaş yıllarının ağır karanlığında
ufkumuzu gizlice aydınlatan
gelir devrilirdi nisan
müstesna çiçek kokularıyla
adamın kafasını karıştıran
sonra birkaç sansaryan hanı
birkaç duruşma arkasından
sağırların dilsiz sükûneti
yani epeyce zindan
Kitabın icerisinde ki hikayeler:
Havuz Başı
Kumarbaz Hayri Efendi
Çatışma
İyilik Unutulmaz
Bir Sonbahar Akşamı
Bir Ev Sahibi
Bayan Gülseren
Yüksek Kaldırım
On Milyonerle On Metresi
Jimnastik Yapan Adam
İnsan Gibi Birşey: Huy
Su Basması
Mektup
Sur Dışında Hayat
Serseri Çocukla Köpek
Sonbahar
İnsanlar, Türküler, Masallar
Parkların Sabahı, Akşamı, Gecesi
Cezayir Mahallesi
Simitle Çay
Şehrin Sabahları ve Adamlarından Biri
Şehrâyin
Güğüm
Özellikle Kumarbaz Hayri Efendi ve Jimnastik yapan adam hikayelerini çok beğendim. Bu iki hikayeyi okurken kendim yaşamış gibi oldum.
Havuz BaşıSait Faik Abasıyanık · İş Bankası Kültür Yayınları · 20131,829 okunma
Gittikçe yaklaşan bir âfet gibi
İntihar yanılgısıyla
Yollar beni esarete çekiyor
Şehrayin şarkıları söylüyorum içimden
Şarkılar ki hep aynı nakaratla bitiyor
kanlı bir serencamdı tek tük kurtulanları
meçhul bir kıt’a gibi keşfettiler bestenigâr’ı
tırmanır göklere kıvılcım sarmaşıkları
kanunların bitirip bitirip başladıkları
gerçek mi bu şehrâyin gerçek mi yaşadıkları
meçhul bir kıt’a gibi keşfettiler bestenigâr’ı
gurup vakti güneş bulutlardan sıyrılınca
bir tâvus kuyruğudur menevişli kanlıca
hayata anlam veren ölümmüş anlaşılınca
ölümü aşm ak için ölesiye yaşanınca
ne korkuya yer kaldı ne öfkeye ne hınca
meçhul bir kıt’a gibi keşfettiler bestenigâr’ı
Vermedin bir siyah fotoğrafını
Ya da bir hâtıra parmaklarından
Beni bir kaygısız kral mı sandın
Hangi düşmanımın sözüne kandın
Götür, senin olsun bütün ihtişam
Gece mahkûmuna kalır mı akşam
Bin bir türlü kokuyorsa yaylalar
Siyah gözlerine beni de götür
Baharın koynundan koparıp sana
İpek bir mendile sardığım yüreğimle
Şehzade gülleri gönderiyorum
Umutlar kalıyor; ben gidiyorum
Perdeler kalkıp da sabah olunca
Aldırma Aras’ın öyle bulanık
Öyle mahzun aktığına
Palandöken yine sisli, aldırma
Ben hem sise, hem çamura alıştım
Senelerdir bu acıyla buluştum
Mutluluk ne zaman çıksa karşıma
Yalnızlık bir zindan, çöker başıma