ebru turhan çavuş
ebru turhan çavuş
@selcen26
öğretmen
osmaniye
243 reader point
Joined on September 2020
Şu anda okuduğu kitaplar
Okuma Hedefleri
Osamu Dazai bu kitabında platonik aşkın pençesinden kurtulmak isteyen Risuke'nin öyküsüne yer verirken, savaşın ardından sisli bir yaşam perdesine mahkum edilen Japonya tablosunu gözler önüne seriyor. Bu kitap hayatı anlamlandıramayan ve melankolik ruh durumundan mektuplara tutunarak kurtulmaya çalışan gencin hikayesi..
Yazarın kendisi de hayatta hiçbir şeyi adlandıramamış ve hiç mutlu olmamış biridir. Yaşamı boyunca alkol,verem,uyuşturucu gibi sorunlar ile mücadele etmiş ve dört kez intihar girişiminde bulunan yazar en sonunda kendi hayatına kendisi son vermiştir.
İlk kitabı kadar sevmesem de okudum ve bitirdim.
Paola Peretti kendi hayatından esinlenerek yazdığı bu kitap ile hayatı değişmiştir. Zamanında yazar hastalığının görme yetisini elinden alacağı söylendiğinde bu kitabı yazma kararı alıyor. Bu kitap bir mücadele kitabı. Tüm yaş grubundan insanların okuyabileceği kısa bir novella.
Kitap 9 yaşındaki kız çocuğu Mafalda'nın altı ay içerisinde görme yetisini kaybedeceği genetik bir hastalık olan stargardt 'ı olması üzerinden Mafalda'nın karanlıkta yolunu ve geleceğini bulması anlatılıyor. Mafalda arkadaşları ve ailesi sayesinde , kendisi için önemli olan şeyleri keşfediyor. Görme yetisini kaybettiğinde neler yapacağı ile ilgili bir liste yapıyor.
Karanlıkta kalmak zor her çocuk karanlıktan korkar ama karanlıkta yolu bulmayı öğrenirse asla ama asla pes etmez.Mafalda da bu mücadeleyi veriyor.
Bu kitabı öneren ve ödünç veren @haliself hocama teşekkürler ederim. Küçük Prens ve İçimdeki Müzik kitabını okuyup seven herkes bu kitabı da sever.Iyi okumalar dilerim.
Osamu Dazai'den okuduğum ilk kitap. Yarı otobiyografi olan bir kitap. Yazarın kendisi de yaşamı boyunca alkol,verem ve uyuşturucu ile boğuşmuş ve dört kere intihar girişiminde bulunmuş olan Dazai 13 Haziran 1948' de Tamagawa Kanalına atlayarak intihar etmiştir.
Bu kitapta yalnızlığa itilmiş Yozo'nun hayatı anlatılıyor. Yozo ,ailesinin geleneksel tutumu ile kendi iç dünyasında ki dalgalanmalar arasında sıkışıp kalmış biridir.Hayata tutunmaya çalıştığı her an ayağı kayıp düşmeyi bilen biridir.Battıkça batan düştüğü bu dehliz, günden güne sonu görünmeyen bir yalnızlığa ve güvensizliğe sürüklüyor. Bu durum Yozo da tutunacak bir dal bulamama ve toplum dışına itilmesine sebep olur.
İnsanlığımı yitirirken, toplumsal kuralların ve belirlenmiş keskin sınırların çerçevesinde varoluşculuğun adımlarını atmaya çalışan bir yabancılaşma hikayesidir.
İyi okumalar dilerim.
Reader Follow Recommendations
Okudum ve bitirdim. #mineilebirlikteokuyoruz kitap kulübünde ki bir grup arkadaş ile birlikte okuduğumuz bir kitap idi. Öncülük ettiği için @zelisdmrc teşekkür ederim. Nereden bakılırsa tüm ayımı kaplayan bir kitap oldu.
Kitabımızın konusuna gelince Abdülhamit döneminde ki baskıyla "istibdat İstanbul 'u" Özgürlük adına iktidara gelenlerin yönetimde olduğu ama Abdülhamid 'e rahmet okutulan "Meşrutiyet Istanbul'u" Batan bir imparatorluğun bütün sefaleti ile ülkeyi işgal edenlere yaltaklanma da birinci olanların "İşgal İstanbul 'u" ve tüm bu olayların ortasında kesişme noktasında Muharrir Adnan Bey. Tüm olaylar o dönemin siyasi olayları, sefaleti ,yükselişleri, düşüşleri hep Adnan bey üzerinden anlatılıyor. Kalabalık bir karakter grubu var kitapta .Mevki sahibi olmak için yapılan çirkinlikler, yüksele bilmek için verilen çabalar yalakalıklar, yüzsüzlük..Zengin olup hatırı sayılır bir mevkiye gelince eşi dostu unutmak , düşünce de etrafında kimsenin kalmaması. Kimin eli kimin cebinde belli olmayan bir yaşantı olması ,namuslu ile namussuz kim o bile bilinmeyen, mevki şan şöhret peşinde koşan kadınların neler yapabileceğini görmek isteyen bu kitabı okusun.O dönem o kadar güzel bir şekilde anlatılıyor ki kitabın kalınlığı gözünüzü korkutmasın. İyi okumalar dilerim.
mahallede ne okuyoruz okuma kulübünün Şubat ayı kitabımız idi.Magda Szabo'dan okuduğum ikinci kitap. Yazar hem sade ve akıcı bir dil kullanırken olay örgüsünde okuyucuyu düşündürüyor şöyle bir kendine gelmesini sağlıyor.
Kitabın son cümlesi "Ölüler konuşamaz" etkileyiciydi.
Bayan Szöcs yıllarca hayatını yaşadığı eşini kaybetmenin
