Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Evet Alicim, iki kapıdan geçtik. Bu üçüncüsü... İlki 'Bab-ı Hümayun'du. Sur-u Sultani'nin üzerindeki kapı. O kapı Acem usulüne göre yapılmış, yani İran tarzı, ikincisi az önce geçtiğimiz 'Bab-üs Selam', o da Frenk usulüne göre yapılmış. yani Avrupa tarzı. Önümüzdeki ise 'Bab-üs Saade. Bu kapı da Türk tarzına göre yapılmış. Yani bu üç kapı bize, sarayın, dönemin belli başlı üç uygarlığının, Acem, Avrupa ve Türk mimari kültürünün birleşmesinden oluştuğunu söylüyor. Ama aynı zamanda Osmanlı İmparatorluğu'nun, bünyesinde bütün kültürleri kapsayan büyük bir dünya devleti olduğunu da anlatıyor. Gördüğün her oda, her salon, her bahçe, her ağaç, her çeşme bir anlam taşır. Dini anlamlar, politik anlamlar, sosyal anlamlar. Bu binaların her köşesi çoğu acılarla dolu yüzlerce anıyı saklar, korkunç olaylardan oluşan yüzlerce hikâye anlatır."
Sayfa 380
276 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Selam dostlar, Bugün size @yılmazarıbaş beyefendinin kaleminden #tutkuaşkvebiröğretmen isimli kitabıyla geldim. Kitabın yorumuna geçmeden önce kitabın sıcacık daha ilk sayfalardan sizi içine alan bir hikayesi var. 1970'li yıllarda geçen hikayemizin baş kahramanı olan Kemal Bursa'nın Kemalpaşa ilçesine Tarih öğretmeni olarak atanır. İlçeye varmak için yaptığı yolculuk sırasında otobüsde gördüğü bukle saçlı mavi gözlü kızı bir türlü unutamaz. İdealist işini severek yapan öğretmenimiz kısa zamanda kendini öğrencilerine sevdirmiştir. Bir gün otobüsdr gördüğü o güzelin öğrencilerinden birinin ablası olduğunu öğrendiğinde dünyalar onun olur. Ne var ki sevdiceği Ayşe'sini babası köyün varlıklı bir ailesinin hayırsız oğluna nişanladığını öğrenir. Bu olay sevgisinden bir şey eksiktmediği gibi onu nasıl kazanacağının planlarını yapmaktadır. İki aşık en sonunda İstanbul'a kaçıp kendilerine yeni bir yaşam kurarlar. Tabi ki köyde ki belalı nişanlısı peşlerine düşer. Kemal ile Ayşe'yi nasıl bir son beklemektedir? Azılı nişanlı izlerini bulmuş mudur? Keyifle okuyacağınız kitabımızı tavsiye ederim siz okur dostlarıma
Tutku Aşk ve Bir Öğretmen
Tutku Aşk ve Bir ÖğretmenYılmaz Arıbaş · Sokak Kitapları Yayınları · 202124 okunma
Reklam
400 syf.
6/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Selam arkadaşlar Biz İnsanlar, Peyami Safa'nın 1959 tarihili romanı. İlk olarak 1937 yılında Cumhuriyet'de tefrika edilmeye başlanmışsa da kitap olarak basımı ancak 1959 yılında gerçekleşmiştir. Kitap olarak basımı geç bir tarihte olduğu için yazarın son romanı olarak kabul ediliyor. Peyami Safa'yı az çok tanıyanlar bilir ki
Biz İnsanlar
Biz İnsanlarPeyami Safa · Ötüken Neşriyat · 20212,875 okunma
384 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
Güzeldi
Milli Mücadele dönemini anlatan keyifli bir tarihi roman. İstanbul itilaf devletleri tarafından işgal edilmiş, Albay rütbesindeki bir Osmanlı subayının teğmen rütbesindeki bir ingiliz subayına selam verilmesi zorunlu tutuluyor. İtilaf devletleri İstanbul'da taciz ve tecavüzünü sürdürüyor. Padişah vahdettin ise ingilizlere biat etmiş kendi halkına ihanet içerisinde. Eski Asker Binbaşı Ahmet Muhtar ise hain mi yoksa bir vatansever mi? Mustafa Kemal Paşa'nın da adının geçtiği harika bir tarihi roman. Şanslı bir milletiz ki Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk'e sahibiz. Kitabı öneririm kesinlikle.
Hain
HainSelim Erdoğan (Hidrojeolog) · Kronik Kitap · 2023151 okunma
Nur risaleleri'nin kaynağı
Nurşin'de bir müddet kaldıktan sonra Hizan'a döndü. Sonra medrese hayatını terkederek pederinin yanına geldi ve bahara kadar evde kaldı. O sırada şöyle bir rüya görür: Kıyamet kopmuş, kâinat yeniden dirilmiş. Molla Said, Peygamber Aleyhissalâtü Vesselâmı nasıl ziyaret edebileceğini düşünür. Nihayet sırat köprü sünün başına gidip durmak
Sayfa 31 - Süleymaniye vakfıKitabı okuyor
Sen hiç yağmuru teninde hissederek damlalarını, göz yaşlarını sevgi ile besleyerek yağmuru yüreğindeki sevgi bulutlarından yağmur bekledin mi? sevebildin mi? mavinin içinde beyaza çalan damlaları sen hiç taaaa İstanbul'un gecelerinde düş kura bildin mi? soğuk Adana yağmurları ile selam gönderdin mi sevdiğine ve ben yüreğimi yıkadım saf damlalarla kucak açıp yağmura düşledim hep hayalini kurarak bir resmini bile görmediğim sevdiğime selam selam olsun da gitsin dedim sisli bulutlarla sevgimi yolladım, yüreğimi yolladım açar mı ?bilmem bahar da sevgi tohumları bereket olup da yağmur damlalarıyla gelir mi?bilemem taaaa İstanbul'dan bir sevgi damlaları.
Reklam
ÖYLE BİR HİKÂYE Sinemadan çıktığım zaman yağmur yine başlamıştı. Ne yapacağım? Küfrettim. Ana avrat küfrettim. Canım bir yürümek istiyordu ki... Şoförün biri: – Atikali, Atikali! diye bağırdı. Gider miyim Atikali'ye gecenin bu saatinde, giderim. Atladım şoförün yanına. Dere tepe düz gittik. Otomobilin buğulu, damlalı camlarında kırmızı,
HAVUZ BAŞI Beyazıt Havuzu'nun kenarındaki kanepelerden birine oturmuş sizi bekliyorum. Yaşını almış bir adamın yirmi yaşındaki çocuk kederlerini, sevinçlerini yaşaması ne demektir, diye düşünüyorum: Belki, bir geç olma hadisesi. Belki de bir çeşit hazları, kederleri, çocuklukları uzatma temayülü. Ama bu uzayan yaz, kışın gelmeyeceğine alamet
askerlik, gelibolu, adilhan, keşan, edirne, nahit hanım, orhan veli
az önce canım
Orhan Veli Kanık
Orhan Veli Kanık
ın
Vazgeçemediğim
Vazgeçemediğim
kitabında yolculuk adlı şiirini; Ne var ki yolculukta, Her sefer ağlatır beni, Ben ki yalnızım bu dünyada? Bir sabah kızıllığında Yola çıkarım Uzunköprü'den; Yaylının atları şıngır mıngır; Arabacım on dört yaşında, Dizi dizime değer bir tazenin, Çarşaflı, ama hafifmeşrep; Gönlüm şen olmalı dğeil
·
Puan vermedi
Ahhh İstanbul
İstanbul 'un farkli kimlikleri okumayı çok sevdiğim temalardan . Bu defa Beyoğlu'nda Tomtom sokakta doğup büyümüş, İtalya'nın en tanınmış Çağdaş Yunan edebiyatı uzmanlarından olan Mario Vitti 'nin anılarına daldım.Bir aile büyüğü ile sohbet etmek gibiydi.Biraz dağınık,kopuveren ama renkli 🩷Nostaljiden uzak durmaya çalıştığını ifade etse hüzünlü bir duygu bırakıyor okurda . 1926'da doğup 1946'da ayrıldığı İstanbul ona bekli de hayatının en güzel hediyelerini sundu... Levantenler, Rum aileler, Adalar'da geçirilen uzun yazlar, bahçesinde çalışan Troçki 'ye verilen bir selam,Ataturk'un cenazesi,yakın zamanda kapanan Lebon , kitapçıları, sinemaları,farklı dilleri, Osmanlı'dan kalan zenginliği ... Kaçırdığım için her filmde , her kitapta acı çektiğim o dönem Elbette zorluğu, zorbalığı da çok ...Siyasi nedenlerle gönderilenler, hep İstanbul 'u özleyenler...Götürdükleri âdetleri, kültürleri...Her defasında öyle devam edebilseydi duygusu. . Şimdi sıra ilk fırsatta,kitapta geçen her sokağı,her apartmanı bulmakta...Zaten birçoğu korunmuş , kullanılıyor günümüzde.Sehrin hafızası ne kadar önemli , yıkıp yeniden yapmanın maharet sayıldığı günümüzde eskinin peşinde koşan kaç kişi kaldık ki? . Umarım restorasyon çalışmaları devam eder, yanlış bilmiyorsam kitapta da geçen küçük bir manastır geçen yıl restore edilerek ziyarete açıldı. Beyoğlu Belediyesi'nin işletmesi de var içinde. . Yalnız daha özenli bir baskıyı hak ediyor .
Doğduğum Şehir
Doğduğum ŞehirMario Vitti · İstos Yayınları · 20189 okunma
Reklam
"Selam söyle!" diye bağırıyordu. "İstanbul'a selam söyle!"
Sayfa 48 - Benim yerimede söyle Azizcim.
Kumanda'n İsmet!
Kendi anlatımına göre İsmet Paşa, Mustafa Kemal'le 1916'daKafkas Cephesi'nde tanışmıştır. Kendisi 2. Ordu'nun kurmay başkanıyken başlarına Mustafa Kemal atanır. Ordunun durumunu sorarkendisine. İsmet Bey de 2 saat boyunca anlatır ve bir taarruz teklifinde bulunur. Mustafa Kemal de bayılır bu teklife. İnönü'ye
Sayfa 58 - TimaşKitabı okudu
Fatih Sultan Mehmed Hanın Ordusunda Görev Alan Bir Yiğit .
🇹🇷🇸🇦🇸🇦🇸🇦🇹🇷🇸🇦🇸🇦🇸🇦🇹🇷 Uubatlı Hasan, Bursa Karacabey'deki Ulubat gölünün kuzeybatı kıyısının yakınında bulunan Ulubat köyünde dünyaya gelmiştir. Ulubat köyünde bir yiğit olarak tanınan Hasan, İstanbul’un fethinin sembol ismi haline gelmiş ve gönüllere taht kurmuştur.   1453 senesinde Osmanlı Devleti’nin başındaki isim Fatih Sultan Mehmed Han,
Evet ; zahiren her kabir aynı gibidir. Fakat, insaf ve iz'an ile düşünülecek olursa, Fatih sultan Mehmet Han ile bekçi Hasan ağanın kabirleri bir olabilir mi ? Hz. Eba Eyyub-el-Ensari ile imam Hayri efendinin kabirierinin aynı olabileceği düşünülebilir mi? imam-ı a·zam hazretleri ile, Sultanahmet camii imamının kabirleri bir midir? Diğer enbiya ile enbiya ve Resfıller sultanı falır-i kainat efendimizin ravzaları bir olabilir mi ? Hangi mübarek makam için: (Ravzamla minberim arası, cennet bahçelerinden bir bahçedir) buyurulmuştur? Demek oluyor ki, zahiren bir ve aynı gibi görünmesine rağmen, muhtelif kabider arasında hakikatte büyük farklar vardır. Bu cümleden olarak, laalettayin bir kimse ile bir veliyullahın kabirieri elbette bir değildir ve olamaz. Hal ve hakikat böyle iken, Türkiye'de dini konuların en yüksek mercii olarak bilinen Diyanet işleri Başkanlığının, istisnasız bütün türbelere astırdığı şu gaflet vesikasına bir göz atalım : MUHTEREM ZiYARETÇi Kabir ziyareti, dinimizde sünnettir. Bu ziyaret sırasında selam verilir ve ölünün ruhuna Kur'an okunur. Türbelere mum yakmak, bez bağlamak, dilek taşları yapıştırmak, para atmak, Kurban kesmek ve doğrudan doğruya ölüden dilekte bulunmak, dinimizde yasaktır. Kabirler, ölümden ibret almak için ziyaret edilir. istanbul Müftülüğü
Sayfa 359Kitabı okudu
544 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
.. Bir insanla bir yola çıkmak istiyorsanız önce Ondan size sunulacak Her acıyı kabul etmeniz gerekirdi. Hevybanû'nun bana sunacağı her acı, çoktan başım gözüm üzerineydi. Selam kitapseverler #askerikurgu severlere harika bir öneri ile geldim. Son zamanların en favori serisi #onsra Bu kadar gerçekçi bir askeri kurgu okumadım daha önce. Kitabımız doktor Jülide'nin İstanbul'daki son gece bir pansiyonda tanımadığı biriyle birlikte olması ve ardından Urfa'ya gitmesi ile başlar. Nişanlısı tarafından arkadaşı ile aldatılan Jülide herşeyi geri de bırakır. Urfa'da görevinde devam ederken, gittiği ilk günde bir askeri çatışma alanına giderler. Hiç beklemediği o yabancı bir askerdir. Alparslan Şahin; Urfa'da özel bir timde yüzbaşıdır. Vatanı uğruna bir çok kardeşi ile hudutlarda vatan görevindedir. İstanbul'da bir gece birlikte olduğu kadını, çatışma alanında bir doktor olarak görmeyi beklemiyordur. Bu gizemli kadın daha ilk andan kalbine girmiştir. Tabi annesinin kendisi için düşündüğü evlilik planları da bir yandan Alp'i zorlar. Jülide'nin aslında sıradan bir doktor olmadığını, onun hakkındaki gerçekleri, korkularını öğrendikçe daha bir gurur duyar ve sahiplenir. Tabi her sevdanın yolları kolay değildir. Çiftimizi bu yolda bekleyen zorluklar ile beraber kitap da kurgu aşırı güzel işlenmiş. Şimdiye kadar okuduğum kitaplar kurgu ise de benim için bu kitap gerçek bir yaşama ait hissi verdi. Kitap sonu aşırı korkutan bir yer de bitti benim için. İkinci kitabı okumaya gidiyorum ben sizde mutlaka bu seri ile tanışın derim
Onsra
OnsraGökçen Koçan · Dokuz Yayınları · 2023302 okunma
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.