"Sevgili babacıģım"
Bilki "kütüphanen "deki tüm kitaplarla hayatımın bir dönemecinde buluşuyoruz
Bu kez Aziz Nesin ile karşılaştık yola devam ederken ...dedi ki bana "ben babanın eski bir dostuyum "
_o babana selam söyle sağda solda haytalık yapmasın...biz onunla yasaklı /yasaksız yıllarımızda ..pek çok kez
Öncelikle şunu belirtmek istiyorum ki bu bir inceleme değil ustaya / ustama saygı duruşudur. Bugün -kendi çapımda- öykü yazabiliyorsam bunun ilk ateşleyicisi üstat Aziz Nesin'dir. Çocukken oyuncaklarım evin kütüphanesinde sıra sıra duran ansiklopedilerdi. Okumayı söktükten sonra çocukluğumun ayrılmaz bir parçasıydı. Onlar varken evin dışında
Hepimizin başına gelmiştir: Kimi tip insanlar vardır, onları daha ilk görüşte bir soğukluk duyarız; ya çirkin görünüşlerinden, ya kabalıklarından, ya bayağıca davranışlarından, yada hiç açıklayamadığımız bir nedenle sevemeyiz öylelerini... Böyle kişiler, sonra konuşmaya başlayınca, konuştukça konuştukça, ilk duygulanınız değişir, sözlerinden iç dünyalarının güzellikleri önümüze serilir. 0 sevimsiz, soğuk dış görünüşlerinin içinde saklı güzel, sıcak bir iç dünyaları olduğu ortaya çıkar.
Bana göre insan, işkence eden hayvandır, insandan başka işkence eden yaratık yok çünkü... Ama bu tanım da tam değil. Doğrusu şöyle olmalı: «insan işkence eden ve işkence çeken hayvandır.»